İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Çömez´in Ermeni deneyimi çok farklı…

M.Ali Birand

AKP Balıkesir Milletvekili Turhan Çömez, üç gün süreyle Erivan’da temaslar yaptı. Son derece ilginç izlenimlerle geri döndü. Başbakan Erdoğan, Çömez’i mutlaka dinlemeli. Eminim duyacakları Türkiye’nin Ermenistan’a yaklaşımını değişecektir.

Önce gazetelerde gördüm ve dönüşünde MANŞET programına davet ettim. AKP Balıkesir Milletvekili Çömez’in üç günlük Erivan gezisi, sadece kendini değil Türkiye’de bu ziyareti izleyenleri de şaşırttı.

En çok dikkati çeken nokta, Çömez’in, Erivan Üniversitesindeki konuşması sırasında, “1915’deki olaylar bizleri çok üzmüştür” demesiyle birlikte, havanın birden bire değişmesiydi.

“Bir Türk’ün buraya kadar gelip, üzüldüğünü söylemesi öylesine bir hayret yarattı ki, bakışlar farklılaştı” diyen Çömez, bunun gerekçesini de şöyle açıkladı: “… Türk imajı öylesine kötü ki, bu kadarı dahi büyük yankı yarattı. Türkiye’nin, bırakın üzüntü duymasını, 1915 olaylarını tümüyle görmezden geldiğine öylesine inanılmıştı ki, bu sözler hayret yarattı.

Çömez, bu ziyareti tamamen kişisel bir gözlemde bulunmak ve Ermenileri anlamak için yapmış.

Bravo doğrusu… Diğer parlamenterlerin kulakları çınlasın…

Çömez’in izlenimleri çok ilgniç.

– “Ermeni toplumu, Soykırımı öylesine benimsemiş, öylesine inanmış ki, bundan vazgeçmesi imkansız. Onlardan bunu istemek veya koşul olarak öne sürmek boşa çaba harcamak demektir.”

– “Ancak Ermeni toplumunun gerçek beklentisi, Türkiye tarafından ciddiye alınması, diyalog kurulmasıdır”.

Çömez haklı…

“Ermeniler ile hiçbir diyaloğumuz yok. Tamamen sırtımızı dönmüşüz” diyor.

Gerçekten de, Türkiye Ermeni halkını maalesef adam yerine koymuyor. Hükümete kızıyor, toplumu yok sayıyoruz. Çömez’in, tamamen kişisel bir girişiminin dahi ne kadar yankı yarattığını, bir “üzüntü duyduk” cümlesinin dahi nasıl etkili olduğunu açıkça gördük.

Peki ne yapmak gerekiyor?

Çömez’in uzun bir listesi var.

– Türk ve Ermeni öğrencilerin karşılıklı olarak Üniversitelere ziyaretleri…

– Parlamenter ziyaretleri…

– Gazeteci grupları ve karşılıklı demeçler…

– Ani harabelerini Ermeni turistlerin (hiç değilse ayda 1 defa) ziyaret etmelerine izin vermek ve sırf bunun için sınır kapısının “özel gruplara” açılması…

Bu listeyi daha da uzatabilir.

Bir noktayı iyi bilmemizde yarar var. Eğer Uluslararası Soykırım tuzağına düşmek istenmiyorsa, Ermeni toplumunun kalbini kazanmamız şarttır.

Çömez, tüm izlenimlerini Başbakana anlatacak.

MANŞET programındaki sözlerini tekrarlayacak ve eminim herkes tarafından da dikkatle izlenecek.

Sonrası önemli…

Bu izlenimler kulak ardı mı edilecek, yoksa ciddiye alınıp yaklaşımlar gözden mi geçirilecek?

Aslında, atılacak adımlar son derece kolay, Türk ve Ermeni toplumu arasında bir diyaloğun kurulması, karşılıklı ziyaretler yapılması kadar doğal bir şey olabilir mi?

Bunun, korkulacak bir yönü de yok. Tam aksine ne kadar yaygın bir diyalog oluşturulursa, sorunlar çok daha yumuşatılacak ve toplumlar birbirlerini daha iyi anlayacaklar.

Ermeniler, Soykırım iddialarından vazgeçmeseler dahi, bizim ne hissettiğimizi görecekler. Bizler de onların duyarlıklarını algılayacağız.

“Kardeşim, Ermeniler ne düşünürlerse düşünsünler, bizi ilgilendirmez” dersek, kendimizi daha da sıkıntıya sokacağız. Ülkemizi kapana sıkıştırmak isteyenlere daha fazla olanak sağlayacağız.

Çömez’i dinlemekte yarar var.

Yorumlar kapatıldı.