İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Boğaziçi Üniversitesi´nde hain sergi

Nur Çintay A.

Boğaziçi Üniversitesi’nde bir sergi açılıyor, davetiyesi önümde: 26 Mayıs Perşembe Saat: 19.30.

Ama Ermeni konferansının başına gelenlerden sonra insan emin olamıyor. Şu anda saat henüz 15.30 (perş.) yani iptal, erteleme, her an her şey mümkün.

Cemil Çiçek, sergi temasını (‘Erguvanların Dönüşü’) kinayeli bulabilir mesela. Çiçek-Erguvan, burada bir gönderme mi var?!

Sergi konseptine baktığınız zaman, hassas burunların hıyanet kokusu alabileceği başka unsurlar da fark ediliyor:

Bu bir ‘Boğaziçili Sanatçılar’ sergisi. Yani Robert Kolej, Arnavutköy Amerikan Kız Koleji, Boğaziçi Üniversitesi, mutlaka böyle bir bağlantı. Tamamen ‘taraflı’ yani.

Nerede memleketimin fen liseleri? Nerede diğer devlet üniversiteleri? Hiç. İlle de ‘Boğaz’ın lacivert sularına’ bakan okullar!

Sergiye katılacak sanatçıların özgeçmişlerine göz atarsak, maşallah hepsi sırtta ayrı bir hançer:

Ömer Uluç mesela Robert’ten sonra ABD’de okumuş, Londra ve Paris’te yaşamış, yetmezmiş gibi Meksika ve Nijerya’da. Sonra de git sen Paris’e yerleş, çok sakat!

Özer Kabaş, lisansını da yüksek lisansını da Yale’da yapmış. Tomur Atagök, Oklahoma, Kaliforniya ve Berkeley’de okumuş.

Serdar Arat tehlikeli bir isim: New York’ta tahsil görmüş, sergiler açmış, ödüller almış ayrı, 1993’ten beri de Concordia College Sanat Bölümü’nde öğretim üyesi ve Concordia Gallery’de direktör/küratör olarak çalışmaktaymış.

Nazan Erkmen’in 2001 ve 2003 yıllarında Doğu Avrupa İllüstratörleri Bienali’nden onur ödülü var. Belgrad, Tokyo, Kore, Seul, İtalya, Fransa, Almanya Japonya gibi bir sürü yerdeki bienal ve konkurlarda sergilenmiş eserleri.

Can Göknil resim dalında yüksek lisansını New York’ta yapmış, Massachusetts Teknoloji Enstitüsü, Lynn Kottler, Total Media gibi galerilerde sergiler açmış. Fatma Tülin İngiltere’ye gitmiş, İskenderiye Bienali’nde yer almış…

Mutlu Erbay Landesfrauenrad Organizasyonu tarafından sanata yaptığı katkı sebebiyle başarı ödülü almış.

Görüyorsunuz bu isimlerin gâvur topraklarında ettiklerini. Bu, ‘vatana ihanet’ değilse nedir? Türk milleti açıkça sırtından hançerlenmektedir. Sanat kisvesi altında böyle sorumsuzca işler yapılabilir mi? Üstelik de Boğaz’a bakarak!

Adalet Bakanı Cemil Çiçek, soyadından da aldığı güç, yetki ve sorumlulukla bu sergiye tepkisiz kalmamalı.

Sonrası kolay. Savcılık, incelemek için rektörlükten resimlerin orijinallerini ister. Erguvanlar gider ve dönemez, olur biter.

Maksat tahammülsüzlük olsun.

Yorumlar kapatıldı.