İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Halaçoğlu’ndan soykırım iddialarına tepki

Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu, Osmanlı Devleti’nin, 1. Dünya Savaşı sırasında Suriye’ye sürgün ettiği Ermenilerin mallarının korunması ve gittikleri yerlerde ziraat yapmaları için arazi tahsis edilmesi kararı aldığını belirtti.

AA

Güncelleme: 23:29 04 Haziran 2005 CumartesiKayseri – “Bir devlet, katledeceği insanlar için böyle tedbir almaz” ifadesini kullanan Halaçoğlu, Osmanlı döneminde Ermenilerin devlette önemli görevlere getirildiğini ve orduda da 50 bin silahlı Ermeni askeri bulunduğunu kaydetti.

Türk Eğitim-Sen Kayseri 2 Nolu Şubesi tarafından düzenlenen “Sözde Ermeni Soykırımı ve Gerçekler” konulu konferansta konuşan Halaçoğlu, şunları söyledi: “Osmanlı arşivlerine göre 1914 yılında Ermeni nüfusunun 1 milyon 296 bin olduğu belirtiliyor. Bazı yabancı belgelerde de 1 milyon 600 bin civarında olduğu yazılı. 1.5 milyon Ermeni’nin katledildiği iddia ediliyor. Osmanlı Devleti, Kafkas Savaşı sırasında, Doğu Anadolu Bölgesi’ndeki bazı şehirlerdeki 438 bin Ermeniyi Suriye bölgesine sürgün etmiştir. Bunlardan 382 bini yerine ulaşmış, 52 bin civarındakiErmeni ise hastalık ve çeşitli nedenlerle yolda ölmüştür. Bu arada Osmanlı, sürgün ettiği Ermenilerin mallarının korunması, yolda can ve mal güvenliklerinin sağlanması, gittikleri yerlerde ziraat yapmaları için arazi verilmesi yönünde karar almıştır. Bir devlet, yok etmek istediği insanlar için böyle bir tedbir almaz.”

Suriye bölgesine sürgün edilen Ermenilere yabancı yardım kuruluşları kanalıyla yardım edildiğini bildiren Halaçoğlu, “Siz yok etmeyi düşündüğünüz bir topluma, yabancı yardım kuruluşlarını kamplarasokar mısınız? Çünkü, Suriye Osmanlı topraklarıydı. 1918 yılında Çukurova’ya 218 bin Ermeni getirilmiştir. Ölmüşlerse nereden geldiler?” diye konuştu.

ERMENİLER 530 BİN MÜSLÜMANI KATLETTİ

Kars, Van, Erzurum ve Iğdır bölgelerinde Müslümanların Ermeniler tarafından katledildiğini, bu katliamlar sırasında 530 bin Müslümanın yaşamını yitirdiğinin belgelerle tespit edildiğine dikkat çeken Halaçoğlu, şunları kaydetti:

“Bunların hesabını kim verecek… Kafkasya’dan sürgün edilen 702 bin Müslümanın, Türkün, Balkanlar’dan sürgün edilen ve bunlardan 1.5 milyonu yollarda ölen 5.5 milyondan fazla kişinin hesabını kim verecek?… Dünya bunlardan hiç ses etmiyor. Ama tarih gösteriyor.”

SOYKIRIM KARARI ALAN PARLAMENTOLAR

Katılımcıların sorularını da yanıtlayan Halaçoğlu, bir vatandaşın ‘Yabancıların Türkiye’de toprak alımları’ ile ilgili sorusunu, “Toprak alımı çok dikkatlice takip edilmesi gereken bir konu. Toprak alımları daha çok, Şanlıurfa, Hatay ve Antalya bölgesinde görülüyor. Antalya bölgesinde alınanlar genellikle tatil amaçlı görülüyor, ama koloniler meydana geliyor” şeklinde yanıtladı.

Halaçoğlu, sözde soykırımla ilgili karar alan parlamentolar yönündeki soruya karşılık olarak da şöyle dedi:

“Soykırım kararı alan parlamentoların ellerinde belge de yok, uluslararası mahkeme kararı da yok. Bu parlamentolar neye dayandığını Türkiye Cumhuriyeti Parlamentosu ve Dışişleri Bakanlığı sorduğu zaman o parlamento şaşırır. Cevap veremediği takdirde Türkiye AİHM’ye başvurabilir. Soykırımın tanımı içerisinde (bedenen ve ruhen baskı yapmak ve zarar vermek) var. Sırbistan’da Boşnaklara karşı soykırımı halk değil yöneticiler yaptı, o nedenle de yargılanıyor. 1915 de soykırım olarak kabul edilse, bunu Türk halkı mı yaptı? Hangi hakla benim çocuklarımı, torunlarımı insanlarımı bu baskı altına alabilirsiniz. Bu bir insan hakları ihlalidir. Bunu sorduğumuz zaman hepsi çorap söküğü gibi çözülür.”

“BM NEZDİNDE BİR TARİH KOMİSYONU KURULMALI”

Birleşmiş Milletler nezdinde bir tarih komisyonu kurulmasını önerdiğini hatırlatan Halaçoğlu, şöyle devam etti:

“Benim önerim karşısında Diaspora endişe etti, blöf yaptığımı söylediler. Başbakan Erdoğan tarihçilerin birlikte araştırma yapmasınıönerdi. Bir gün sonra reddettiler. Bunu Fransa da İngiltere de ABD de kabul etmez. Çünkü kendi foyaları ortaya çıkacak. Aynı şeyi parlamentolara uyguladığın zaman onlar da vazgeçer. Biz doğruyuz, güçlüyüz. Elimizde tarihi belgeler var.”

“ATATÜRK ZAMANINDA KİMSE SÖYLEYEMEDİ”

“Neden hep Ermeniler soykırım iddiasında bulunuyor. Biz neden bulunmuyoruz, bunun ekonomik zayıflıkla ilgisi var mı?” sorusu üzerine Halaçoğlu, şu yanıtı verdi:

“Osmanlı Devleti, 1915 yılında katliam olduğu iddialarına karşı İspanya, Hollanda, Danimarka ve İsveç’e nota verdi. Bu konuyu araştırmalarını istedi. Bu devletler reddettiler. Ondan sonra Osmanlı Devleti çöktü. Mustafa Kemal Atatürk zamanında da ne Avrupalılar ne Ermeniler böyle bir şey söylemeye cesaret edemedi. 1965’ten sonra Ermeni Diasporası kuruldu ve bu hareketler o tarihlerde başladı. Bizim Dışişleri görevlilerimiz katledildi. Ondan sonra Türkiye ancak konuyla karşı karşıya geldi. Ama bir ülkeye baskı yapılıyorsa bilin ki o ülkede ya ekonomik güç yoktur ya siyasi istikrar yoktur. Toplum içerisinde güç varsa, devletler, hükümetler ondan güç alır. Dış politikalarında da o güçle rahat hareket eder. Onun için yurtdışından kimse size düşmanlık gösteremez.”

Yorumlar kapatıldı.