İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Ankara´nın arşivleri ve güveçte kuru fasulye…

Çetin Altan

Politik tatavalara aklınız mı takılıyor? Enseyi karartmak istemiyorsanız, hiç takılmasın. Oldum bittim Türkiye’nin Hazine’den geçinmeli makam sahipleri, “sorunları çözme” birikim ve geleneğinden yoksundur. “Sorunlar” çeşitli tatavalarla sürekli ertelenir ve sonra da gitgide bataklaşan olayların içinde debelenir durulur.

Süper bir devlet edasıyla sağa sola posta koymaya başlama; bir bakıma da işlerin sarpa sarmakta olduğunun işaretidir bizde.

Boş verin, kulak asmayın…

***

Yok ille de aklınızın takılmasını istediğiniz bir çengel arıyorsanız; Türkiye’nin 20. yüzyılı da, kimlerin avantası nedeniyle ıskaladığını süzgeçleyin. Nasıl oldu da, “bireylerin yaşam kalitesi” açısından Yunanistan’ın 60 basamak altına düştük; nasıl oldu da “kirli ülkeler” sıralamasında en çamurlaşmış olanlar takımının, Pakistan-Sudan-Tanzanya’nın basamaklarına yuvarlandık; nasıl oldu da 10 yılda iç ve dış borçların toplamı 1 trilyon dolara çıktı vs…

***

Bendenize sorarsanız, Başbakan Tayyip Bey de, biraz fazla kaptırdı kendisini kükreme gösterileri yapmaya…

Kazara 3 Ekim’de AB üyeliği için müzakereler başlayamazsa; 2007’deki cumhurbaşkanlığı seçimleri için, üstünde zıplayacağı tramplen de kırılabilir birkaç parçaya…

Türban-laiklik tenisinin rauntları, kolay kolay biteceğe pek benzemiyor. Kışla parfümlü siyasetin vardikaraları; “vatandaş”ı pas geçip, “vatan”ı ön plana çıkarmakta, bin basarlar Başbakan Tayyip Bey’e… 20. yüzyılı da ıskalama inkılapçılığı, -eksi açıdan da olsa-kolay bir hüner miydi?

***

Bendeniz Osmanlı arşivlerinden çok, Ankara arşivlerini merak ederim. Nedenine gelince…

1939-40 yıllarında babam İstanbul Arşiv Dairesi Müdürü’ydü. Osmanlı belgelerini doğru dürüst okuyup anlayacak ve düzenleyecek eleman bulmakta zora düşmüştü. Bugün dahi hâlâ 90 milyon belge var, düzenlenememiş…

***

Gelelim Ankara’nın arşivlerine:

1- Acaba son 80 yılda, örtülü ödenekten kimlere neler ödendi?

2- Acaba son 80 yılda, Hazine arazilerinden ne kadarı, kimler aracılığıyla, kimler tarafından yağmalandı?

3- Acaba son 80 yılda devlet bankalarından alınıp da, geri dönmemiş kredilerin toplamı ne kadar?

4- Acaba son 80 yılda silah alımlarına kaç milyar dolar ödendi ve bunların miadı ortalama kaç yılda doldu?

5- Acaba son 80 yılda, iç ve dış resmi gidiş-gelişler için, kaç milyar dolar harcırah ödendi?

6- Acaba son 80 yılda, sağlık sorunları için Hazine’den geçinmeli bürokratlara, ne kadar dış harcırah ödendi?

7- Kıbrıs çıkartması sırasında Kocatepe firkateynine, Hava Kuvvetleri’nin garip bir yanılgıyla sürdürdüğü bombardıman kaç saat sürdü ve bu olay kamuoyundan, hangi gerekçelerle kaç yıl boyunca saklı tutuldu?

8- Akdeniz’deki NATO manevraları sırasında, bir Amerikan zırhlısının Muavenet firkateynine fırlattığı füzelerin gerçek anlamı nasıl yorumlandı?

9- Son 80 yılda “sıkıyönetim”lerin ve “olağanüstü hal”in uygulanmasıyla çözümlenmek istenen “asayiş sorunları” kaç milyar dolara mal oldu?

10- İsmet Paşa, Cumhurbaşkanı olur olmaz, atadığı ilk Başbakan Dr. Refik Saydam’ın “Her işimiz A’dan Z’ye bozuktur” demeci üstünde, neden bir daha hiç durulmadı?

11- Her yeni iktidarın “Bir enkâz devraldık” diye yaptığı açıklamalar, kaç kez tekrarlandı?

12- “Milli çıkarlar”ın gerekçe olarak gösterildiği resmi demeçlerde; “milli çıkarlar” hangi ekonomik verilere göre hesaplanıyordu?

***

Bendenizin derdi, ne Başbakan Tayyip Bey’i, ne de kimseyi fiskeleyip, iğnelemek… Çocukluğunda evinin rafında, kendi anadilinin 30 yazarından 20 ciltlik bir kitap rafının bulunmadığı bir dünyada, biliriz politik tatavaların ne olup ne olmadığını…

***

1942’de İstanbul İktisat Fakültesi’ni kurmuş olan Alman Prof. Neumark da, Türkiye’yi iyi tanıyan kibar bilimcilerdendi:

– Siz “selection negative” ters bir eleme yaptığınız için, çağdışı kalıyorsunuz, demişti.

Aşınmış hamasetçi bir tatava plağını döndürenler yukarı; “Kuyucaklı Yusuf”u yazanlar, kafasına odun vurularak al aşağı…

***

Önceki akşam aynı ters denklemi, eski bir diplomat olan bir siyasetçi ile, Murat Belge arasındaki kalite farkında da izledik. Siyasetçi, “nokta”yı “İ”nin üstünden kaçırdıkça, Murat Belge “nokta”yı, “İ”nin üstüne koyuyor ve “sözde vatandaş” olma menzilinin içine giriyordu.

Murat Belge’nin “medeni cesareti”, rüzgârlanmaya tenezzül etmeyecek bir betonarme ihtişamındaydı.

***

Bir dahaki yıl nisan sonunda Başbakan Tayyip Bey’in durumu, kim bilir nasıl olur? Dileriz iyi olur…

Köyceğiz’in, Marmaris’e doğru 30 kilometre ötesindeki Kızılyaka’da Osman Aydın’ın eşiyle birlikte fırında peynirli, kuzu kuşbaşılı, şekerlenmiş tahinli sıcak pideler ve güveçte kuru fasulyeler pişirdiği, “Aydınlar Lokantası” var…

Tatavalarla ısıtılmış bayat kazıklar yemektense, Osman’ın sıcak taze pideleriyle, güveçte kuru fasulyesini yemek, elbet de yeğlenir…

***

İzmir’de inşa edip yarattığı meslek okulunun adını, bendenize bir ödül lütfetme anlamında koymuş olan gönül dostu Cengiz Sani de, merak edip güveçte kuru fasulye yemeye gelmiş Osman’a; bir de kartını bırakmış bana…

***

Boş verin tatavalara, hayatı hak etmeye çalışmanın lezzeti bir başka…

Yorumlar kapatıldı.