İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Ermeni Konferansı yükseköğretimi böldü

Boğaziçi Üniversitesi’nde yapılması planlanan ‘Osmanlı Ermenileri’ konulu konferansın Adalet Bakanı Cemil Çiçek’in hıyanet suçlamasının ardından ertelenmesi tartışmayı beraberinde getirdi.

Boğaziçi ve Sabancı üniversiteleri, gelişmeyi kaygı verici ve üzücü olarak nitelerken, Yükseköğretim Kurulu, yazılı açıklamasında “Böylesi oluşumların üniversitede yer bulması Türk yükseköğretimi adına talihsizlik olarak değerlendirilmiştir.’’ denildi. Türk Tarih Kurumu Başkanı Yusuf Halaçoğlu, konferansa sadece Ermeni tezlerini savunanların çağrılmasının bilimin objektifliği ile bağdaşmadığını savundu. Bilgi Üniversitesi’nden Prof. Dr. Murat Belge ise Bakan Çiçek hakkında iftira ve hakaret davası açacaklarını söyledi. Konferansın ertelenmesi Brüksel’de de yankı buldu. AB Türkiye Karma Parlamento Komisyonu Eşbaşkanı Joost Lagendijk, yazılı açıklamayla üzüntülerini dile getirdi. Lagendijk, ertelemenin Türkiye’de bilimin hür olmadığı ve tabuların bulunduğu şeklinde yorumlanacağını savundu.

Ertelenen ‘Osmanlı Ermenileri’ konulu konferansa Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı (YÖK) da tepki gösterdi. YÖK, yazılı bir açıklamayla konferansı ‘talihsiz’ olarak niteledi ve bilimsel olmadığını vurguladı. Açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Hazırlık Komitesi’nce yapılan 17 Mayıs 2005 tarihli basın açıklamasında konferansın amacı, ‘… Türkiye’nin kendi bilim ve düşünce insanlarının, resmi tezlerden farklı seslerini topluca yükseltmeleri, katkılarını ortaya koymaları zamanı gelmiş bulunuyor.’ şeklinde ifade edilmiştir. Bu ifadeler ve bu ifadeleri destekleyen Hazırlık Komitesi’nin bazı üyelerinin açıklamaları, bu toplantıda konu ile ilgili başka görüş ve düşüncelere yer verilmediğini göstermektedir. Söz konusu toplantının, yukarıda nitelikleri tanımlanan bilimsel toplantılardan birisi olamayacağı kanısına ulaşılmıştır. Böylesi oluşumların üniversite ortamlarında yer bulması Türk yükseköğretimi adına bir talihsizlik olarak değerlendirilmiştir.” Sabancı Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Tosun Terzioğlu, konferansın ertelenmesinin üzücü bir gelişme olduğunu belirtti. Terzioğlu, yaptığı yazılı açıklamada, “Türkiye’de üniversiteler, özerk kuruluşlar olarak çeşitli konularda toplantılar düzenleyebilir. Bunlara karşı görüşte olanlar, söz konusu toplantıları şu veya bu şekilde eleştirebilir. Ama önemli olan, böyle toplantıların yapılabilmesi özgürlüğüdür.” dedi. Terzioğlu, konferansın ertelenmesinin Türkiye için uluslararası alanda önemli bir ayak bağı olacağından endişe duyduğunu bildirdi. Boğaziçi Üniversitesi de konferansa gösterilen tepkileri ‘kaygı verici’ buldu. Üniversitenin Tarih Bölümü öğretim üyeleri ve Konferans Düzenleme Komitesi üyeleri Prof. Dr. Edhem Eldem ile Prof. Dr. Selim Deringil, konferansın ertelenmesiyle ilgili basın açıklaması yaptı. Açıklamada, bir devlet üniversitesinin haksız ithamlarla hedef gösterildiği savunuldu. Prof. Eldem, “Bilimsel özgürlüğü her şeyin üzerinde tutan ve bu tutumunu bugüne kadar sorumlulukla sürdürmüş olan bir devlet üniversitesinin haksız ithamlarla hedef gösterilmesi kaygı vericidir. Bu gelişmelerden en çok kayba uğrayacak olan ne yazık ki Türkiye’dir.” diye konuştu.

Prof. Dr. Selim Deringil ise amaçlarının çatışmacı ve kısır üslubu bir yana bırakarak meseleyi tarihî bağlamı içinde ele almak olduğunu aktardı. Prof. Dr. Edhem Eldem siyasi görüşleri ilmî bir tartışmanın mümkün olduğu kadar dışında tutmak istediklerini belirterek, “Türk resmî tezleri, düşüncelerine değil, Ermenistan’ın da resmî tezlerine yer verilmedi. Burada amaç özgür bir ortamda akademik kişiliği olan kişilerin yorumlarını paylaşmalarıydı.” dedi. Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Belge de Adalet Bakanı Cemil Çiçek hakkında diğer katılımcılarla birlikte iftira ve hakaret davası açmayı düşündüğünü ifade etti. Belge, “AB yolunda ilerleyen Türkiye’de bu tür uygulamalar demokrasiye darbe vurur.” dedi. Toplantının danışma kurulunda bulunan Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mete Tunçay da, “Toplantının ertelenmesi üzücü bir durumdur. Ermeni meselesi tartışılmadan çözülemez. Hükümet herhalde bu konuyu sadece kendisi biliyor.” diye konuştu.

Bu arada Boğaziçi Üniversitesi öğretim görevlileri bir bildiri hazırlayarak konferansın bir an önce gerçekleştirilmesini istedi. Bildiride “Adalet Bakanı ve bazı milletvekillerinin henüz yapılmamış bir konferansla ilgili beyanları düşünce özgürlüğüne saldırı mahiyetindedir. Üniversite öğretim üyelerinin düzenlemiş olduğu bilimsel toplantılara her türlü siyasi müdahaleyi kınıyoruz. Kurumların ve kişilerin hükümet adına meclis kürsüsünden ‘hiyanetle’ itham etmek kişi ve vatandaşlık haklarına yönelik ağır bir saldırıdır.” denildi. Bildiriyi 120’yi aşkın Boğaziçi Üniversitesi öğretim görevlisi imzaladı.

Bahtiyar Küçük, İstanbul; Ankara, Zaman

Yorumlar kapatıldı.