İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Hâlâ `çamur olsun, bizim olsun´ anlayışı

Raffi A. Hermonn Haber tarihi 10.08.2005

Diyar-ı Frenkistan’dan, 25 yıl sonra, Ege – Marmara sularına dönüp, tam demir atmıştık ki, bir de ne görelim?..

Bizi: ‘Hoş geldin, çeyrek asırdır dere tepe düz gittin; ama biz, arpa boyundan fazla yol alamadık!’ diye yazan pankartlarla, karşılıyor, güzel yurdum.

El âlemler’inde, İngilizce adı, şişine şişine gezinmesiyle ünlü tavukgillerden ‘hindi’yle aynı şekilde (Turkey) çınlayan, Marmara’dan Güneydoğu’ya, Rumeli ve Anadolusuyla, ülkemizin: ‘Frenk sularda seyretmeye l‰yık olduğunu’, nice fırtınalara rağmen, kürek sallayarak, anlatmış olalım, burada… ülkenin içinden birçokların, ters küreklerine tanık olduk…

Vakıflar Genel Müdürlüğü, Türkiye karşıtlarının ekmeklerine tereyağı sürmek için mi var ve varlığını sürdürmektedir?

Efendim, Recep Tayyip Erdoğan’ın Başkanlığını yaptığı AKP’nin iktidarda olmasına karşın ‘hükümet’, dolayısıyla AKP Başkanı’nın da ‘Baş bakan’ olmada zorluklar çektiği, yurtdışından bile hissediliyordu; burada ise yüzümüze çarpıyor…

Dışarıda, Türkiye’de hangi güçlerin, AKP’nin el ve ayağını bağlayarak, onun nasıl, neden ‘öz iradesiyle hükümet’ olmasına, aslında engel olmayı istediklerini, belki de, yurtiçindeki birçoklarımızdan çok daha iyi biliyorlar.

Türkiye Rumları, ülkelerinde (Türkiye’de), devletlerinin gazabına uğramış, devletin gaspettiği bir çoğunun yanında, elde kalan son mülklerin içinde, İstanbul’un, Prens Adaları’ndan ‘Proti (Kınalıada)’de, bir Çocuk Kampı’na, üstündeki binasıyla sahipler. Tapusuyla, Rum kökenli Türkiye vatandaşlarımıza ait olan burada, t‰tile gidecek olanağı olmayan Rum ailelerin çocuklarına, hayır amaçlı, yaz kampı düzenlenir, taa Cumhuriyet’in ilk yıllarından beri.

Buraya kadar, çok çok… Türkiye’nin geneli için örnek teşkil edebilecek, ders alıp, insanlık ve ülkemiz adına alkışlayacağımız bir bilgi… ama o kadar!

Daha ötesi, ne bizi, ne de başkasını ilgilendirir… Tıpkı, Müslüman Türk kökenli, Türkiye vatandaşlarının, kurmuş oldukları ya da kuracakları bir yaz çocuk kampının, bir noktadan sonra, ne Rum kökenli ne de Türk Müslüman kökenli, başka Türkiye vatandaşlarını, ilgilendir(mey)eceği gibi…

Vakıflar Genel Müdürlüğü, hele Türkiye’nin AB müzakerelerine başlayacağı 3 Ekim öncesi, yemiyor içmiyor ve… bilinen yöntemlerle ‘Rum Çocuk Kampı’nın artık devletin eline geçeceği’ vs. haberler uçurtarak, Rum Patrikhanesi – Türkiye Rum Toplumunu tâciz ediyor, iyi mi?

Zaten bir avuç kalmış Rum vatandaşlarımızdan, çocuklarını göndermek isteyenler bile ‘Bu yıl göndermeyelim, çocukların başına bir hal gelmesin!’
diyorlar ve bu minicik Türkiye vatandaşlarımız, yazlık tâtillerinden oluyorlar.

Başta Rum Ortodoks vatandaşlarımız ve dünyanın milyonlarca Ortodoks kökenli Hıristiyan’ın (çatlasak da patlasak da bu böyle!) resmen dini lideri ve…
nasıl ki T.C. Cumhurbaşkanı, Başbakanı, Genelkurmay Başkanı ve Dinişlerinden sorumlu Devlet Bakanı, ülkenin tüm vatandaşlarının olması gerekirse, Musevi Hahambaşılığı, Ermeni Patrikliği, Suryani Metropolit Vekilliği gibi, hepimizin olan, Patrik Bartolomeos Hazretleri de – ‘lapsüs’ bir durum yaratacak bir ifade olacak ama – ‘Dinsizin hakkından, ancak imansız gelir’
misâli… 29 Temmuz 2005, Cuma günü, bir Rum çocuğun bile olamadığı ‘Kınalı’laşmış şu ‘Proti Rum Ortodoks Çocuk Kampı’nı törenle açıyor: ‘Çocuk olsa da olmasa da burası bizim; yasaları çiğnememek şartıyla, bize ait bir mülkte istediğimizi yaparız; veresiye vere vere, verecek ne mal ne de mülkümüz kaldı!’ mesajı vererek…

Cumhuriyetimizin başında – gizlilerden hele söz etmiyoruz – nüfusları 300 bin kalmış iken, bugün 70 binlere düşmüş Hıristiyan Ermeni, yine 120 bin kalmışken, bugün 1743’e düşmüş Hıristiyan Rum kökenli vatandaşlarımızın ellerindeki son mal mülklere hâlâ ‘Öteki biz’e ait olan sarayı yıkalım, darmadağın edelim, çamurlaştıralım, çamur olsun, ama Bizim olsun!’ şeklinde yaklaşan, hastalıklı bir zihniyetle karşı karşıyayız.

Denizcilikten dışticaret, sanayi ve turizme, Türkiyemiz’in en az 60 yıl, itibarının ise… ölçmesi hayli zor kaybıyla, bugün gelmiş olması gereken noktadan çok uzağa, kalkınmış ülkeler listesinde 77. sıraya düşmüş oluşunun nedenlerinin başında, toplumun dinamik unsurları, Gayrımüslimleri zorla, cebren, hileyle ‘kaçırtılmış olduğu’nun gelmesini, çoğumuz idrak edemiyoruz hâlâ!
Seyre devam edeceğiz.

Yorumlar kapatıldı.