İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Halaçoğlu davası, `hayalci´ politikanın iflasını hazırlar

Mehmet Yılmaz

“Ermeni soykırımı yoktur” dediği için bir İsviçre mahkemesi tarafından hakkında soruşturma kararı verilen Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu’nun durumu, Ermeni soykırımı tartışmalarında yeni bir dönemin habercisi olabilir.

Karar, İsviçre’de çıkarılmış bir yasaya dayanılarak verildi.

Benzeri bir yasa çıkarma hazırlıklarının Belçika’da son aşamasına geldiğini de biliyoruz.

Öyle görünüyor ki, Ermeni diasporası dünyanın başka yerlerinde de bu türden yasalar çıkarmak için faaliyet göstermeye devam edecek.

Sorunu en geniş anlamıyla “ifade özgürlüğü”nün sınırları içinde görmek ve bu tür bir yasa çıkarmanın ifade özgürlüğü ile bağdaşmayacağını söylemek mümkün.

Ancak konu “soykırım” olunca ifade özgürlüğünün sınırlanabileceğini de biliyoruz.

İfade özgürlüğü

İkinci Dünya Savaşı suçlularını yargılayıp mahkûm eden Nürnberg Mahkemesi, Almanya’da Nazi iktidarı döneminde Yahudilere karşı işlenen insanlık suçlarının varlığını da karar altına aldı.

Bu nedenle “Yahudi soykırımı yoktur” şeklindeki inkârcı tutumlar yasal kovuşturmaya tutulabiliyor ve bu tür görüşlerin açıklanması “ifade özgürlüğü” sınırları içinde değerlendirilemiyor.

Benzeri uluslararası yargı kararları, Eski Yugoslavya’da Boşnak ve Hırvatlara karşı işlenen insanlık suçları için de söz konusu. Bu yargı kararından sonra artık Eski Yugoslavya’da da Boşnak ve Hırvatlara karşı insanlık suçları işlenmediğini iddia etmek, ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilemeyecek.

Mahkeme kararı yok

Prof. Dr. Halaçoğlu’na karşı alınan soruşturma kararını “sakatlayan” husus burada ortaya çıkıyor.

1915 olayları ile ilgili olarak verilmiş, böyle bir yetkili uluslararası mahkeme kararı yok.

Yerel parlamentoların ve yerel mahkemelerin bu yolda yasa çıkarmalarının ya da karar almalarının da uluslararası hukuk açısından bir değeri yok.

Sadece işgüzarlık

Nitekim İsviçre mahkemeleri, 2001 yılında yerel mahkemenin bu konuda bir karar alamayacağını da daha önce karar altına almıştı.

Bu nedenle Prof. Dr. Halaçoğlu’nun soruşturulmasına karar veren mahkemenin bir “dayanağı” yok ve yaptığını “işgüzarlık” olarak görmek de mümkün.

Prof. Dr. Halaçoğlu’nun durumu işte bu nedenle “ifade özgürlüğü” kapsamında değerlendirilmeli.

Hakkındaki karar kaldırılmadığı takdirde Halaçoğlu, mağduriyetini öne sürerek Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne gider, İsviçre hükümetini mahkûm ettirebilir ve bugüne kadar bu tür yasalar çıkaran ülkeler ile bundan sonra bu tür yasalar çıkarmayı planlayanların amaçlarını bozabilir.

Bu karar, dünyanın değişik yerlerinde Türkiye’yi soykırımla suçlayan yasalar çıkarma faaliyetlerini sürdüren Ermeni diasporası için de bu “hayalci” politikanın iflası anlamına gelecek..

Yorumlar kapatıldı.