İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Orhan Pamuk mihenk taşı gibi

Hakkı Devrim

Orhan Pamuk, Almanların verdiği «Barış Ödülü»yle gene gündemde.

Geçenlerde çoğumuzu, beni de, rahatsız eden bir şey yaptı, biliyorsunuz. İsviçreli bir gazeteciye «Burada otuz bin Kürt, bir milyon da Ermeni öldürüldü. Ve kimse bundan söz etmeye cesaret edemiyor. Bunu ben yapıyorum. Bundan dolayı benden nefret ediyorlar» dedi.

Tepki gösterdik. Hepimiz, kendi meşrebimizce…
Orhan Pamuk bunları Türkiye’de, bizden birine söylese çok da yadırgamam. Haber olarak değerlendirmekte kusur etmeyiz. Böyleyken niye gider de dışarıda söyler? İşte bunu anlamakta güçlük çekerim. Geçmişimde, kendi aramızda halledebileceğimiz bir meseleyi gidip öğretmene söylediği için dövdüğüm sınıf arkadaşlarım var. Yabancı bir dünyaya gelip yerleşmeye niyetlenmiş göçebe çocuğunun «nefsini müdafaa insiyakı»dır belki de bizimki.

Alman ödülü haberini Hürriyet «beyefendice» verdi. Akşam daha çoğunu yaparak, hadiseyi manşetine taşıdı. Diğerleri temkinliydiler.

Cuma günü Akşam’da Yalçın Pekşen konuyu aydınlığa çıkardı: «O sözlerinden ötürü Orhan Pamuk’a ateş püsküren gazeteler, ansızın çark edip onu göklere çıkaramadı». Yazısının son satırlarında Pekşen, «Pamuk önemli bir yazarımız, diyordu. Onunla övünmeyi sürdürelim. Bize ters gelen düşünceleri yüzünden reddedersek, önemli bir yazarı aşağıladığımız için, biz de aşağılanabiliriz».

Şu da Türkiye’de bir gazetenin manşetiydi: «Edebiyat çevreleri, Türkiye’ye vurdu ödül kazandı, dediler; Ekmeğini yediği ülkeyi kötülediği için alacağı bu parayı güle güle yesin!» (Gözcü, 24 haziran).

Ve bir hanım yazarımız: «Eh, Ermeni meselesi ile Kürt sorununa (Mesele’yi tekrarlamaktansa çeşit olsun istemiş) Avrupa bakış açısıyla baktın mı, onların barış ödüllerini toplarsın…» Ve hüküm fıkrası: «Ne hikmetse Türk insanı bir türlü vâkıf olamadı bu yazarın eşsiz hafızasına ve romanlarının benzersizliğine… Buralarda kime sorsanız söylüyor» (Ruhat Mengi, 24 haziran, Vatan).

İnsan ikrarından…, derler!

(Kısaltıldı)

Yorumlar kapatıldı.