İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Konuşmak bile yasak

Emin Pazarcı

Konuya yine Avrupa Birliği el koydu… Adalet Bakanı’nın, Osmanlı Ermenileri Konferansı için yaptığı “Bunlar Türk Milleti’ni arkadan hançerlemektir” açıklamasından söz ediyorum. AB büyükelçileri, bu sözleri masaya yatırmışlar… Sonra da “Çiçek’ten sözlerinin düzeltilmesini talep etme” kararı almışlar. Demek ki… Ermeni meselesi söz konusu olduğunda aleyhte her türlü atış serbest. Türk Milleti’ni savunmak ise yasak. Bu milletin tarihine sövebilirsiniz. O’nu alabildiğine rencide edebilirsiniz. Her türlü hakarette bulunabilirsiniz. Avrupa’dan alkış alırsınız. Tersini yapmaya kalkarsanız… İşte böyle yaparlar!

***

Size savunma hakkı vermez, parlamentolarından kararlar çıkarırlar. Ermenilere yaptıklarını iddia ettikleri “soykırımı” kınarlar. Bu da yetmez… Bir de kanunla konuşma hakkınızı elinizden alırlar:

– Ermeni soykırımını inkâr etmek yasaktır.

Kanun zoruyla ağzınıza koca bir bant yapıştırırlar. Konuşanı içeri atma kararı alırlar. Sonra da “demokrasiden” ve “insan haklarından” söz ederler. “Demokrasiden” anladıkları, kendi fikirlerinin kabulüdür. Onları onaylarsanız, “demokrat” olursunuz. Yanına bir de “aydın” ifadesini eklerler. Tersini yaparsanız, vay halinize. Adama “Cemil Çiçek muamelesi” uygularlar!

***

Bizim medyamız ise, işin bu yanı ile hiç ilgili değildir. Türkiye’ye yapılan hakaretleri çarşaf çarşaf yayınlar. “Soykırım” iddialarına sayfalar ayırır… Bir Adalet Bakanı, toplumsal tepkiyi dile getirdiğinde de “olamaz” diye üzerine yüklenir:

– Türkiye’nin imajını bozuyor.

Mantık bu:

Haksız da olsa suçlamaları kabul etmeniz, imajınızı düzeltir. Haksızlığa tepki göstermeniz imajınızı bozar!

***

Biz bunlarla uğraşırken, Türkiye’de bazı gelişmeler yaşanır… “İtirafçı” sıfatı ile ceza indiriminden yararlanmak isteyen Şemdin Sakık, mahkemede “avukat istiyorum” der:

– Örgüt baskısı yüzünden, Diyarbakır’daki avukatlar benim savunmamı yapmıyorlar. Bana, Ankara’dan ya da İstanbul’dan avukat bulun.

Terörist örgüt, bir insanın savunma hakkını elinden alır… Türkiye’de kılını kıpırdatan olmaz. Avrupa’da bir Allah’ın kulu çıkıp, “Nerede insan hakları” demez. Peki, ya tam tersi olsaydı? Bir PKK militanı “Baskılar yüzünden hiçbir avukat beni savunmuyor” açıklamalını yapsaydı? Hiç şüpheniz olmasın, o zaman yer yerinden oynardı! Avrupa’nın bütün insan hakları örgütleri Türkiye’ye akın ederdi. Olay, bizim medyanın en önemli gündem maddelerinden biri haline getirdi. Demek ki… Bu ülkede, milletin değerlerine sövülebilir. Ülkeye karşı olan örgütlerle mücadele içinde olan insanların savunma hakları ellerinden alınabilir. Bu ülkenin her türlü mukkadesi paspas misali ayaklar altına alınabilir… Tersi ise yapılamaz. Bu ülkenin adı da Türkiye’dir.

Yorumlar kapatıldı.