İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

New York’ta yürürken antikacıda gördü FBI el koydu, Adonis başı Türkiye’ye döndü

Gila BENMAYOR

ÜNLÜ fotoğrafçı Ara Güler, 1958 yılında Denizli tarafında dolanırken yolunu kaybediyor. Karanlık bastığında adını dahi bilmediği bir köyde gecelemeye karar veriyor.

Sabah erkenden köyün kahvesine gidiyor.

Şaşkınlık içerisinde kahvenin duvarlarında antik taşlar, çay içilen masaların ise antik sütunlar olduğunu görüyor.

Fotoğraf çekmek içir dışarı çıktığında gördüğü şeyler daha da şaşırtıyor kendisini.

Yunus başlı mermer bir koltukta sigara tüttüren köylüler, tuğlaların arasına mermer sütunlar sıkıştırılmış evler…

Ara Güler, gördüklerinden müthiş etkilenerek, gün boyu fotoğraf çekiyor.

İstanbul’a döndüğünde çektiği siyah beyaz resimleri Arkeoloji Müzesi’ne götürüyor.

Müzede kimsenin bu fotoğralara getirebileceği bir yorum yok.

Müzeden bir yetkili, fotoğrafları Princeton Üniversitesi’nde ders veren genç Türk arkeoloğu Kenan Erim’e gönderiyor.

Ara Güler’in çektiği resimlerden etkilenen Kenan Erim, o dönemlerde İtalya’da görevli olduğu halde Geyre’nin yolunu tutuyor.

Görür görmez Geyre’deki antik Afrodisias şehrine aşık oluyor.

Öldüğü 1990 yılına kadar devam eden bir aşk.

EFES’TEN ROMA’YAGEMİLERLE HEYKEL GİDİYOR

Bu hikayeyi otobüste, Afrodisias yolunda dinliyoruz.

İzmir-Afrodisias arası neredeyse üç saat.

Yol uzun, hikaye bol.

Tanrıça Afrodit’in adına kurulmuş olan şehre ilk yerleşim MÖ 6000’lerde…

MÖ 2. yüzyılda şehrin yıldızı parlıyor.

Başta heykel olmak üzere güzel sanatların merkezi oluyor.

Hemen yanıbaşındaki zengin mermer yatakları nedeniyle dönemin en ünlü heykelcilik okulu Afrodisias’ta.

Heykeller burada yapılıyor ve Efes’ten Roma’ya doğru gitmek üzere gemilere yükleniyor.

Roma’da ‘Afrodisias Heykeli’ önemli bir marka.

Kenan Erim’in 1960 yılından itibaren başlattığı kazılarda bulunan bu heykellerden bazıları bugün şehrin girişindeki Afrodisias Müzesi’nde.

Turgut Özal’ın özel izniyle mezarı Afrodisias’ta olan Kenan Erim’den sonra kazı başkanı Oxford Üniversitesi profesörlerinden Robert Smith.

Daha sonra kendisine kazıların sponsoru olan New York Üniversitesi’nden Christopher Ratte katılıyor.

SOKAKLAR, NEW YORKGİBİ DİK DİK KESİYOR

Antik Afrodisias gezimiz Ratte eşliğinde.

Şanslıyız.

Şehirle ilgili her şeyi ayrıntılı bir şekilde öğreniyoruz

Tapınağıyla, spor oyunlarına ve gladyatörlerin dövüşlerine sahne olmuş 30 bin kişilik stadyumuyla, meclis binasıyla, agorasıyla Afrodisias 10-15 bin kişinin yaşadığı bir şehir.

Sokakları aynen New York sokakları gibi boyuna ve enlemesine kesiliyor.

Christopher Ratte’nin dediğine göre, burası her 10 kişiye bir heykelin düştüğü bir sanat ve kültür merkezi.

Afrodisias gerçekten mücevher gibi bir antik şehir.

Ancak esas nefes kesici olan şey, imparatorların tapınağı diye bilinen Sebastion’dan çıkartılmış frizler.

77 kabartma heykel, bugün Afrodisias’ta bir depoda.

Müzede yer olmadığı için ister istemez yeni bir müze kuruluncaya kadar depodalar.

Sebastion’da esas olarak 155 kabartma heykel varmış, ancak kurtarılabilenler bunlar.

Tahrip olanlar bir yana, kim bilir kaç tanesi yurtdışına kaçırılmıştır?

Robert Smith anlatıyor:

‘Bir gün New York’ta Madison Caddesi’nden geçerken bir antikacıda Afrodisias’tan kaçırılmış bir heykel başı gördüm. FBI’yı devreye sokunca heykel başını geri aldık.’

Smith’in yolda yürürken tesadüfen görüp kurtardığı baş büyük bir olasılıkla Adonis’e ait.

Bugün baş ile beden birbirlerine kavuşmuş.

Fırsatı kaçırmayıp, Robert Smith’in birbirine kavuşturduğu beden ve başın önünde fotoğrafını çekiyoruz.

Smith, Londra’da bir antikacının önünden geçerken yine Afrodisias’tan kaçırılmış bazı parçalar gördüğünü ve polise haber verdiğini söylüyor.

Arkeolog olmak, biraz da ‘yer üstü hafiyeliği’ gerektiyor galiba.

Sevgi Gönül’ün vasiyeti

AFRODİSİAS’a gönül verenlerin başında, 2003 yılında kaybettiğimiz Sevgi Gönül geliyor.

Sevgi Gönül’ün öncülüğünde 1987 yılında kurulmuş olan Geyre Vakfı, Afrodisias’ın her şeyiyle ilgileniyor.

Kazılarda çıkarılan eserlerin onarılması, korunması, sponsor bulunması, yurtiçi ve dışında antik şehrin tanıtımı derken liste hayli uzun.

Vakfın başkanı Ömer Koç.

Sevgi Gönül’ün Afrodisias ile ilgili vasiyeti ise yukarıda sözünü ettiğim kabartma heykellerin kaldırılacağı bir müze.

Bunun için 2 milyon dolara yakın bir para bırakmış Sevgi Gönül.

Amerikalı ünlü mimar Cesar Pelli, müzenin tasarımını yapmış.

Ne var ki, başta Smith ve Ratte, müzenin inşa edileceği alana ‘toprağın altında önemli eserler olabilir’ kaygısıyla karşı çıkmışlar.

Geyre Vakfı, şimdi Mimar Sinan Üniversitesi’ne ‘temel koruma planı’ hazırlattırıyor.

Plan Afrodisias için bir nevi yol haritası olacak.

Yorumlar kapatıldı.