İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Almanya ne yapmak istiyor?

Hakan Akpınar

ALMANYA Federal Meclisi, geçen hafta kabul ettiği bir kararla, Sözde Ermeni Soykırımı’nı tanıyan parlamentolar zincirine bir halka daha eklemiş oldu.

1939- 45 yılları arasında yaşanan İkinci Dünya Savaşı’nı başlatarak, 45 milyon insanın ölümüne neden olan Nazi Almanyası’nın torunlarının yaptığına bakın. 1.5 milyon Yahudi’yi başka bir ırk ve dinden olduğu için fırınlarda yakarak kirli bir tarihi omuzlarında taşıyan Alman politikacılar, Türkiye’nin Ermeni katliamı yaptığını savunuyor.

Alman Parlamentosu’nda sözde Ermeni Soykırımı ile ilgili olarak alınan karardaki şu cümleye dikkatinizi çekerim:

– Osmanlı döneminde Jön Türk Hükümeti’nin, Anadolu’da Ermenilerin neredeyse tamamen katledilmesine yol açan girişimlerinden üzüntü duymaktadır…

Soykırımı sözcüğü kullanılmıyor ama katliam deniliyor. Kararda, uluslararası parlamentoların ve tarafsız (!) tarihçilerin 1915 yılındaki Ermeni Tehcirini soykırımı olarak tanıdığına da atıfta bulunuluyor.

Elbette ki, Türkiye Ermeniler’e soykırımı uygulamışsa, Yahudi Soykırımı utancını omuzlarında taşıyan Almanlar’ın bile bunu kınama hakkı vardır. Ancak, Türkler Ermeniler’e soykırımı uygulamış mıdır? Kuşkusuz ki hayır!

Ölüm kampları ne olacak?

ALMAN Parlamentosu’nun kararında bir milyon Ermeni’nin katledildiği iddia ediliyor. İnsan sormadan edemiyor, saydınız mı? Bir milyon insanın cesetleri nereye gömüldü? Madem bir milyon Ermeni katledildi, bunların mezarları nerede? Anadolu’da neden toplu mezar yok? Katliam varsa, bu cesetler nerede?

Auschwitz Kampı’nda ve Naziler’in diğer kamplarında ise insanlar fırınlarda yakılıyordu. Doğal olarak ortada da ceset kalmıyordu. SS Subayları, insan bedenlerine sanayi hammaddesi muamelesi yapıyorlar ve cesetlerden yağ ya da sabun elde ediyorlardı. Tabii ki ortada ceset kalmıyordu?

Peki, Almanlar ellerinde bir argüman ve sağlam kanıt yokken, neden böyle bir karar aldılar? Bu kararın ardında, Türkiye’ye karşı yürüttüğü kampanyayı uluslararası hukuka monte etmeye çalışan Ermeni diasporası var. Ermeni diasporası, batı parlamentolarındaki lobi faaliyetleri aracılığıyla dünya kamuoyunda Türkiye’yi yalnız bırakmaya ve soykırımı iddialarıyla çepeçevre kuşatmaya çalışıyor.

Bu kuşatma, Türkiye’nin AB’den müzakere tarihi almasından sonra daha belirgin bir hale geldi. 17 Aralık 2004’ten sonra art arda yabancı parlamentolarda sözde Ermeni Soykırımı’nı tanıyan yasalar kabul edilmeye başlandı. Bir taraftan Türkiye’nin AB üyeliğine karşı çıkan gruplarla da ittifaklar kuruluyor. Türkiye’yi soykırımcı ve antidemokratik bir ülke gibi göstererek, yalnızlaştırmaya çalışıyorlar. Bunu görmemek için kör olmak ya da dünyaya başka bir pencereden bakmak gerekiyor.

Hıristiyan Demokratlar ve Diaspora

SÖZDE Ermeni Soykırımı iddialarına Avrupa’da en büyük desteği veren çevrelerin başında Hıristiyan Demokratlar’ın gelmesi de ayrıca düşündürücüdür. Bu çevreler, Türkiye’yi de AB içinde istememektedirler.

AB’yi bir Hıristiyan Birliği olarak öngören Hıristiyan Demokratlar’ın, aynı dine mensup Ermeniler ile aynı safta buluşmasından daha doğal ne olabilir ki?
Türkiye’yi katliam yapmakla suçlayan Almanya Parlamentosu’na şu tarihi gerçeği yeniden hatırlatmakta yarar olsa gerek.

500 yıl önce İspanya’dan kaçan Yahudiler’e kucak açanlar, sizin bugün katliamla suçladığınız Türkler değil mi? Oysa sizin büyükbabalarınız Yahudiler’i fırınlarda yaktı. Yüzyıllar boyu Anadolu topraklarında kardeşçe yaşayan halkların bir parçası olarak kabul edilen Yahudi cemaati, Türkiye’de hiçbir baskıya maruz kalmazken, Avrupa’da soykırımıyla tanıştı.

Gerçekleri saklamak, bazen üstlerini örtmek mümkün olabilir; ama tarihi olayları çarpıtmak sonuç vermeyecektir. Gerçeklerin sağlamasını yapan tarihtir ve insanlık tarihi de bir gün bu yanlışı düzeltecektir.

Yorumlar kapatıldı.