İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Soykırım misillemesi

Özdemir İnce

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AKP meclis grubunda yaptığı konuşmada Ermeni soykırımı iddialarını meclislerinde kabul eden ülkelere adeta meydan okudu. Söz konusu 15 ülke arasında soykırım yapanları saptayıp belgeleriyle kanıtladıktan sonra TBMM’de mahkum edeceklermiş.

***

Bence son derece yanlış bir karar ve ters tepebilecek bir taktik. Daha önce de Ermenilere karşı soykırım yapmakla suçlanan Türkiye’nin ve Türklerin “soykırım” sözcüğünü çok dikkatli kutlanmaları gerektiğini yazmıştım.

Örneğin, ABD’yi Felluce’de soykırım yapmakla suçlamak son derece yanlış bir girişimdi. Çünkü orada ABD askerlerinin karşısında eli silahlı direnişçiler vardı. Yurtsever direnişçilerin silaha sarılmalarının çok haklı gerekçeleri olsa da, sonuçta silah kullanıyorlardı. Adı ne olursa olsun bir savaş söz konusuydu.

AKP iktidarının Felluce ile ilgili olarak “soykırım” sözcüğünü kullanması yanlış bir tanımdı. Nitekim ABD’nin şiddetli tepkilerine yol açtı.

***

AKP hükümeti bakanları İsrail’i Filistinlilere karşı devlet terörü uygulamakla suçladı. Aynı tepkiyi İsrail ve ABD’den gördü. Arada hiç de hoş olmayan bir gerginlik oldu ve Başbakan bu gerginliği gidermek için Telaviv’e kadar gitmek zorunda kaldı.

Demek ki uluslar arası ilişkileri mahalle kahvesi ilişkisine indirgememek, tavla oynarken kullanılan sıfatları uluslar arası ilişkilerde kesinlikle kullanmamak gerekiyor. Gerekiyor ama AKP’li bakanların konuşmalarında bu temel ilkeyi pek umursamadıkları gözleniyor.

***

Başbakan Erdoğan’ın konuşmasının en önemli bölümünü anımsayalım:

“Herhangi bir belgeye dayanmadan uluslar arası kurum ve kuruluşlarda birlikte olduğunuz ülkeye tavır takınmanın anlamı yoktur. Şu ana kadar 15 ülke meclisinden karar çıktı. 15 ülkeyi masaya yatıracağız. Soykırım yapmış olan ülkeler var. Biz kulis ve lobilerle değil, belge ve bilgiye dayanarak parlamentomuza götürmek suretiyle kararı çıkaracağız dedik. Bu adımı atacağız. Niye? Çünkü Türkiye, tarihinde soykırım yapma gibi bir zilletin içerisine düşmemiştir. Bunu kabul etmemiz mümkün değildir.”

***

Başbakan doğruyu söylüyor. Ama taktik yanlış.

Bunun benzeri yanlışlığı ben 1965 yılında yapmıştım. Paris’te öğrencilik dönemimde bir ABD’li sınıf arkadaşım kız bana “Türkler, Ermenilere soykırım yaptılar” demişti.

Ben de cevap olarak “Siz de Kızılderilere soykırım yaptınız!” demiştim.

Kendimizi savunup ABD’yi suçlarken, dolaylı da olsa Ermeni soykırımını kabul etmiş oluyordum.

Başbakan’ın konuşması ve hazırlanan taktik de o hesap.

“Sen de yaptın” ne demek?

***

Örneğin Fransa’yı Cezayir’de soykırım yapmakla suçladık diyelim.

Fransa soykırım iddialarını kabul ederse ne olacak?

“Evet, Cezayir’de yaptıklarımız soykırım tanımına girer. Bu nedenle Cezayir’den özür diliyoruz. Siz de Ermenilerden özür dileyin!” derlerse ne olacak?

***

1915 yılında olanların Yahudi soykırımıyla herhangi bir benzerliği olmadığı için bu bağlamda “Soykırım” sözcüğünü kullanmak mümkün değildir.

Soykırımı herkes kabul etse ve ben tek başıma kalsam, gene kabul etmem.

Ama 1965 yılında yaptığım gibi, tescilli Yahudi Soykırımı dışında hiçbir ulus için bu sözcüğü kullanmam.

AKP hükümeti tasarladıklarını yaparsa Türkiye bunun altından zor kalkar.

Yorumlar kapatıldı.