Ermeni soykırımı iddialarının yoğunlaştığı günlerde yazmıştık.
Ama
önerdiğimiz konu tartışmaya bile açılmadı. Şimdilerde yine
Ermeni
iddiaları ile ilgili yurtiçi ve yurtdışında epey konuşuluyor.
Önerimizi
tekrarlayacağız.
Ermeni iddialarının esas amacı Türkiye’den ciddi miktarda
tazminat
koparmak. ABD’de kimi sigorta şirketlerinin bu konuda çalışma
içinde
oldukları da biliniyor.
Birinci Dünya Savaşı sırasında Doğu Anadolu’da Ermenilerin
ayaklandığı,
Türk köylerini basıp yaktıkları biliniyor. Bu ayaklanmaya
karşı Osmanlı
İmparatorluğu’nun da Ermenileri Suriye sınırına sürdüğü,
bu sürgün
sırasında ister salgın hastalık deyin, ister bilinçli deyin,
çok sayıda
Osmanlı tebaasından Ermeni’nin de öldüğü biliniyor.
Kaç Ermeni öldü, hastalıktan mı öldü, ya
da verilen emirle mi öldürüldü konusunda 90 yıldır
tartışma sürüyor.
Türkiye Cumhuriyeti de bu tartışma sürecinde
suçlanıyor biz de
kendimizi garip bir refleksle savunmak zorunda hissediyoruz. Garip bir
refleksle diyorum, çünkü olayın muhatabı Türkiye
Cumhuriyeti değil.
Türkiye Cumhuriyeti, Ermenilerin de ayaklandığı Birinci
Dünya Savaşı
sonrasında dağılan Osmanlı İmparatorluğu’nun yerine, İstiklal Savaşı
verilerek kurulmuş bir devlettir. İstiklal Savaşı yapılırken Ermenilere
soykırım uyguladığı iddia edilen Osmanlı İmparatorluğu, bu savaşın
başkomutanı Mustafa Kemal ve arkadaşları için idam fermanı
çıkarmıştır.
Mustafa Kemal ve arkadaşları, savaşta başarılı olmasalardı, Osmanlı’ya
başkaldırıdan idam edilecek, Türkiye Cumhuriyeti devleti de
kurulmayacaktı.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu Lozan’da dünya tarafından
kabul
edildiğinde, Osmanlı döneminden üzerine kalan
yükümlülükler de
belirlenmişti.
Buna göre yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti, Osmanlı
İmparatorluğu’nun
borçlarını kendi sınırları içinde kalan
bölümüyle yüklendi ve 1954
yılına kadar da bu borçları son kuruşuna kadar ödedi.
Lozan’dan sonra, aradan 90 yıl geçmesine rağmen Osmanlı
Ermenileri
kesti ya da kesmedi tartışması, Türkiye Cumhuriyeti’ni
ilgilendirmez.
Bu tartışmada taraf olacak kesim Türkiye Cumhuriyeti değil,
Osmanlı
hanedanın hayatta kalan fertleridir. Özür dilenecekse
dedeleri adına
onlar dileyecek, tazminat ödenecekse de dedeleri adına onlar
ödeyecektir.
Osmanlı’dan Türkiye’ye nelerin kaldığı Lozan’da yazılı. Bunun
dışındaki
tartışmalara balıklama atlarsanız, yarın öbür gün Viyana
Belediyesi de
Kanuni’nin seferleri nedeniyle uğradığı zararları istemek için
harekete
geçer. Apışır kalırsınız.
Osmanlı değil Türkiye Cumhuriyeti olduğumuzu unutmayalım.
Atatürk’e
idam fermanı çıkarmış İstiklal Savaşı’nı tanımamış bir hanedan
ve
devletin savunuculuğunu yapmak istemiyorum.
Yorumlar kapatıldı.