İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Murat Çelikkan: Bak şu konuşana! – Radikal

Vatan
gazetesinden Devrim Sevimay, Adalet Bakanı Cemil Çiçek
ile iki gün
boyunca yayımlanan bir söyleşi yaptı. Cemil Çiçek
gerek TCK, gerek
cumhurbaşkanlığı, gerekse iptal edilen Ermeni konferansı konusundaki
görüşlerini açıklıyor. Konferansla ilgili sözleri
şöyle: “Bunu yanımda
bilerek getirdim. (Cebinden bir faks metni çıkarıyor) AK Parti
her ay
kamuoyu araştırmaları yaptırır. Bu ay Ermeni konferansına ilişkin
sözlerim nedeniyle de bir araştırma yaptırmış. Sonuçlarını
ilk kez size
söyleyeceğim: Türkiye’de o konuşmamı olumsuz bulan,
yüzde 27.1’dir.
Partilere göre dağılımı da yapılmış, partimde bunu olumsuz bulan
19.7,
CHP’de yüzde 35, MHP’de 18.3, DYP’de 26.6, ANAP’ta 30, DEHAP’ta da
64.8. Şimdi herkes şapkasını önüne koyup,
düşünsün.

En olumsuz bulan DEHAP’lılardır. Benimle ilgili, kim ne diyecekse
işte şimdi düşünsün.” Adalet Bakanı ‘halkın hissiyatına
tercüman
olduğuna’ inanıyor. Bu ülkede onlarca yerel yönetim kazanmış
bir
siyasal partiyi de geçerken ‘hançer’ grubuna sokmayı
beceriyor. Sıkıştı
mı, ‘Devleti korumak lazım,’ deyiveriyor. Yani işine geldiğinde
popülist, işine geldiğinde devletçi kesilebiliyor.
Yaklaşımının bir
ilkesi yok. ‘Halk aydınları dinleseydi, bu ülke komünist
olurdu’
dediğinde, hem popülizmi hem devleti temsil ediyor. Aydın
düşmanlığı,
her ikisinin de malzemesi. Reform sürecindeki Türkiye’de
faşizan
uygulamalar söz konusu olduğunda, ‘Ama halkın çoğunluğu da
bunu
istiyor’a sığınan bir Adalet Bakanımız var. Demokrasiden
uzaklaştıkça
şen ve mutlu!

Bak şu dava açana!

Kabinenin çiçeği burnunda bakanlarından bir diğeri,
AKP İstanbul
Milletvekili ve yeni Kadın, Aile ve Çocuktan Sorumlu Devlet
Bakanı
Nimet Çubukçu’nun durumu da ilginç.
Çünkü Çubukcu, Meclis Genel
Kurulu’nda 4 ve 7 Mayıs’ta yapılan oylamalarda kabul edilen Anayasa
değişikliği paketinde ‘kadın-erkek eşitliği’yle ilgili 10. maddeye
‘pozitif ayrımcılığın’ eklenmesi için faks kampanyası başlatan
kadın
örgütleri ve temsilcileri hakkında suç duyurusunda
bulunmuştu. Pozitif
ayrımcılık maddesinin yasada yer alması ve geçmesi için
kadın örgütleri
Meclis’i faks yağmuruna tutmuştu. Nimet Çubukçu kadın
örgütlerinin
gönderdiği fakstan sonra, ‘madde-i mahsusa tayini suretiyle
hakaret’
gerekçesiyle savcılığa suç duyurusunda bulundu.

Çubukçu, faksta imzası olan Kadınlarla Dayanışma
Vakfı, Amargi
Kadın Dayanışma Kooperatifi yöneticileri, Gülden Bağa,
Müjde O.
Bilgütay, Efsa Kuraner, ve Liz Erçevik Amado hakkında kamu
davası
açılmasını istedi. 6 Mayıs’ta ilk duruşma yapıldı. Hakkında dava
açılan
Kadının İnsan Hakları

Yeni Çözümler Vakfı’ndan Liz Erçevik Amado,
bianet.org’a
“Hakkımızda hakaret davası açılan metin eleştiri,
düşünce ve ifade
özgürlüğümüzü kullandığımız bir metindir.
Hakaret içermiyor”
açıklamasını yaptı. Bu da hükümette Kadından Sorumlu
Bakan’ın durumu!

Zorunlu göç ve çocuklar

Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü’nce hazırlanan bir
raporda, Diyarbakır
kent merkezinde suça karışan çocukların ailelerinin
yüzde 80’inin
merkeze bağlı köylerden ve başka kentlerden geldiği belirleniyor.
Raporun sonuç bölümünde ise, “Bu sorunların
polisiye önlemlerle
çözülemeyeceği, risk altındaki gruplara ilişkin acil
olarak ekonomik,
sosyal ve psikolojik rehabilitasyon projelerinin hazırlanması gerektiği
düşünülmektedir,” deniyor. Çeşitli
büyük illerde valilik ve sivil
toplum örgütlerinin bu alanda yürüttüğü
çalışmalar var. Sivil
kuruluşlardan biri de Başak Kültür ve Sanat Vakfı. Vakıf,
18-25 Haziran
tarihleri arasında Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi’nde
‘Çocuk Sanatla
Gelecek’ başlıklı bir dizi etkinlik düzenliyor. Etkinliklerin ilki
18
Haziran Cumartesi saat 14.00-17.00 arasında yapılacak ‘Zorunlu
Göçün
Çocuklar Üzerindeki Etkileri ve Sanatsal Faaliyetlerin
Çocuk
Gelişimindeki Yeri’ paneli. Panelin ardından vakfın atölye
çalışmalarına katılan yoksul, zorunlu göç mağduru
çocukların sanatsal
çalışmalarından oluşan resim ve seramik sergisi açılacak.

Yorumlar kapatıldı.