İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Bir Ermeni Okulunun Kapatılması Neden Türkiye´yi Üzmeli ve Harekete Geçirmeli

ERMENİ DİYASPORASI’NDA, ÖNEMLİ BİR OCAĞIN SÖNMESİ, GELENEKSEL “MİLLİ ÇIKARLARI”MIZ GEREĞİ, DÜN, BİZİ ZEVKTEN DÖRT KÖŞE OLUP (!), NE KADAR SEVİNDİRİR İDİYSE, BUGÜN DE …DEĞİŞEN DÜNYA’DAN NASİBİNİ ALMAYA ADAY “DEMOKRATİKLEŞECEK TÜRKİYE’NİN YENİ ÇIKARLARI” GEREĞİ, BİR O KADAR DA, ÜZÜLÜP, HAREKETE GEÇİRTMELİDİR, NEDEN ?

Raffi A. Hermonn

Gazeteci – Araştırmacı

Bazı olaylar vardır ki, onlara karşı davranışımız, dört elle sarıldığımız bir nutkun ne
kadar içi dolu olduğunu, ne kadar samimi olduğumuzu ve demokrasiye gerçekten inanıp inanmadığımızı, belirlerler …

Bir tür “mihenk taşı”, “turnusol kâğıdı” veya “imtihan”dırlar sanki …

Şöyle ki … bir ülkenin, “Millî Çıkarları” her şeyden önde gelmelidir, kuşkusuz.

İşte tüm mesele, bu “Millî Çıkarlar”ın belirlenmesindedir …

Neden, aynı ülke vatandaşları arasında, bir kesimin ifade ettiği “Milli Çıkarlar” ile, bir başka kesimin seçtiği “Milli Çıkarlar” birbiriyle örtüşmez. Oysa, aynı ülkenin, aynı
kaderi paylaşan insanlarıdırlar tümü. Tümü, toplumları ve ülkelerinin, onuru ve yüzakı ile, yaşamı sürdürmesini istemektedirler.

Demek ki burada bir “teşhis farkı” söz konusudur…
Bir kesime göre olan “Milli Çıkar”, diğerine göre değildir …

Neden ?…

Bizce bu “teşhis farkı” da … “bakış açısı farkından” gelmektedir …
Basite indirgemek istersek …Türkçemizdeki güzel, özetsel anlatımla, insanlar bir elin parmakları gibidir. “Beş parmağın aynı olmadığı”na göre, insanlar toplumda “bakış açılarına göre” farklı gruplar oluştururlar.

Yine … geniş kitlelerin kolayca anlayabilmesi amacıyla, konuyu “vülgarize” edersek,
bazısı, hangi çıkarın “Milli” olup olmadığını “kısa vadeli” hesaplarla seçer, diğeri ise
“uzun vadeli” hesaplarla. Yine … bazıları, şu veya bu nedenlerden dolayı, zaten “bencil” karakterli olduklarından, seçimlerini de “bencilce”, diğerleriyse “genelci” karakterli olduklarından, seçimlerini de, bu yolda yaparlar …

Düne kadar … “herkesin kendi çıkarı kendi”ne anlayışıyla, dünya ve hele ki Avrupa,
“kendi düşen ağlamaz” hesabı, ister “bencil”lik yüzünden diyelim, ister “kısa vadeli” düşünceden kaynaklanan “ben’ci Milli Çıkarlar” tâyin eden devletlere ses çıkarmıyor,
herkesi kendi kaderiyle başbaşa bırakıyordu. Daha da doğrusu “Soğuk Savaş” şartları nedeniyle, böyle davranması işine geliyordu.

Ama … artık durum öyle değil; şimdi, küçülen dünyada hele Avrupa’da, bir devletin olumsuzluğu diğerini etkilemektedir. Artık, bir devletin “iç çıkarlarım gereği, kendi halkıma da olsa, istediğim şekilde davranırım” devri kapanmış ve “ben merkezci, Milli Çıkarlar” yerine “Başkalarının varlığına DA eksenli, Milli çıkarlar” devri açılmıştır.

Kısacası, herhangi bir ulusun kendi “Milli Çıkar”ları, başka bir ulusun, en azından
varlık ve gelişme sınırını, ihlâl etme pahasına, artık mâkul görülmüyor …

Özetlemek istersek, “oligarşik” yerine “demokratik” anlayış gelmektedir …

Bu bağlamda, bundan sonraki yazımdan anlaşılacağı gibi, hâşâ… sadece Türkiye değil, ne münasebet, dünyanın çoğu ülkesi gibi, Türkiye’mizin de dünle bugünkü “Milli Çıkar”ları da, tabii şekilde, birbirleriyle örtüşmeyecektir … örtüşemez de !

Daha düne dek, Anadolu ve Avrupa yakasında, “Ermeni” (veya başka “gayrı Türk”) kültür – kimliğinin izini, kokusunu, rengini, sesini hatta adını, zihinlerden bile yok etme amacı, her ne kadar “Milli Çıkarlar”ımız gereği makbûl (!)idiyse (karşı olduğum zihniyetin, bizzat mantığıyla anlatmaya çalışıyorum !), günümüzün “Milli Çıkar”ları gereği de : “aslında, ülke topraklarımızın nece çok kültürlü ve kimlikli, dolayısıyle zengin olmuş olduğunu” ispatlamak ve “böylesi zengin bir geleneğin değerini ezelden beri bildiğimiz” iddiasında bulunmak da, o kadar makbûl !

Örneğin, düne dek, Ermeni Diyasporası’nda, Ermeni kültürü için önemli bir okulun kapanış haberi bizleri (dünün “Milli Çıkar”ınca) ne kadar içten içe sevindiriyor idiyse, bugün de böyle bir haberin, bizleri (bugünün “Milli Çıkar”larınca), o kadar derinden üzmesi, hatta bunun engellenmesi için, bizzat harekete geçirtmesi gerekmektedir.

Neden “oligarşik” yerine “demokratik yönetim”in olması gerektiğini, anlatamadığım
kesimlere, bari…bu şekilde anlatmaya çalışayım :

“İşte ‘Milli Çıkar’ denilen budur !”

Yorumlar kapatıldı.