İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Karanlıklar prensi


Michael Vartan, Jane Fonda ve Jennifer Lopez’e hayır diyemeyip bu filmde oynamış.
“Vay Kaynanam Vay”da Jane Fonda ve Jennifer Lopez’e eşlik eden Michael Vartan, aslında karanlık karakterleri oynamayı seviyor

GÜLDEHAN NENG

“Michael çok eğlenceli biri. Muhteşem bir müzisyen. Harika bir atlet. Sanatçı. İlk gördüğünüzde, hakkında çok fazla şey bilmeseniz de sevdiğiniz adamlardan. Bana sorarsanız bunun sebebi çok düşünceli biri olması. Akıllı bir adam, hasbelkader oyunculuğa başlamış ve şimdi de spot ışıklarının altında.” Bu hafta vizyona giren Monster in Law / Vay Kaynanam Vay! filminin paylaşılamayan objesi Michael Vartan için söyleniyor bu sözler. Oyuncunun ününe ün katan TV dizisi “Alias”ın (Türkiye’de bir süre atv’de gösterildi, şimdi de ilk bölümünden itibaren salı-perşembe dizimax’te) yaratıcısı J.J. Abrams bu gözlemiyle, samimi gülümsemesi ve sakin duruşuyla ilk anda dikkati çeken 36 yaşındaki aktörü çok isabetli bir şekilde tarif ediyor.

Şimdi kendisiyle ilgili bazı noktaları açıklığa kavuşturalım. Vartan soyadını duyunca kafasında soru işareti oluşanlar, evet, Michael Vartan merhum caz müzisyeni Eddie Vartan’ın oğlu, şarkıcı ve oyuncu Sylvie Vartan’ın da yeğeni. Amerikalı annesiyle Fransız babasının daha kendisi beş yaşındayken boşanması üzerine Michael, iki ülke arasında mekik dokumaya başlıyor. 18 yaşına geldiğindeyse Fransa’da askerlik yapmak istemediğinden tamamen Amerika’ya yerleşiyor. Gerçek aşkı spor aslında. Hatta bir süre profesyonel bilardo oyuncusu olmak istiyor. İyi bir gitarist olduğunu ve müziğe yatkınlığını da unutmayalım. Ancak, birçok insan, özellikle de annesi yeteneği olduğunu söyleyince oyunculuk üzerine eğitim almaya başlıyor: “Annem bir sanatçı, ben de bir süre onunla çalıştım ama 19 yaşındayken on saat boyunca tek başına bir odaya kapalı kalmak istemiyorsun. Annem oyunculuk derslerine katılmamı söylediğinde çok utangaç olduğumu, insanlarla konuşmayı sevmediğimi söyledim. Ama parasını vereceğini söyleyince gittim. Sonra bir arkadaşı siyah deri ceketle ilgili bir film çekiyordu, hiçbir şey söylemeden boy gösterdim sadece ve 600 dolar kazandım. Her şey böyle başladı.”

1991 yılında ilk rol aldığı film bir Fransız filmi, “Une Homme et deux femmes/Bir Erkek İki Kadın”. Arkasından yine bir Fransız filmi geliyor, “Promenades d’ete/Yaz Yürüyüşü”. Bu filmler oyuncuyu, çıkış filmi olarak nitelendirilebilecek İtalyan yapımı “Fiorile”ye hazırlıyor. Paolo ve Vittorio Taviani’nin filminde bir Fransız askerini canlandırarak Vartan, Fransız Sezar Ödülleri’nde ‘en iyi yeni çıkış yapan erkek oyuncu’ ödülüne aday gösterilmişti. Kısa bir süre sonra da Hollywood’a adım atıverdi yakışıklı oyuncu. Gwyneth Paltrow ve daha önce “Friends” dizisinin bir bölümünde beraber oynadığı David Schwimmer’la birlikte “The Pallbearer”da rol aldı. Ve, sonunda onu zirveye oturtan film, Drew Barrymore’un yapım ekibindekilere Vartan’ı zorla kabul ettirdiği “Never Been Kissed/Gerçek Öpücük” oldu. Ancak canlandırdığı karakterin kendisine hiç benzemediğini, tamamen zıddı olduğunu eklemeden de edemiyor. Pek fazla ses getirmeyen birkaç çalışmadan sonra, bu sıralar Amerika’da ve Avrupa’da izleyicilerin nefeslerini tutarak izledikleri, bir kadın casus üzerinden karmaşık CIA ilişkilerini anlatan TV dizisi “Alias”da Michael Vaughn olarak çıktı hayranlarının karşısına. Dördüncü sezonunu yeni tamamlayan dizi önümüzdeki sezon son buluyor, ancak Vartan çok memnun hayatından, 20 sene devam etse oynarım bu dizide diyor: “İnsani, kişisel ve profesyonel açıdan bugüne kadar aldığım en harika iş bu. Ferahlatıcı. İnanılmaz insanlarla tanıştım, hepsi ailem gibi. Geçenlerde düzenlenen sezon sonu partisinde neredeyse ağladım. Birlikte çalıştığım insanları üç ay boyunca görmeyeceğime inanamıyorum.” “Alias”ın Michael Vartan’ın hayatında bunca önemli bir yer tutmasının bir nedeni de dizinin başrol oyuncusu Jennifer Garner’la olan beraberliğiydi.

15 yıl sonra Jane Fonda

Bu arada TV’den fırsat bulan genç aktör araya bir de film sıkıştırıdı. “Vay Kaynanam Vay!”da Jennifer Lopez ve Jane Fonda’yla (Fonda, 15 sene aradan sonra ilk kez bir filmde rol alıyor) başrolleri paylaşan Vartan, yeryüzündeki en eski ama asla gündemden inmeyen bir ikilemle karşı karşıya: Annesi mi, karısı mı? Kevin Fields başarılı bir doktordur ve birbiri ardına gelen tesadüfler sonunda, köpek gezdiren ve bir doktorun ofisinde sekreterlik yapan Charlotte’la (Lopez) tanışır. Birbirlerine âşık olurlar ve evlenmeye karar veririler. Bu arada, başarılı bir televizyon programı sunucusu olan Kevin’in annesi Viola (Jane Fonda) işten çıkarılır ve bir sinir krizi geçirir. Bakımevinden çıktıktan sonra oğlunun hayatını idare ederek oyalanmayı planlarken ufukta bir nikah gözüktüğünü öğrenmek ise hiç hoşuna gitmez. Sonuç malum, damadın arada sıkışıp kaldığı kayınvalide-gelin savaşları. Aslında karanlık karakterleri canlandırmaktan hoşlanan Vartan’ın böyle hafif bir romantik komedide neden rol aldığına gelince: “Aslında her şey Jane ve Jennifer yüzünden oldu. Bu endüstri için bu derece önemli iki kadınla çalışma fırsatını geri çeviremedim. Ayrıca romantik-komedilerde oynamak eğlenceli, kolay, ama favorim olmadığını söylemeliyim. İnsanın içindeki karanlık psikolojiyi keşfetmeyi tercih ederim.” Kısa süre sonra yeniden Michael Vaughn kimliğine bürünüp “Alias”a noktayı koyacak Vartan. Ondan sonra da ümidimiz onu gönlüne göre karanlık filmlerde izlemek.

Yorumlar kapatıldı.