İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Sokaktaki Ermeni ne düşünüyor?

Semih İdiz

Öyle anlaşılıyor ki Ermeni konusunu bir süre daha işlemeye devam edeceğiz. Her iki tarafta ilginç gelişmelerin yaşandığı ve taze umutların yeşerdiği şu sıralarda, neredeyse her gün bilinmedik yeni bir gerçekle karşılaşıyoruz. Anımsanacaktır, TESEV’in yaptığı bir Türk-Ermeni araştırmasının çarpıcı sonuçları kısa bir süre önce basınımıza yansımıştı.

Bu geniş kapsamlı araştırmanın da ortaya koyduğu gibi, Türkler ve Ermeniler birbirlerini tanımıyorlar ve karşılıklı yanlış algılamalar içinde adeta yüzüyorlar. Geleceğe dönük olarak üstesinden gelinmesi gereken en zorlu konu da bu olsa gerek. Çünkü her iki tarafta halk arasında kemikleşmiş son derece olumsuz görüşler var.

Fransa listede yok

Hükümetler ilişki kurmak için diplomatik formüller üretseler de, halklar birbirini tanımadıkça bu ilişkinin fazla bir anlamı olmayacağı aşikâr.

Erivan’daki Ermenistan Ulusal ve Stratejik Araştırmalar Merkezi’nin geçtiğimiz günlerde açıkladığı bir kamuoyu yoklamasının sonuçları da TESEV’in araştırması gibi, çarpıcı bazı sonuçları ortaya koyuyor. Bu sonuçların en ilginci ise şu: Ermenistan’da yoklanan kişilerin yüzde 73’ü, Türkiye’nin Ermeni soykırımını tanıması halinde, öldürülen Ermenilerin torunlarının Anadolu’daki yurtlarına dönebileceklerine inanıyor.

Erivan’da 1900 kişi arasında yapılan yoklamanın ortaya çıkardığı veriler şöyle:

Yoklanan kişilerin yüzde 61.1’i, soykırımdan, “Osmanlı devletini o sırada ele geçirmiş olan Jön Türkler”in sorumlu olduğuna inanıyor. Yüzde 23’ü ise Türk milletinin sorumlu olduğunu düşünüyor. Öte yandan, yoklananlardan yüzde 13’ü Rusya’yı, yüzde 29’u Almanya’yı, yüzde 6’sı İngiltere’yi, yüzde 5’i Yahudileri ve yüzde 6.5’i ise Ermenilerin kendilerini sorumlu tutuyor. Tarihlerinin en kritik aşamalarında Ermenilere hep ihanet etmiş olan Fransa’nın bu listede yer almaması ise dikkat çekiyor.

‘Kim önayak olmalı?’

Burada ilginç olan bir diğer husus ise, yoklananların yüzde 23’ü Türk milletini sorumlu tutarken, daha fazla kişinin, yani yoklananların yüzde 29’unun, Almanya’yı sorumlu tutmasıdır. İlginç olan bir diğer nokta ise, yoklanan kişilerden yüzde 6.5’inin soykırımdan kendi soydaşlarını sorumlu tutmalarıdır.

Öte yandan, “Ermeni soykırımının tanınmasına dönük çabalarda kim önayak olmalıdır?” sorusuna yanıt verenlerin yüzde 32’si “Ermeni milleti” diye yanıt verirken, yüzde 31’i bunda “uluslararası camianın” öncü konumda olması gerektiğine inanıyor. Yoklananların yüzde 8’i ise bu çerçevedeki sorumluluğun uluslararası örgütlere ait olduğuna inanıyor.

“1915’te yitirilen insanlar mı, yoksa kaybedilen topraklar mı daha önemli?” sorusuna ise yoklananların yüzde 53’ü “insanlar” diye yanıt vermiş. Yüzde 22’si ise kaybedilen toprakların ölen insanlardan daha önemli olduğuna inanıyor.

“Türkiye’nin soykırımı tanıması halinde ne olur?” sorusunu yanıtlayanlara gelince, bunlardan yüzde 73’ü, yukarıda da belirttiğim gibi, öldürülen Ermenilerin torunlarının anayurtlarına dönebileceklerine inanıyor. Yüzde 32’si ise “Ermeni milletinin onurunun böylece yeniden tesis edileceğine” inanıyor.

Uzlaşma kolay olmayacak

Bu arada, “Soykırımı anmak önemli mi?” sorusunu yanıtlayanların yüzde 95’i “evet” demiş. Bu da diğer konularda aralarında görüş ayrılıkları olsa bile, Ermenilerin neredeyse hepsinin 1915’te bir Ermeni soykırımının yaşandığına ve bunun unutulmaması gerektiğine inandığını ortaya koyuyor.

Bu rakamlara baktığımızda, Türklerle Ermeniler arasındaki uzlaşmanın hiç de kolay olmayacağını söyleyebiliriz. Buna rağmen umutlu olmakta yarar var. Çünkü her iki tarafta bu durumun sonsuza dek böyle süremeyeceğini düşünenlerin sayısı, yavaş yavaş da olsa, artıyor.

Yorumlar kapatıldı.