İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Ku Klux Klan ne demek ulan!..

Servet Kabaklı

RAHMETLİ Münire Nenemin o “cuk” diye oturan tabiriyle, bu “gidi”lerin “yüzü hedik suyuyla yıkanmış”… Utanmadan, sıkılmadan milletin gözünün içine baka baka, öfke salyaları saçıyorlar… Şu “yan”dan kulplu kaplama prof’a; “eti” mahcubiyetten morarmış, gözleri korkudan patlaklaşıp “yan” yatmış lâf salatası kılıklıya ibretle bakınız, ama hayret etmeyiniz…
Bu “gidi”ler ve benzerlerinin sermayeleri, ilim değil iftiradır. Bu “gidi oğlu gidi”ler, Müslüman Türk Milleti’ni sırtından hançerlemeyi en büyük marifet zanneder ve bu yolla, “Vahşî Batı”lı efendilerinin gözünde başarılı birer “yal ehli” olduklarını ispata çalışırlar.

Bunların hangi milletten olduklarına bakmaya gerek yoktur. Soyca Türk veya Ermeni olmalarının bir farkı yoktur. Kiminin süt, kiminin sülb konusunda ârızaları vardır. Bu gibiler son 200 yıldır İslam’a, Türk’e, maddeten ve mânen sahip olduğumuz bütün değerlerimize sinsice, kalleşçe saldırmayı mârifet sayarlar. Çünkü, mankurtlaşmış ve vıcıklaşmış kafalarına, “Vahşî Batı” tarafından Müslüman Türk düşmanlığı zerk edilmiştir.

Bunlar “mankurt mantıksızlığıyla” mantık yürütmeye, milletin başında boza pişirmeye yeltenirler; vıcıklaşmış beyinleriyle ona buna akıl vermeye çalışırlar. Başarı çıtaları ilmî esaslara göre değil, ihanet derekesine ayarlıdır. Papağan misali ezberleyip haykırdıkları yalanları, yanlışları ve düzmeceleri, halkımıza doğru diye yutturmaya çalışırlar. Yutmayan olursa, yeni iftiralarla, yalanlarla karalamak ilk tedbirleridir. Kendi yanlışlarından, ilimden, ispattan delilden yoksun yalan iddialarından başka doğru(!) kabul etmezler.
Bu “gidi”lerin en öne çıkan taraflara uslanmaz, arlanmaz, saldırgan, dönek, çifte standartçı tutumları, kısacası müptezellikleridir!..

Seni ‘gidi oğlu gidi’ seni!..

AZİZ gönüldaşlarım, Boğaziçi Üniversitesi’nde bir kısım kerameti kendilerinden menkûl akademisyen ile “fakademisyen” tarafından, “Ermeni Konferansı” adıyla yeltenilen “tertibin” önde gidenlerinden biri, bu tertibe karşı çıkan “millî sağduyu” için Ku Klux Klan benzetmesi yapacak ölçüde cür’etleniyor. Bu cür’eti nereden bulduğunun cevabı; biri “Koç” diğeri “Sabancı” soyadını taşıyan, TÜSİAD’ın yeni nesil, ama “nato mermer nato kafa” 2 yöneticisinin, “Ermeni Yanlısı Ermeni Konferansına”, Adalet Bakanı ve Hükûmet Sözcüsü Cemil Çiçek’in, Başbakan Erdoğan’ın ifadesiyle “şahsen” tavır koymasına gösterdikleri tepkiyle alâkalıdır…

Şimdi, “Prof” mu, yoksa “Doç” mu olduğu halen açıklık kazanmayan, kendi ifadesiyle; “Türk Milleti’nin ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin İdeolojik Muhalifi” olan zat-ı kurdeşene sormak lâzım… Ku Kluk Klan ne demek ulan!.. Eğer bu ırkçı, bu insanlık dışı işkenceci örgüte benzetilecek birileri varsa sizlersiniz ulan!.. Çünkü sizler “Vahşî Batılı” efendilerinize yaltaklanmanın kompleksiyle milleti köle gibi görenler, milletin sırtından kan emicilikle geçinenlersiniz ulan!..

Olmayan aklını başına toplayamayacağına göre; sarkıttığın o hasta dilini ağzının içine topla ulan!..

Seni “gidi oğlu gidi” seni!.. Senin kumaşların ne Bor’da, Ne Niğde’de satılmaz, sen Erivan’ın bit pazarına lâyıksın bu örümcekleşmiş, yobaz kafanla, kendine salyangoz satacak başka pazar ara ulan!..

Münasebetsizlik!..

ÖNCEKİ gece TGRT Haber’de meslekdaşlarımız Fuat Bol ve İsmail Kapan’la birlikte, “Çerçeveden Yansımalar” programına katılan ünlü “Türkiye Tarihçisi” Yılmaz Öztuna, kendisine yakışan tedbîr ve nezâketiyle bir devlet Üniversitesi olan Boğaziçi Üniversitesi’nde, “özel” üniversitelerden olan Bilgi ve Sabancı üniversitelerinin desteğiyle yapılması planlanan ve sonra “korkulup” vazgeçilen “İmparatorluğun Çöküş Döneminde Osmanlı Ermenileri” konulu ve ihanet kokulu bu toplantıyı bakınız nasıl yorumluyor…

“Konferansa katılan zevat mütehassıs Osmanlı Tarihçisi değildir… Yazılarını yazdılar, fikirlerini zaten söylediler… Türkiye’yi katliamla itham ediyorlar. Bunlar Osmanlıca bilmezler, eski kaynaklara inemezler. Batı kitaplarını okuyarak fikir ediniyorlar. Rakam bile verebiliyorlar. Bunlar Osmanlı’nın sancaklarını bile sayamazlar…”
Öztuna hoca, konferansın devlet üniversitesinde düzenlenmesi şu tepkiyi gösteriyor…

“Madem fikir hürriyetine açıklar, bunu özel bir üniversitede yapsınlar. Niçin devletin üniversitesinde yapıyorlar. Konferans âdeta özel bir tertiptir…

Katılanlar arasında aykırı fikirli kimse yok, sadece birbirlerini tasdik edecekler. Bir reyting, tiraj meselesine döndü. İlmî ve siyasî bakımdan böyle bir toplantı tertip edilemez. Bu münasebetsizliktir. Ben, 100’e yakın kitabın müellifiyim. Kimseden korkmadan fikrimi söyledim. Biri çıkmış, Adalet Bakanı’nın sözlerinden korktuğunu söylüyor. Bu ilim adamına yakışan medenî cesaret değil. Bunların iyi niyetlerinden şüphe ederim.”

Neymiş efendim?..

Sizi “gidi” münasebetsiz”şey”ler sizi!..

Yorumlar kapatıldı.