İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Ermeni kütüphanesi

Thomas Wieder

Birkaç yıl önce, tarihçiler ve aydınlar, Türkler tarafından 1915’te Ermenilere karşı işlenen katliamlar konusunda bölündüler. Ünlü Doğu uzmanı İngiliz-Amerikan Bernard Lewis, 16 Kasım 1993’te Le Monde ile görüşmesinde soykırım terimini reddederek skandala neden oldu. Öyle ki, sözleri, “tarafsızlık ve ihtiyatlılık yükümlülüklerini yerine getirmediği” için 21 Haziran 1995’te bir Paris mahkemesi tarafından mahkûm edilmesine neden oldu.

İkinci skandal, Gilles Veinstein’in Fransız Koleji Osmanlı ve Türk Tarihi kürsüsüne seçilmesinin ardından 1998’de yaşandı.

15-18’inci yüzyıl Osmanlı İmparatorluğu uzmanı Veinstein, Osmanlı rejimi tarafından Ermeni halkının yok edilmesi planının gerçekliği konusunda kuşkularını dile getirmişti…

O zamandan bu zamana atmosfer yatıştı.

Artık Fransa’da tüm uzmanlar, bu katliamların soykırım karakterini kabul etmekte. 90’ıncı yıldönümü vesilesiyle yayımlanan hiçbir kitap, konu hakkındaki bilgilere yenisini katmıyor. Türk arşivleri bağımsız araştırmacılarca incelenmeden Yves Ternon’un ve Vahan Dadrian’ın eserleri, varsayım olarak kalıyor. Bununla birlikte öğretici niteliği nedeniyle Anne Dastakian ve Claire Mouradian’ın ‘100 evapta Ermeni Soykırımı’ adlı kitabı önerilebilir.

Viktor Berard’ın ‘Sultan’ın Politikası’ adlı kitabı özel bir ilgiyle okunabilir. Derin analizler ve yaşanmış olayları harmanlayan metin,

İkinci Abdülhamit tarafından verilen ve yaklaşık 300 bin Ermeninin hayatına malolan katliamlardan sonra 1897’de yayımlandı.

Annick Asso’nun da ‘Gözyaşlarının İlahileri’ adlı kitabının girişinde hatırlattığı gibi, 1894-1896 katliamları, 1915 Ermeni soykırımının başlangıcı oldu. Tanıklıkların derlendiği bu kitap, sağ kurtulanların ve sadece birkaç ay içinde bir milyondan fazla (Osmanlı Ermenilerinin üçte ikisi) kişinin yok edilmesine tanık olan yabancıların seslerini birleştiriyor.

Ya ABD? ABD’de çıktıktan iki yıl sonra Fransızcaya çevirilen ‘Fırat Yanıyor’ adlı kitabında Peter Balakian, kıyımları kınayan, kamuoyunu uyaran ve yöneticileri müdahale etmeye teşvik eden diplomatlar, misyonerler ve gazetecilere teşekkür ediyor. Amerikalı tarihçi, idealizm ve realpolitik arasında zaten yön değiştirip duran bir diplomasinin yanıtlarını fazla duygusallığa kapılmadan inceliyor. Belgelere dayalı ancak kolay bir metin olan bu inceleme, insan hakları diplomasisi ve insani müdahale konusundaki çağdaş düşünceyi besleyecek şeyi veriyor. (27 Mayıs 2005)

Yorumlar kapatıldı.