İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Gomidas´tan Zulal grubuna…

ORHAN GÜNEŞDOĞMUŞ

Anlamak için tanımak gerekir. Ermeni müziğini tanıyabilmek için de biraz köklerine inmeli. Anadolu Ermeni müziği denilince akla gelen isimler, bugünkü Anadolu Ermeni müziğine ait birçok eser ve belgenin derlemecisi Gomidas Vartabed ve Ermeni müziğinin en önemli kompozitör ve söz yazarlarından olan Sayat Nova.

Anadolu Ermeni müziği, halk müziği ve kilise müziği olmak üzere iki ana kola ayrılmaktadır;. Ermeni halk müziğinin uygulamalarına baktığımızda, birlikte yaşadıkları toplulukların uygulamarıyla birçok benzerlik taşıdığını görürüz. Kilise müziği ise daha kapalı ve özgül bir yapıya sahip olmakla birlikte, Anadolu’daki yerel müzikle benzerlikler de taşımaktadır.

Repertuarında genel olarak düğün, aşk şarkıları, bayramlarda söylenen şarkılar, sıla, göç şarkıları, çalışırken söylenen iş şarkıları, bar havaları ve kahramanlık şarkıları yer alan Anadolu Ermeni müziğinin temel taşlarından biri de yakından tanıdığımız Asug (Aşık) geleneğidir. Anadolu’nun birçok bölgesinde faklı toplumları etkilemiş olan Asug müziği, Ermeni toplumunda çok eski dönemlere dayanmaktadır. Usta çırak ilişkisiyle gelişmiş bu gelenekten insanlar, ellerinde sazlarıyla köylerde, kasabalarda dolaşarak Ermeni dilinin gelişmesine şiirleri; ezgilerinin zenginleşmesine de besteleri ile katkıda bulunmuşlardır. Asuglar yöreler arasında iletişiminde de önemli bir rol oynamışlardır. Bunların en meşhuru 18. yy’da yaşamış olan Sayat Nova’dır. Aşık Pesendi, Küçük Nova ve Aşık Cıvan’ı da bu asuglar arasında sayabiliriz.

Ermeni kilise müziği kapalı ve merkezden yönlendirilen yapısı nedeniyle özgül bir yapıya sahiptir. Fakat Anadolu’da yerel müzikle benzerlik taşıdığı da görülür. Ermeni dini müziğinin en temel formunu Saragan adı verilen ilahiler oluşturur. Kilise ayini esnasında söylenen, folklor öğesi de taşıyan ve kilise dışında söylenen Saraganlara ise Baraganon deniliyor.

İki büyük ismi

Paris’in Canada Meydanı’nda, Seine Nehri ve Grand Palais arasında 24 Nisan 2003 yılında yapılan ‘Soykırım Anıtı’nın kaidesinde, ‘Kompozitör – Müzikolog Gomidas Vartabed’in ve 1915 tarihinde, Osmanlı İmparatorluğu içinde, XX. yy’ın İlk Soykırımı’nın Kurbanları Olan: 1 500 000 ve Fransa için ölen: (savaşçı, gönüllü ve direnişçi) Ermenilerin anısına’ diye yazmaktadır.

Türkiye’nin ‘kin anıtı’ diye nitelediği bu anıt, Anadolu Ermeni müziğinin en önemli derlemecisi Gomidas Vartabed’in anıtıdır. Gomidas, Ermeni müziği dendiğinde ilk akla gelen isimdir. 1869 yılında Kütahya’da doğan Gomidas, Ermenistan’da Kevorkyan Ruhban Okulu’nda eğitim gördükten sonra Sahag Amaduni yönetiminde kilise müziğinin teori ve patiğini incelemiştir. Berlin R. Schmidt Özel Konservatuvarı ve Saray Üniversitesi’nde eğitim görmüş; kompozisyon teorisi, müzik tarihi ve psikoloji eğitimi aldıktan sonra Alman müzisyenlerin oluşturduğu bir dörtlüde kendi düzenlediği Ermeni halk şarkılarını sergilemiştir.

İsveç, Paris ve Venedik’te birçok konser veren Gomidas, Eçmiadzin’e döndükten sonra ‘Anuş’ adlı operayı bestelemiştir. Ermeni müzik tarihinde önemli bir yeri olan bu opera, halen Ermenistan Devlet Opera ve Balesi tarafından sergilenmekte ve Ermeni Operası’nın başyapıtı olarak tanınmaktadır.

Kütahya, Bursa, Adapazarı, İzmir, Bahçecik, İskenderiye ve Kahire gibi yerlerde konserler düzenleyen müzisyen, ünlü söz yazarı Mehmet Emin’e de besteler yapmış ve bunları seslendirmiştir. Beyazıt’taki Tük Ocağı Kültür Merkezi’nde korosu ile konserler ve Ermeni müziği ile ilgili konferanslar vermiştir. Dünya Savaşı sırasında akli dengesini ve üretkenliğini yitirmiş ve yaşamının sonuna dek Paris’te bir hastanede inzivaya çekilmiştir. Çalışmalarının temel ögesini bilimsel çalışmalar ve derlemeler oluşturmaktadır. Ağızdan ağıza geçen dini şarkıları notaya dökerek kalıcılık kazandırmıştır. Kendi adını taşıyan Mess (Badarak – ayin şarkısı) halen Ermeni kiliselerinde seslendirilmektedir. İstanbul’da adına kurulan koro halen kilise korosu olarak faaliyetlerini sürdürmekte ve bu alanda en eski kilise korosu olma özelliğini taşımaktadır. Dünya’nın en eski yaylı çalgılar dörtlüsü de Gomidas’ın adını taşımaktadır.

Sayat Nova

Ermeni müziğinin en önemli kompozitör ve söz yazarlarından olan Sayat Nova ise, Ermenistan literatüründe ‘Ermeni müziğinin kralı’ olarak tanımlanıyor. Gezdiği yörelerden derlediği ezgiler ve eski eserlere getirdiği uyarlamalar ile günümüze ulaşan birçok Ermeni ezgisine imzasını atan Sayat Nova, bir ozan olarak sadece Ermeni kültüründe değil, gezdiği ülkelerin kültürlerinde de saygıyla anılan bir isim.

Sayat Nova, Kilikya Ermenistanı, İran, Hindistan ve Osmanlı topraklarında yaşamış ve buralarda eserler vermiştir. Uzun süre yaşadığı Gürcistan’ın da şiir ve müzik kültürüne hayli katkıda bulunmuştur. Ünlü ozan aynı zamanda birçok halk oyunu da derleyerek günümüze ulaşmasını sağlamıştır.

Sayat Nova’nın bu konudaki ilk çalışması Gürcü halk oyunları üzerine olmuştur. İran yöresi oyunlarından etkilenerek yarattığı bu yöresel oyunlar sebebiyle dönemin Gürcü kralı Heracle II, kendisini ülkesine davet etmiş, Gürcü kültürü üzerine yaptığı çalışmalardan dolayı Sayat Nova’ya saray şairi ve müzisyeni ünvanı vermiştir.

Ermeni tarihinde çokdilli edebiyat yaparak Ermeni kültürünü tüm Kafkasya’ya duyuran kişi olarak da önemli bir yere sahip olmuş. Heracle II’nin talimatı ile ülkenin çeşitli yörelerinde görev yapan Sayat Nova, 1768 yılında karısı Marmar’ın ardında dört çocuk bırakarak vefat etmesiyle sarsılmıştır. Bu tarihten sonra ozan Tiflis’teki ‘Hağbad’ Manastırı’nda görev yapmıştır. Sayat Nova 1795 yılında Ağa Mehmet Han tarafından öldürülmüştür.

Yeni bir isim: Zulal

Djivan Gazparyan, Knar, Sayat Nova Korosu gibi kişi ve gruplar, Türkiye’de tanınıyor. Bu isimlere çok yakında bir yenisi eklenecek gibi gözükmekte: ‘Zulal’. Grup, ‘Cirque de Soleil’de (Güneş Sirki) gösterdikleri üstün yetenekleriyle 2005’te ‘En İyi Halk Müziği’ ödülüne aday gösterilmiş.

Berraklık anlamına gelen ‘Zulal’, üç Ermeni kadının, Teni Apelian, Yeraz Markarian ve Anais Tekerian’ın uzlaşmasını anlatıyor. ‘Zulal’ın asıl düzenlemeleri, geleneksel repertuvara taze enerji sağlayan, yaratıcı bir ahenk oluşturulurken ortaya çıkmış. Halk geleneğini sürdüren Zulal, Ermeni kırsal müziğini yakalamak için sade bir ses kullanıp, organik bir üslupla düzenlemelerini oluşturmuş.İSTANBUL

Yorumlar kapatıldı.