İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Ermenistan’da 1 numaralı giyim markası olduk, sırada ABD var

Crispino ile erkek giyimde en çok tercih edilen markalar arasına girmeyi başaran Akdaş Grup dünyaya açılıyor. Ermenistan’dan sonra Amerika ve Çin pazarına girmeye hazırlanan grup, 2010’u hedef olarak gösteriyor.

‘Tüm beylere Crispino takım elbiselerini giydirmek’ hayaliyle yola çıktıklarını belirten Akdaş Konfeksiyon Grubu Genel Başkanı Fatih Akdaş, genç nüfusa sahip çıkıldığı sürece Çin’den korkmanın yersiz olduğunu söylüyor.

Malatya’da 30 yıl önce bir aile şirketi olarak kurulan Akdaş Grup, Türkiye’de takım elbise satışında ikinci sırada. Yurtiçinde mağaza sayılarını yıl sonuna kadar 50’ye, 2007’de de 70’e çıkarıp, dünyanın çeşitli ülkelerinde 250 mağaza açmayı hedefliyor. Crispino, yurtiçinde 210 noktada, yurtdışında da 17 mağazada satış yapıyor. Fatih Akdaş, İstanbul Çatalca’da yeni açtıkları fabrikayı bir üs olarak kullanacaklarını, dünya markası olabilmek için Türkiye’de altyapı hazırladıklarını kaydediyor. Akdaş, Avrupa’da prestij mağazaları girişiminde bulunarak yurtdışı mağaza açma yolunda ilerleyen Crispino’nun değer kazanabilmesinin temelinde Türkiye’deki markalaşmanın yattığını ifade ediyor. Akdaş, “1999 depremini ve 2001 krizini aştık. Yılda dört koleksiyon üretiyoruz. 2004’te 5 milyon dolar civarında ihracat yaptık. Bu yıl 60 milyon dolar ciro bekliyoruz.” diyor. Ermenistan’da ilk Türk firma özelliğini taşıyan Crispino’nun ardından, bu ülkede dört Türk mağazası daha faaliyete geçti. Israrla Türkiye’de yatırım yapmak isteyen Akdaş Grup, kendi markaları haricinde ihracat yapmıyor. Yurtdışından ciddi talepler alıyor; ancak fason üretime soğuk. Fatih Akdaş, “Yüzümüzü o tarafa çevirmiyoruz.” diyor. Firma, dışarıda kiraladığı tesislerde Crispino’yu dikiyor. İmalat ve mağazacılığı birbirinden ayırarak Çin’de ve Yugoslavya’da ucuz dikim mümkünken ‘Öncelikle Türkiye’ vizyonuyla yatırımı yurtiçine yapıyor. Hükümetten destek vermesini isteyen Akdaş, “Hükümet bize destek verirse Doğu ve İç Anadolu bölgelerinde fabrikalar kurup üretim tesislerimizi genişletmek istiyoruz.” ifadelerini kullanıyor. Crispino satışları patlayınca bir anda 200 bayiye çıkan Akdaş Grup, markalaştıkça markaya zarar verdiklerini düşünerek ikinci bir marka arayışına girdi. “Bir şehirde iki mağazamızdan birisinde satış gerçekleşirken diğerinde olmayabiliyordu. Suess’i tasarlayarak corner mağazaların hizmetine sunduk. Crispino ise parakende sektöründe ilerleyecek.” diye konuşan Fatih Akdaş, Suess satış fiyatlarının Crispino’nun altında olacağını kaydediyor. Suess için Crispino’ya yakın çizgiler tasarlanıyor. Firma, 2006’da spor kıyafetlerini Crispino’ya dahil edecek.

Fatih Akdaş, Türkiye’nin lokomotif sektörü olarak tanımladığı tekstil pazarındaki bürokratik engellerden yakınıyor: “Döviz kurlarındaki düşüşler işadamlarını bezdirdi. Rekabet yapamaz hale geldik. Gümrükteki bir makine için fabrikam 20 gün iş yapamadı. Sektör önünün açılmasını bekliyor.”

Son dönemlerde sayısı hızla artan alışveriş merkezleri arasındaki rekabete de temas eden Fatih Akdaş, alışveriş merkezlerindeki yabancı hayranlığını eleştiriyor. Akmerkez’de bir mağaza açma girişimlerinin yerli oldukları için sonuçsuz kaldığını açıklayan Akdaş, “Yabancılarla birlikte onlara başarılar diliyorum. Şu an bu merkezlerde bir kan uyuşmazlığı var.” diyor.

Çin’den korkmayalım, tasarımcı yetiştirelim

Türkiye, konfeksiyon alanında teknik ekip kurmakta zorlanan ülkeler arasında. Bazı firmalar dışarıdan getirdikleri tecrübeli elemanlarla işlerini hallederken, bazıları da ilgili okullardan mezunlara iş imkanı tanıyarak bünyesinde bir ekip kuruyor. Akdaş Grup da kendi ekibini kuran firmalardan. Bu alanda hizmet verecek kaliteli eleman sıkıntısı çektiklerine vurgu yapan Fatih Akdaş, tasarımcı yetiştirmeye gayret ettiklerini söylüyor: “Türkiye’de tasarım biraz yavaş ilerliyor. Maalesef tasarım Türkiye’nin sorunu halini aldı. Tasarımdan anladığınız ölçüde kreasyonlarınızı hazırlayabilirsiniz. Türkiye modacısını yetiştirmek zorunda. Bize teşvik verilecekse tasarımda destek verilsin. Biz de Türk gençlerini yetiştirelim. Çin’den korkmaya gerek yok. Bizim tasarımcı ve gözlemcilere ihtiyacımız var.”

12.08.2005

Zeliş Yıldıral

İstanbul

Yorumlar kapatıldı.