İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

`Ermenistan´la siyasi ilişki kurulabilir´

Erdoğan, Türkiye’nin önerdiği ortak komisyonda soykırım iddiaları araştırılırken, “Ermenistan ile siyasi ilişki kurulabileceğini” bildirdi

ANKARA Milliyet

Türkiye’nin diplomatik ilişki kurmadığı Ermenistan’ın Devlet Başkanı Robert Koçaryan’a “ortak bir komisyon kurarak soykırım iddialarını inceleme” önerisini içeren bir mektup gönderen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Önce ikili ilişki kuralım, sonra komite kurulabilir” yanıtını almasının ardından köklü bir politika değişikliğinin işaretini verdi. Erdoğan, Milliyet yazarlarının sorularını yanıtlarken, iki ülke ilişkilerinde yeni bir dönem başlatabilecek ara formülü de içeren şu görüşleri dile getirdi:

‘Bizde korkunç belge var’

Ermeni meselesinde ‘Sadece tarihçiler çalışsın’ demiyorum. Siyaset bilimcileri de bunun içine katalım. Siyasetçiler bunun nihai kararını versin. Ama onlar işi belli bir noktaya getirsinler bizim burada. Bir defa burada Ermenistan ne kadar samimi? Varsa arşivlerini açsın. Bizim arşivcilerimiz, gerek Türk Tarih Kurumu, gerek Devlet Arşivleri, hepsiyle yaptığım görüşmede verdikleri bilgi şudur: ‘Bizde korkunç belge var.’ Bunlar bizim sadece tasnifi yapılmış olanlar. Yani basılı olarak belli bir miktarda ulaştıklarımız, bir de ulaşamadıklarımız var. Aynı şekilde TSK da arşivlerini açma noktasında, onlarda da şu anda ciddi bir tasnif çalışması var. Eğer Ermenistan da samimiyse, o da açsın. Üçüncü ülkeler de açsın. Bunun üzerinde tarihçiler, siyaset bilimciler, uzmanlar çalışmalarını yapsın. Ondan sonra da siyasetçiler bu işin nihai kararını versin.

‘Ecdadımızla övünüyoruz’

Nedir bu nihai karar? Biz tarihimizle hesaplaşırız. Onlar tarihleriyle hesaplaşmaya hazır mı? Olay bu. Biz burada bir dönemi bir kenara itip bir başka dönemi sahiplenmek gibi bir derdin içinde değiliz. Biz ecdadını inkâr eden değil, ecdadıyla övünen bir milletiz. Bu noktada bizim bir sıkıntımız yok. Biz burada rahatız. Kalkıp da tehciri bir ‘soykırım’ olarak ifade etme yanlışına düşenlerle bir arada olmamız mümkün değil. Her ülkede gerçekleşmiş olan, dünyadaki tarih boyunca olan olaylardır. Tehcirin olmadığı dünyada ülke şu anda… En gelişmiş ülkelere bakın, tarihini incelediğiniz zaman orada da tehcirleri göreceksiniz. Her yerde oldu.

‘Siyasetçinin işini biliyoruz’

Yalnız Koçaryan’ın yazısında bir şey var. Koçaryan orada, artık bize kendine göre bir şey hatırlatmak istiyor. Yani işi ‘Bu siyasetçilerin işidir’ gibi bir noktaya götürüyor. Biz siyasetçinin işinin ne olduğunu çok iyi biliyoruz. Halbuki siyasetçiye altyapı oluşturan bir takım vardır. Bu takım nedir? Tarihçidir, siyaset bilimcidir, arşiv işleriyle uğraşan uzmanlardır. Bunlar çalışmayı yapar. Getirir önümüze, biz kararımızı veririz. Ama kalkıp da bu işlere girişmeden, ‘pat’ diye sıradan bir olay gibi geliyor karşımıza. Nedir, ‘Hemen kapılar açılmalı.’ Şu an dünyada birbiriyle çok farklı olan, hatta düşman olan ülkeler bile birbirine (sınır kapılarını) açıyor. Tamam da, sen bu konuda daha benden kapı açma talebinde bulunurken, dünyada soykırım mücadelesini, bu lobileri oluşturma şeyini niye sürdürüyorsun? Ben senden iyi bir niyet göreyim. Erivan-İstanbul hava hattını açtık. Bizim gelir gelmez attığımız adımlardan biri bu.

‘Ermeni mimar istedik’

Mesela şu anda Ermeni vatandaşlarımla benim aramda bir sıkıntı yok. Açılışlarına davet ediyorlar, katılıyorum. Görüşme talepleri oluyor, görüşüyorum. Onlardan da benim partimin yönetimlerinde olan vatandaşlarım var. Mesela Kültür ve Turizm Bakanı’mız Atilla Bey’e talimat verdik, Akdamar Adası’ndaki kilisenin restorasyonu. Bütün tahsisler yapıldı, herhalde ilgili çalışma başladı. Ben kendisine (Atilla Koç) Ermeni Patriği ile de temas kurmasını söyledim. Onlar orada bu yapılacak olan restorasyon çalışmalarında size ilgili bir mimarı versinler. Çünkü orada bazı dedikodulara, ‘Eserimizi şöyle bozdular, şöyle yaptılar’ gibi bir şeye fırsat vermeyelim. Bunlar bizim olumlu yaklaşımlarımız, mesajlarımız. Tabii karşı taraftan da bu tür bazı mesajları almamız lazım. Ermeni soykırımı ile ilgili bu konuyu bir defa dünyada, meclislerde bunu yapmak suretiyle dünyayı bu konu etrafında toparlaması, bunu çirkin buluyoruz.

‘BM kararına uymuyorlar’

Bunlar birinci derecede BM’nin sorunu. BM Güvenlik Konseyi bu konuda kararını vermiş zaten. Bu kararı verdiği halde bunlar bu karara hâlâ uymuyor. Aynı şekilde geçenlerde yine Avrupa Konseyi’nde alınan son karar biliyorsunuz, yine Ermenileri (Karabağ’da) işgalci olarak kabul etmiştir. Burada da ‘Bakın bu tür işgalleri de kaldırmıyorsunuz’ diye kendilerine söylüyoruz. Son zamanda, mesela artık Kars Anlaşması’yla ilgili konularda pek bir direnemiyorlar. Daha olumlu bir noktaya gelmeye başladılar. Ben mektubu bunun için yazdım. Bir yandan siyasi ilişki kurulabilir. Bir yandan da çalışmalar devam edebilir.

‘Gizlilik mizlilik anlamam’

Esas olan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığıdır. Ben geçen Gökçeada, Bozcaada’daydım. Rum vatandaşlarımız yanıma geldi. Hatta birinin oğlu, benim partimin ilçe yöneticisiymiş. Mal alımlarında sıkıntıları olduğunu söylediler; işlemler uzuyormuş. ‘Oluyor, ama gecikiyor’ dediler. Ben de onlara dedim ki, ‘Önemli olan TC vatandaşı olunmasıdır. Benim için bir farkınız yok. Ahmet, Mehmet neyse, sen de osun.’

(Acaba azınlıklara satışlara ilişkin gizli bir genelge mi var, sorusu üzerine) Ben böyle bir genelge var mı, bilmiyorum. Gizlilik mizlilik anlamam. Vatandaşsa bu bir haktır. Nasıl Almanya’daki Türkler normal mal alabiliyorsa, bunlar da Türkiye’de vatandaş olmuşlarsa, malını alabilmelidir.

Schwarzenegger tribüne oynuyor

Başbakan Erdoğan, 24 Nisan’ı “soykırım günü” ilan eden California Valisi Arnold Schwarzenegger konusunda şunları söyledi:

“Trübüne oynuyor. Lüzumsuz bir açıklama yaptı. California’ya her halükârda gideceğim. Ancak bu açıklamadan (soykırım) sonra kendisiyle görüşüp görüşmeme konusunu değerlendiriyorum.”

Yorumlar kapatıldı.