İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

MANŞET; FARKLI GÖRÜŞ İSTENMİYOR…

– Sevgili seyirciler saat
17.00 Manşet’e hoş geldiniz bugün İstanbul tartışmalı bir
konferansa da
ev sahipliği yapacaktı bir konferans ki daha yapılmadan fırtınalar
kopardı tarihçiler birbirine düştü iktidar da
muhalefette, konferansa
katılanları hain ilan etti. Adalet Bakanı Cemil Çiçek bu
milleti
sırtından bıçaklamaktır dedi. Bakanın açıklamaları
tartışmaya tabi tuz
biber ekti, sonunda da beklenen oldu. Ermeni soykırımı iddialarıyla
ilgili resmi tezin sorgulanacağı konferans son anda ertelendi.

– Hemde belirsiz bir tarihe resmi söylemin dışındaki sorunlar
konuşulsun denmişti ama olmadı. Erteleme haberinden sonra bile
eleştriler devam etti, listeye YÖK bile eklendi konferansı
düzenleyenler karşı çıkanlar destekleyenler bugün
hepsi bugün Manşet’te
buluşacaklar ama önce gelin Türkiye ve dünyada neler
olmuş kısaca
bakalım ardından Manşet’imizi atalım.

– Sevgili seyirciler Türkiye’de son bir kaç
gündür hüsranla
sonuçlanan Ermeni Konferansı konuşuluyor. Eleştri dozunun
gittikçe
arttığı konferans dün Adalet Bakanı Cemil Çiçek’in
konuşmasının
ardından iptal edildi. Konferansa katılacak iki öğretim üyesi
ise bugün
bir basın toplantısı düzenledi.

– Profesör Ethem Elden ile Profesör Selim Deringil
Boğaziçi
Üniversitesi’nin haksız ithamlarla hedef gösterilmesi kaygı
vericidir
bu gelişmelerden en çok Türkiye kayba uğrayacaktır diye
konuştu.
Konferansta konuşma yapacak Agosder Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni
Hırant Dink’e görede açıklamalar özellikle de Adalet
Bakanı’nın yaptığı
konuşma büyük bir talihsizlik.

– Sevgili seyirciler hemen Ankara’ya dönüyorum Ankara’da
karşımızda
Prof. Dr. Ümit Özdağ, Prof. Dr. Ümit Özdağ’ın
hiç bir başka taytılı yok
Prof. Dr. Ümit Özdağ, Özdağ kendi kendine hiç bir
taytıl verilmemesini
özellikle istedi. Peki Ümit Bey Türkiye tartışmamalı mı
bu konuyu
nedersiniz?

– Şimdi bakın ben bu konferansın yapılmasına karşı değilim bu
konferans yapılmalıydı ancak ben konferansın bir üniversitede
özellikle
de bir devlet üniversitesinde yapılmaması gerektiğini
düşünüyorum çünkü
konferans daha baştan bir tezi tartışma pilatformu olarak
oluşturuluyor.

– Ve bu teze inanmayanları bu tezin aksine görüş savunanları
içeriye almayacağını ifade ediyor ve bu yaklaşımıyla da bilimsel
değil
ideolojik bir tartışma platformu oluşturacağını ortaya koyuyor.
Böyle
bir çerçevede böyle bir toplantının en azından bir
Türk devlet
üniversitesinde gerçekleştirilmemesi gerekiyor.

– Şimdi Ümit Bey anlıyorum ama bu bir tartışma yani bir yerde
Hırant Dink’in söylediği doğru biz nediyoruz, kardeşim bizim
korkacak
bir şeyimiz yok, bizim anlımız açık biz hodri meydan bunu
tartışalım
diyoruz ondan sonra da birileride diyor ki biz resmi tezin karşı olan
görüşler ortaya süreceğiz ve başka bir tartışma
yapacağız o zaman yok
sen vatan hainisin bu ne kadar demokratiktir. Bizi sınıfta bırakmamış
mıdır Ümit Bey çünkü bugün bu böyle
olursa yarın başkak bir konuda da
aynı durumla karşı karşıya kalabiliriz?

– Mehmet Ali Bey bakın eğer bu samimi bir demokrat tavırsa, bu
samimi demokrat tavrı alan insanlar ilk önce Fransa
Büyükelçiliği’nin
sonra İsviçre Büyükelçiliği’nin önüne
gidip bu ülkelerde soykırım
olmadığı denildiği taktirde insanları mahkemeye götüren ve
cezalandıran
yargı sistemine eleştirirlerse o zaman onların demokratlığına inanırım
birincisi bu. İkincisi kimse tartışmayalım demiyor ancak bu tartışmanın
yeri bir devlet üniversitesi olamaz.

– Neden olamaz Sabancı Üniversitesi’nde olsaydı olurmuydu?

– Bakın tekrar ediyorum bir devlet üniversitesi olamaz dedim ama
ekledim bence bir üniversitede olamaz ve olmamalıdır
çünkü tek
yönlüdür, kapalıdır tamamen bakın ben Türkiye’de
iki defa Ermeni
kongresi düzenlemiş bir insan olarak konuşuyorum bunu

– Bende onun için sizi davet ettim?

– Bakın her iki kongrede de ben Ermenistan’da katılımcı davet ettim
bizim gibi düşünmeyen insanları da davet ettim ve bu
toplantıya 156
kişi geldi 124 tane tebliğ verildi ve bunlarda yayınlandı. Bilimsel
toplantı böyle olur. Bilimsel toplantı şut görüşlere
inanlara biz
itibar etmiyoruz. Türk Tarih Kurumu Başkanı konuşamaz onların ki
zaten
bilimsel değildir şeklinde bir toplu ibadet şekli haline
çevrilen bir
monolok ortamında olunmaz ben bu anlamda karşı çıkıyorum.

– Yoksa bu toplantı tabi yapılabiliryapılmalıdır böylece
Türkiye
Cumhuriyeti Devleti’nin daha doğrusu İstiklal Savaşı’nın
Türkiye’nin
Türkler tarafından yeniden işgali olduğunu iddia eden
Profesör Doktor
Halil Berktay’ın ne kadar kof olduğunu bir daha görme şansına
sahip
olacaktık, olmadık onun için üzülüyorum.

– O zaman orta bir yolu bulmanız gerekiyor çünkü ne
diyoruz biz
objektik olabilmek için her iki tarafında görüşleri
olmalı o kadar
zamanlar oluyor ki sadece resmi görüşleri veren konferanslar
düzenlenebiliyor. Onların içinde aksi
görüşlü olmayanlar davet
edilmemiş oluyor yani şunu demek istiyorum yani bundan neden korktuk
biz

– Ümit Bey o beni rahatsız etti cidden daha açık bir
Türkiye, daha
demokratik Türkiye yarın gelip bu zihniyet devam ederse sizin bir
çok
görüşlerinize katılmayanlar hayır efendim sen tek başına
bilmem ne
konferansı yapamazsın diye sizinde üzerinize yürüyebilir
ben oradan
soru işareti çıkarıyorum?

– Mehmet Ali Bey böyle bir toplantının Ermenistan’da yapılması
mümkün mü? Birilerinin çıkıp Ermeni Diasporası ve
Ermeni yurattaşları
içerisinde Erivan Devlet Üniversitesi’nde toplantı
yapmaları soykırım
olmadı demeleri mümkün mü, Paris Üniversitesi’nde
bizim toplanıp,
Fransız Bilim Adamlarının toplanıp bakın.

– Paris Üniversitesi diyorum bu mümkün mü bu da
mümkün değil,
İsviçre’de mümkün mü bu da değil. O zaman
müsaade edin Türkiye’de en
azından üniversitelerde böyle tek yanlı pisikolojik operasyon
toplantılarının bilimsel laf altında sunulmaması da mümkün
olmasın.
Gidip Konak Sineması’nda bunu tartışabilirler hiç kimse de karşı
çıkmaz.

– Türkiye’nin farkı olmasın diyorsunuz, o zaman bizde taş kafa
Fransız gibi, Ermeni gibi bizde onlarla aynı kefede olalım bende
diyordum ki tam tersine?

– Bakım lütfen Mehmet Ali Bey benim söylediğimi
çevirmeyin bu
ülkeler de ben konuşulmasının dahi yasak olduğunu
söylüyorum ama
söylediğim husus şu bu tek taraflı bir toplantıdır daha başından
kendisi deglare ediyor tek taraflı olduğunu diğer görüşe
kapalı
olduğunu söylüyor.

– Ve kendi içerisinde bir çevrim kuruyor yani bunun bilim
olmadığı
ortada bunu üniversite de bilim yuvasında yapamazsınız, gidin
herhangi
bir işte düğün salonunda yapın veya sinema salonunda yapın
ama
üniversite bunun için bir zemin olarak kullanılmamalı.

– Evet yani üniversiteleri aslında üniversiteler her
türlü
görüşlerin tartışıldığı bir yer, bir en aşırı uçların
bile dahi
tartışıldığı bir yer diye biliriz biz ama demek ki?=

– Tartışıldığı derseniz bakın, bakın Mehmet Ali Bey tartışıldığı
derseniz bu olabilir ama burada tartışma yok burada monolog var. Eğer
bu toplantıya mesela İlber Ortaylı, mesela Tarih Kurumu Başkanı, mesela
Gündüz Aktan veya diğer bu görüşe inanmayan ve
bunun karşısında ortaya
sabit ve somut veriler koyan insanlarda davet edilseydi bu bir tartışma
olurdu.

– O zaman bir üniversitenin çatısıı altında yapılmaya da
hak
ederdi. Bazı insanlar çıkar evet biz soykırımı yaptık derlerdi
ona
kimse bir şey söylemezdi o zaman ama bakın tekrar ediyorum. Bu
toplantı
daha başından anti demokratik bir toplantıydı, anti demokratik ve anti
bilimsel bir yapıyla organize edilmişti bana anti demokratikliği
demokrasi çerçevesinde lütfen sunmayın.

– Onu ben sunmuyorum, ben sadece soruyorum Ümit Bey size ben sizi
bir dakika orada bekleteceğim İlter Türkmen’e dönmek
istiyorum eski
Dışişleri Bakanı, Hürriyet Yazarı İlter Türkmen bu konferansa
katılacaktı sonra çekildi. İlter Bey neden çekildiniz
Ümit Bey’i
dinlediniz görüşlerini paylaşıyor musunuz? Hangi noktaları
eklemek
istersiniz?

– Şimdi şunu söylemek istiyorum beni çağırdıkları zaman ben
bir
panele davet edildiğimi sandım panelde gayet iyiydi Üstün
Elgüder’in
başkanlığındaydı bu işi tartışacak zannediyordum. Fakat sonra seyahate
gittim Madrid’deydim telefon ettiler bu büyük bir konferans
olduğunu
öğrendim ve döner dönmezde bir de baktım ki basın
bildirisi var.

– Basın bildirisi o zaman ilk defa gördüm ve basın bildirisi
maalesef bunun tek yönlü bir konferans olduğunu yani devletin
tezine
karşı bir platform oluşturduğunu belli ediyordu ve aynı zamanda da şunu
diyordu devletin tezine taraftar olanların çağrılmasına
lüzum yoktu
çünkü onların görüşlerini zaten biliyoruz
tabi bu doğru bir şey değil
bence ikincisi devletin tezi dediğimiz nedir yani devletin tezi değimiz
evet çok acıklı olaylar olmuştur iki taraftan da
ölüler olmuştur çok
üzücü bir aşamasıdır.

– Bizim Türk – Ermeni ilişkilerinin ama jenosit denemez buna ve bu
jenosit denemediğine bende inanıyorum neden jenositin unsurlarının
olduğu ispat edilmiş değildir. İkincisi jenosit dediğimiz kavram
birinci dünya savaşından sonra çıkmış bir kavramda bu
kavramı bundan
önceki olaylara uygulamak gerekiyorsa sadece biz değiliz ki bir
çok
ülkenin kendi tarihleriyle yüzleşmeleri lazım.

– Bunu hiç kimse yapmadı Fransa üstelik ikinci cihan
savaşından
sonra bir takım olaylara karıştı Cezayir’de o bile yapmadı, yapmadı
çünkü şimdiye kadar Cezayir’den şikayet etmiyordu
ancak yeni seslerini
yükseltmeye başladılar. O bakımdan bu konferanstan zannediyorum ki
hazırlanış şeklinde bir büyük hata vardı ve tabi çok
tartışmaya yol
açtı.

– Sevgili seyirciler Murat Belge Radikal Yazarı bu konuda
çalışmalara katılmış olan bir isim Murat, Ümit Özdağ’ı
dinledin, İlter
Bey’i dinledin üstünde durulan nokta şu bu üniversitede
olmamalıydı
devlet üniversitesinde ve tek taraflı olmamalıydı ne diyorsun sen?

– Şimdi tek taraflı diye bir şey tutturdular dinlemedim gerçi
ben
konuşmaları haberim yoktu şimdi diğer üniversite olmamalıydı zaten
absürt bir şey nerde olacaktı şeyde kahvehanede mi olacaktı yok
şeyde
mi boğazda tekne tutup konuşarak mı gezecektik, ne yapacaktık tek
taraflılık meselesine gelince türlü, türlü toplantı
vardır.

– Japonya’nın sorunlarını tartışalım diye oturulur ve onun
üzerinde
belli bir konsensuz içinde olan insanlar Japon ekonomisi
şöyle mi
olacak, böyle mi olacak falan diye konuşurlar. Fakat dünyada
Japonya
diye bir ülke var mıdır tartışması yapılması üzerine
toplanılmaz. Yani
bu tür şey olabilir doğrudan doğruya mesela Ermeni kıyımı oldu mu
olmadı mı diye böyle falan diye münazara yapılabilir.

– Sizin amacınız neydi?

– Efendim bu aslında Berlin kongresinden başlayan bir olaydır bir
süreçtir. Sadece Türkiye ile ilgili bir olay
bütün dünyada var olan
milliyetçilik, milli bağımsızlık ulus devlet kurma olaylarıdır
falan
yani buna bütün bu geniş bağlam içinde bakmak geniş
bağlam içinde
bakmak ve bu hayatın çeşitli alanlarına nasıl yansıyor.

– Yani bir sosyoloji çerçevesinde neler
görülebilir. Edebiyat
açsıından bakıldığında edibayatta ne gibi yansımaları var ne
gibi
sonuçları bütün bunları inceleyen 60 kadar insanın
değişiklik alanlarda
çalışan insanın tebliğ sunacağı bütün bu bağlamı
açıklayan nasıl bir
bağlam içinde bu olay gerçekleşti bunu araştırmaya
çalışan, ışık
tutmaya çalışan bir toplantıydı planlanan bu.

– Bu çerçeve de benim önerdiğim şey herhangi bir
konferans
salonunun kiralanıp bu konferans salonunda yapılmasıydı eğer tek
taraflı ideolojik bir zeminde toplantı yapılacak.

– Yani siz diyorsunuz ki şekil olarak itiraz ediyorsunuz Ümit Bey
o zaman siz?

– Toplantının içeriğine karşıyım biliyorsunuz içeriğinde
savunulan
fikirlerin doğru olmadığını düşünüyorum ama
Türkiye’de demokratik
açıdan herkesin fikrini açıklamaya hakkı vardır bu
olmalıdır. Türkiye
bir Fransa olmamalıdır bir İsviçre olmamalıdır, bir Ermenistan
olmamalıdır bu konuda mutabıkıs ama bu görüşlerin bir devlet
üniversitesinde ve başki bir üniversite de
çünkü toplantı bilimsel
içerikli olsaydı herkes kendi görüşünü gelip
açıklayabilecek olsaydı.

– Ancak tartışma ortamı diyalog ortamı bilimsel zemin olurdu. Bir
üniversite de yapılmayı hak ederdi toplantı bu karakteriyle
bilimsel
bir toplantı değil tek taraflı bir pisikolojik operasyon toplantasıdır,
biri ideolojik ayindir bu anlamda toplantının üniversitede
yapılmaması
gerekiyordu söylediğim odur.

Yorumlar kapatıldı.