İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

`Ermeni´ konferansı ve bir öneri

Taha Akyol

SOYKIRIM iddialarının arkasında Türkiye’ye karşı siyasi tertipler vardır; bu kesin…

Avrupa’daki Türkiye karşıtı şoven kişiler ve kuruluşlar da AB üyeliğimizi engellemek için bu “soykırım” iddialarını körüklüyorlar.

Yaşayan büyük tarihçilerden Donald Quataert, mesela, “Batı Avrupalıların çağdaş Türkiye’ye husumet duyduğunu” belirtiyor ve bunun “tarihteki Osmanlı zaferlerinden kaynaklandığını” söylüyor. (The Ottoman Empire, sf. 195)

Elinde kılıç sefere çıkmış Alman Hıristiyan Demokrat lider Merkel’i zikretmeye bile gerek yok. Fakat işte daha iki gün önce AB Dönem Başkanı Lüksemburg Başbakanı Junker’in Le Soir gazetesinde çıkan açıklaması:

“Türkiye, tarih kitaplarımızda bize her zaman bir tehdit olarak tanıtıldı. Sanıyorum bu duygu çok yerleşmiş durumda…”

Evet, Ermenistan Avrupa’nın bu haçlı bilinçaltını kışkırtarak, Türkiye’den bir şeyler koparmak hesabıyla, şoven Avrupalılar da Türkiye’nin AB üyeliğini engellemek amacıyla “soykırım”ı kullanıyorlar.

* * *

TARİHTE Osmanlı-Avrupa savaşından çok Avrupalıların kendi aralarında savaşlar oldu. Sırf son iki dünya savaşında Avrupalılar kendilerinden en az 60 milyon insan öldürdüler!

Bunları unuttular, şimdi gayet akıllı bir şekilde entegrasyona gidiyorlar.

Ama bu “akıl” Türkiye ile ilişkilerde çalışmıyor! Asırlar öncesinin husumetiyle bugünkü Türkiye’nin yolunu kesmeye çalışıyorlar. “Soykırım” iddialarının yeniden kabarmasının önemli bir sebebi budur.

Ama elbette meselenin bu siyasi boyutuna bakmadan konuyu tartışanlar, hatta soykırım iddialarında gerçeklik payı bulunduğunu söyleyenler de olacaktır.

Böyle düşünen profesörlerimiz ve gazetecilerimiz bu görüşlerini basında, kitaplarda, bütün TV’lerde ifade ettikleri gibi, üniversitede de ifade edebilirler. Bu hem sivil hem akademik özgürlük alanına girer elbette…

Haklı olarak eleştirilen husus, “akademya” çatısı altında sadece kendilerine hak tanımalarıydı.

Ama konferansın iptali daha büyük yanlış oldu.

* * *

ŞİMDİ, konferansı yeniden yapmaya karar vermişler. Doğrusu budur ve bu durumda, aynı “akademik” anlayış onlara bazı etik ve ‘üniversiter’ görevler yüklüyor. Bu konuda önerilerde bulunmak istiyorum:

Bir bildiri yayımlayarak, “Olaylar soykırım değildi” demeyi cezalandıran, bu şekilde fikrî ve akademik özgürlükleri çiğneyen Avrupalı hükümetleri, mahkemeleri, parlamentoları kınayınız…

Ermeni diasporasını “öteki uç” olarak nitelediğinize göre, “beriki uç”u suçladığınız gibi, bildirinizde Ermeni diasporasını da suçlayınız.

Madem Türkiye’de bu meselenin siyasî sonuçlarına bakılmaksızın tartışılmasını gerekli buluyorsunuz, öyleyse Avrupalı siyasî organları da bu konuda siyasî kararlar almaktan sakınmaya davet ediniz… Lüksemburg Başbakanı Junker’in teklifi bu konuda iyi bir örnek…

Sayın Junker, Ermeni soykırımını reddetmeyi cezalandırmak isteyen Belçika’yı “büyüklük hastası” olarak niteliyor ve çok doğru bir formül öneriyor:

“Bırakalım bu sorunu Türkler ve Ermeniler kendileri çözsün…”

Konferansçıların böyle bir bildiri yayımlamaları ortamı yumuşatır… Diasporanın ve şoven Avrupalıların bu konferansı Türkiye’ye karşı siyasî amaçlarla kullanmalarını önlemek bakımından da yararlı olur…

Yorumlar kapatıldı.