İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

`Memlekette demokrasi var´ diyecek kimse kalmadı mı?

İsmet Berkan

İki hafta kadar önce Sabancı Üniversitesi’nden Prof. Dr. Halil Berktay aradı. Ermeni meselesiyle ilgili üç günlük bir toplantı düzenlemekte olduklarını, benden de toplantının son günü yapılacak oturumlardan birini yönetmemi istediklerini söyledi. Yöneteceğim toplantı, Ermeni sorunu bağlamında basın özgürlüğüyle ilgiliydi ve önde gelen gazeteciler oturumda konuşma yapmak üzere davet edilmişlerdi. Prof. Berktay’ın davetini kabul ettim.

Daha sonra söz konusu üç günlük toplantının programı ve katılımcı listesi de geldi. Gerçekten çok iyi bir katılım vardı toplantıya, belli ki oturumların akademik seviyesi de hayli yüksek olacaktı.

* * *

Bu yılın başlarında, nisan ayında Avusturya’nın Salzburg kentinde yapılacak üç günlük bir Türk-Ermeni tarihçiler buluşmasına gözlemci olarak katılmam için davet aldığımda düşünmeden bu daveti kabul etmiştim.

Daha önce bu köşede de yazdım, nisan ayındaki toplantılar hayli ilginçti ve benim açımdan da yararlıydı. Toplantılar sırasında kısmen yazdığım bir gözlemimi tekrar etmek istiyorum:

Salzburg’daki toplantılarda, ‘Soykırım olmamıştır’ diyen kimse yoktu, ama olanları soykırım olarak adlandırmayanlar vardı. Kısacası, orada ‘Hiçbir şey olmamıştır’ diyen yoktu. Sadece olanların adının ne olduğu konusunda bazı kişilerin uyuşmazlıkları vardı.

Mesela, Salzburg’da gözledim, Ermeni asıllı Amerikalı tarihçiler arasında Yahudi soykırımı ile Ermeni ‘soykırımı’ arasında bire bir paralellikler arayanlar bile vardı. Ermenistanlı bir tarihçi ise İttihat Terakki’nin davranışlarıyla Masonluk ve Siyonist komplolar arasında bağlantılar kurmaya yeltendi.

Salzburg’da toplantılara ara verildikçe konuşuyorduk, kimileri böyle bir toplantının İstanbul’da yapılıp yapılamayacağını da soruyordu. Benim görüşüm olumsuzdu. Ama bakın, Salzburg toplantısının aynısını olmasa da bir benzerini şimdi Boğaziçi-Bilgi-Sabancı Üniversiteleri bir araya gelip düzenliyorlar. Demek yanılmışım.

* * *

Aslında tamamen yanılmış da değilim. Bakın, böyle bir toplantının yapılacağına ilişkin haber Milliyet gazetesinde çıktığından beri, bu toplantıyı tartışma konusu haline getirmek için de bir çaba fark ediliyor.

Başlangıçta tartışma nispeten farklı bir düzeydeydi ama dünden itibaren işin içine siyasiler de girdi, hatta Adalet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek de girdi.

Umarım bugün başlayacak toplantıda türlü çeşitli provokasyonlar olmaz, toplantılar normal seyrinde ve olaysız biçimde yapılabilir.

* * *

Aslında yapılacak olan alt tarafı lafazanlık. Bunlar konuşuluyor diye dünya yıkılmıyor, kimsenin başına bir şey gelmiyor.

Bundan 90 sene önce olmuş olaylar hakkında konuşulmasına bile tahammülümüz olmayacak mı? Ya da, burnuna mikrofon dayanan kimse, ‘İsteyen istediğini konuşur, memlekette demokrasi var’ demeyecek mi?

Birileri fikirlerini söyleyecek, başkaları da bunlara karşı başka fikirler söyleyecek. Ama baksanıza bazı milletvekillerimiz bu toplantıya katılmayı vatan hainliği olarak değerlendiriyor. Demek bazı şeyleri duymaya bile tahammülümüz yok.

Yorumlar kapatıldı.