İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Yalancının mumu

Ruhat Mengi

Tarihçi yazar Stefanos Yerasimos ölmeden önce yaptığı son röportajda (Milliyet, 31 Temmuz) “Fransa’da ve ABD’de rahatça yaşayan Ermeni diasporası? parayı verip hafta sonu milliyetçiliği yapıyor.” demiş

01.08.2005

Tarihçi yazar Stefanos Yerasimos ölmeden önce yaptığı son röportajda (Milliyet, 31 Temmuz) “Fransa’da ve ABD’de rahatça yaşayan Ermeni diasporası? parayı verip hafta sonu milliyetçiliği yapıyor.” demiş. O ve birçok tarihçi Ermeni soykırımı iddiası hakkında Avrupa ve Amerika’daki Ermenilerin kati, tek taraflı bir politikayı maddi desteklerle sürdürdüklerini açıklarken bizim bazı gazetecilerimiz ile tarih eğitimi almış bazı eğitim görevlileri (bu tür her kişiye ‘bilim adamı’ dememize okurlar itiraz ediyor.) Türkiye’nin bu olaydaki “kesin ve tek suçlu” taraf olduğunda isran sürdürüyorken Fransa, İsviçre gibi ülkelerin yanında yer alıyorlar.

Bu da halâ yetmiyor, Türk Tarih Kurumu’nü yalan üzerine kampanya yapmak, psikolojik savaş yürütmekle suçluyor ve Başkanı Yusuf Halacoğlu’nu istifaya davet ediyorlar.

Etyen Mahcupyan 3 Temmuz 2005’te Zaman gazetesi’nde yazdığı bir yazısında; “Alman Parlementosu’nun Türkiye’yi tarihiyle yüzleşmeye davet ettiği” karan protesto eden emekli diplomat, CHP Milletvekili Şükrü Elekdağ’ın Ermeni meselesinde devlet pozisyonunu belirleyen grubun sözcüsü olduğunu, bu konuda bir milli pozisyon oluşturma ihtiyacının CHP ile TTK’yı birleştirdiğini ve bu siyasi koalisyonun AKP’yi de esir aldığını söylüyor. Ona göre Mavi Kitap ve içindeki belgelere uydurma denemez. TTK yayınlan da propaganda amaçlı kullanıldığı için Mavi Kitap bu şekilde de suçlanamaz.

Ona göre önce “Tarih Kurumu yayınlarının uluslararası akademiada ve bizzat makbul Türk tarihçileri nezdinde hangi düzeyde
değerlendirildiğini” araştirmaarı gerekir…

Makbul tarihçi??

Etyen Mahcupyan 360’a yakın makbul Türk tarihçisinin soykırım iddiası konusunda Tarih Kurumu belgelerini, doğru kabul ettiklerini ve bunu açıkladıklarını yine unutmuş. Kimbilir belki de ona göre “makbul” yalnızca “soykırım iddiasına arka çıkan tarihçi” demektir, bilemeyiz. Ama 1915’te istanbul’a gelen, ön yargıyla ve sırf Almanya’ya “beklentisi doğrultusunda yayın ulaştırma amacıyla” geldiği belirlendiği için Anadolu’ya geçişine izin verilmeyen, hazırladığı tüm bilgileri Amerikalı misyonerlerden, Amerikan Büyükelçisi Morgenhau’nun? gösterdiği bazı raporlar ile Patrikhane’den alan, adımını Anadolu’ya atıp tek bir Ermeni ile konuşmamış olan Lepsius’un kitabını bile tartışmaya başlayınca zaten bu konudaki bilgisinin yetersizliği ortaya çıkıyor.

Tahrifat yapan kim?

Lepsius, mahcupya’nın da “Alman Dışişleıi’nin belgelerde tahrifat yaparak yazarını kandırdığını
kabullendiği gibi Mavi Kitap’tan da beter, hiç güvenilemez bir kaynaktır. Mavi Kitap için ise bizim yorumda bulunmamıza hiç gerek kalmamış, hazırlayanların kendisi propaganda amaçlı olduğunu, yanlış bilgilerin yer aldığını açıklamışlardır.

Genellikle ABD’de yaşayan ama Ermeni soykırım iddiasında açıkça Ermenilerin yanında yer alan Taner Akçam ise Hrant Dınk’in Agos gazetesinde 7 Haziran’da çıkan yazısında Tarih Kurumu’nun stratejisini (sanki kitaplar hazırlayan Türkiye gibi Lepsius gibi, Mavi Kitap gibi uydurma kitaplar hazırlayan Türkiye imiş gibi) “gerekirse Alman, İngiliz, Amerikan belgeleri de dahil tüm belgeler tahrif edilmelidir, bunda bir sakınca yoktur” şeklinde açıklıyor. Sanki Avrupa’ya, Ermenistan’a “iddia”yı uluslararası bilimsel bir platformda tartışmayı teklif eden Türkiye, kaçan karşı taraf değilmiş gibi, TTK’nın büyük bir karşı kampanya yaptığını söylüyor.

Halacoğlu’nu TTK’yı yalan üretme merkezi haline getirmekle suçlayarak istifasını istiyor.

Tarihi tartıştığınızda “gerek yok, herşey ortada zaten diyen ve havadan sudan konuşup, kendi söylediğine de belgelerden çok
inanan anlayışa karşı ne yapılabilir ki?”

Asıl acı olan bu yalan yanış bilgileri diğer ülkelerde yapılan her toplantıda “vazife yapar gibi” tekrarlayıp durmaları!

IQ Belirtilerimiz… Devam!

Hatırlayacaksınız IQ’muzun özeleştiri ile değerlendirilmesi konusunda bir liste vermiştim geçen yazımda.

Neyse ki hiç değilse Londra’daki terör eylemi ile ilgili olarak göz altma alınan 4 Türk’ten üçü serbest bırakıldı da aradan kurtardık paçayı… Ama her gün başka IQ haberlerimiz mevcut, o konuda sıkıntı yok. Arada bir yapmayı sürdüreceğim bu listeleri…

İşte VATAN’ın dünkü manşet haberi; 8 trilyonluk kaçakçılığı yapanlar Gebze Gümrük Müdürlüğü’nde krallar gibi karşılanışlarını anlatiyor… Genel Müdür ile Müsteşar Yardımcısı koluna girmiş, başta Başmüdür herkes selâmda. Benzeri duyulmuş mudur devlet memurlarıyla böylesi girift ilişkilerin?

İşte defalarca ‘havai fişek ve benzeri gösterileri yapmayın, insanlar korkuyor, bu görgüsüzlüğe gerek yok9 diye yazmamıza rağmen Özcan Deniz konserinde parlatılıp İzleyicilere İsabet etmesiyle çıkan olaylar. Ve iste Sezen Aksu konserinde polisin insanlara biber gazı sıkması…

Görebilir misiniz benzerini medeni bir ülkede?

Arttıran varsa örnekleri, alıyorum.

Yorumlar kapatıldı.