İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

AYASOFYA´yı az kalsın havaya uçuracaktık

Burak Artuner

Papa 16. Benedictus’un İstanbul ziyaretinde Ayasofya’da dua etmesi gündemde. Bu duanın mekana kilise hüviyeti kazandıracağı tartışılıyor. Bundan 86 yıl önce Ayasofya’yı kilise yapma girişimi karşısında, bu eşsiz eseri havaya uçurmayı planlamıştık!

Ayasofya Müzesi bugünlerde ‘ibadethane olarak açılsın açılmasın’ tartışmalarıyla yeniden gündeme geldi. Bir vakfın geçtiğimiz aylarda Ayasofya’nın yeniden camiye çevrilmesi isteği Danıştay tarafından reddedildi. Bu arada Fener Rum Patriği Bartholomeos’un daveti üzerine kasım ayında İstanbul’a gelecek yeni Papa 16. Benedictus’un burada dua edeceği haberleri çıktı. Araştırmacı Aytunç Altındal, Hıristiyanlık’ta Papa’nın dua ettiği mekanların kutsal sıfatına haiz olduğu ve Hıristiyanlar tarafından bir nevi hac yeri olarak kabul edildiğini söylüyor ve ‘Ayasofya yeniden kilise olur’ diyor.

MİNAREYE ÇAN HAZIRLIĞI

Bundan 86 yıl önce Ayasofya’yı kilise yapma girişimi, bu eşsiz mekanı havaya uçurma tehditiyle etkisiz hale getirilmişti. Yıl 1918. İstanbul işgal altında. Yabancı bayrakların Beyoğlu Caddeleri’nde dalgalandığı günlerde, bazı Hıristiyan çevrelerin Ayasofya Camii üzerindeki iştahları kabarmıştı. Minarelere çan ve kubbesine haç hazırlayanlar olduğu duyulmuştu. İstanbul’da işgale karşı direniş hazırlayan Albay Kara Vasıf Bey’in kurduğu gizli teşkilat Karakol Cemiyeti de bu haberleri teyit etmişti. Amerikalı gazeteci Krayn, o günlerde Mütareke Komisyonu Reisi olan Galip Kemali (Söylemezoğlu) vasıtasıyla padişahla görüşecekti. Galip Kemali Bey’le konuşurken, ‘Padişahın tutumu çok iyidir. Fakat, ah ne olurdu, Ayasofya’yı Rumlara bağışlayacağını söyleseydi. Amerika kamuoyu üzerinde büyük bir tesir yaratmış olurdu’ dedi.

Galip Kemali Bey, buna ‘Siz böyle bir şeyi nasıl hatırınızdan geçirebiliyorsunuz. 20. asırda bir Haçlılar harbi mi çıkarmak istiyorsunuz. Ayasofya kıyamete kadar Türk’ün malı olarak kalacaktır. Böyle bir fikri ortaya atamazsınız’ diye tepki gösterdi. Aynı günlerde Beyoğlu’nda bazı Rumlar, Ayasofya’yla ilgili gösteriler yapmaya başlamıştı. Galip Kemali Bey, bir gün İngiliz, İtalyan, Fransız komiserleriyle yaptığı bir toplantıda meseleyi açtı. Böyle delice bir harekete kalkışacak olunursa, son derece tehlikeli olaylar çıkabileceğini söyledi. Hayretle sordular: ‘Nasıl bir hareket çıkabilir?’ Galip Kemali Bey, kendinden son derece emin bir şekilde, ‘Bu tarihi mabed derhal havaya uçurulur. Bunun için tertibat alınmıştır. Sizin yapacağınız iş Ayasofya etrafında asker bulundurmak ve asla Rumları yaklaştırmamak olmalıdır. Yoksa Ayasofya uçurulacak ve bundan siz sorumlu olacaksınız’ diye yanıt verdi.

CİDDİYETİNE İNANDILAR

Bu kesinlikle gözdağı değildi. Karakol Cemiyeti bu hazırlığı yapmıştı. Ayasofya Camii’ne karşı yapılacak bir hareket ile tecavüzleri önlemek görevi Hücum Taburu Komutanı Binbaşı Yenibahçeli Şükrü Oğuz’a verilmişti. Karakol Cemiyeti’nin kararına göre, ‘Ayasofya’ya karşı herhangi bir tecavüz silahla karşılanacaktı. Üstün kuvvetlerle hücum karşısında direniş kırılacak olursa, minarelerine çan, kubbesine haç takmalarına fırsat vermeden Ayasofya Camii, dinamitle havaya uçurulacaktı.’ Ancak işgal kuvvetleri ve bu heveste olanlar uyarının ciddi olduğunu kavradılar. Bu sayede İstanbul’un işgali sırasında Ayasofya’ya bir tecavüz meydana gelmedi. Bu eşsiz eser de günümüze kadar ayakta kalabildi.

Yorumlar kapatıldı.