İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Allah´tan Çiçek var

Emin Pazarcı

Boğaziçi Üniversitesi’nde toplanacaklardı. Türk Milleti’ne söven konuşmalar yapacaklardı. Tek tek saymış gibi rakamlar vereceklerdi:

1,5 milyon Ermeni öldürüldü.

Ermenilerle aynı dili konuşacaklardı. Sonra da bunları “Bilimsel bir konferansın sonuç bildirisi” olarak kamuoyuna açıklayacaklardı. Türkiye olarak bir “aydın ihaneti” daha yaşayacaktık.

“Aydın” dediysem, lafın gelişi.

Adam, “Osmanlıca” bilmiyor. Hayatında hiç bir arşiv çalışması yapmamış. Gerçek anlamda “bilimsel” sayılabilecek herhangi bir eseri yok. Buna rağmen kendisine “aydın” ya da “uzman” adı verebiliyor.

Zaten, Türkiye’nin en büyük problemlerinden biri de bu!

***

Aslında sayıları 35 kişiden ibaret. Buna rağmen, sesleri gerçek bilim adamlarından çok daha fazla çıkıyor. Bizim medya sayesinde gürültüleri dört bir yandan duyuluyor.

Şakşakçıları da yurt dışında. Özellikle de her yaptıkları açıklamanın ardından Ermenilerden “aferin” alıyorlar.

Bu milleti rencide edici sözleri peş peşe sıralıyorlar. Tarihi gerçekleri çarpıtıp, bilimsel olmayan iddialar ortaya atıyorlar. Her seferinde parsayı dışarıdan topluyorlar.

Adalet Bakanı Cemil Çiçek doğru olanı yaptı… Bunları açıktan hedef aldı:

Yaptıkları, Türk Milleti’ni arkadan hançerlemektir.

Ardından da ekledi:

Bu sorumsuzluk, bu ciddiyetsizlik, bu millete küfretme, bu milletin nüfus cüzdanını taşıyanların, bu millet aleyhine propaganda yapma, hıyanet etme dönemini artık kapatmamız lazım.

Boğaziçi Üniversitesi geri adım attı.

“Osmanlı Ermenileri” isimli konferansı iptal etti.

***

Cemil Çiçek doğuları söyledi, söylemesine de…

Bu çıkışı yapmak Cemil Çiçek’e kalmamalıydı.

Türkiye ayağa kalkmalıydı. Bu toplantı, Türkiye’nin her yanında protesto edilmeliydi. Edirne’den Kars’a kadar bütün vatandaşlar, Boğaziçi Üniversitesi’ni telefon ve faks yağmuruna tutmalıydı:

Bilimsel özgürlük, bir milletin değerlerine hakaret etmek demek değildir.

Sivil toplum örgütleri harekete geçmeliydi.

Türkiye’nin ezici çoğunluğu, bu üçbeş kişiye haddini bildirmeliydi.

Olmadı, yapılamadı.

Cemil Çiçek de mecburen tepki göstermek zorunda kaldı.

***

Boğaziçi Üniversitesi’nin şu açıklamasına bakın:

“Henüz gerçekleştirilmemiş olan bir konferansın içeriği ile ilgili peşin hükümler öne sürülmesinin bir devlet üniversitesinin bilimsel özgürlüğünü zedeleyeceğinden kaygı duyuyoruz. Bu şartlar altında toplantıyı iptal ettik. ”

Olacak iş değil. Topladığın adamların görüşleri belli. Ne söyleyecekleri ortada. Böyle bir toplantının Türkiye’ye vereceği zarar aşikâr.

Buna rağmen Üniversite “içeriğin belli olmadığını” iddia edebiliyor. Bir de bilimsel özgürlükten bahsedebiliyor.

Bu nasıl bilimsel özgürlük? Üniversitelerin görevleri, şov yapmak mı? Dünyanın neresinde meseleleri çarpıtıp, halkın değerlerine sövmenin adına “bilimsellik” adı veriliyor? Herhalde sadece Türkiye’de. Çünkü, dünyanın hiç bir ülkesinde böyle bir garabete izin verilmez. O ülkenin aydınları da böyle bir ihanete imza atmaz.

Yorumlar kapatıldı.