İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Sözde aydınlar

Sırrı Yüksel Cebeci

YAZAR Orhan Pamuk, bir süre önce, “Türkler 1 milyon Ermeni’yi, 30 bin Kürt’ü öldürdü” demişti.

Ertuğrul Özkök’ün önceki gün Hürriyet’te yazdığına göre bu, Orhan Pamuk’un ilk vukuatı değilmiş. Geçtiğimiz yıllarda Ahmet Tulgar ile yaptığı ve Milliyet gazetesinde yayınlanan mülâkatta da, ABD’de yayınlanan ilk iki kitabı Kara Kitap ve Yeni Hayat’ın best seller listesine girmemesini, eleştirmenlerin olumsuz tavrına bağlayarak şöyle demiş:

– Amerika’da çıkan ilk iki kitabım, Türkler’in Ermeniler’i katlettiğine inanan eleştirmenlerden kötü eleştiriler aldığı için ticari best seller olamadı. Oysa Ermeni katliamı konusunda ben de onlar gibi düşünüyordum.

Ertuğrul Özkök, şimdi soruyor:

– ABD’de Ermeni yanlısı eleştirmenlerin hoşuna gidecek 1 milyonluk katliam paketini anladık. Peki 30 bin Kürt’ün öldürüldüğü iddiası? O da, güçlü bir Kürt lobisine sahip İsveç’in bazı kurumlarına servis mi?

Gerçekten öyle ise çok aşağılık bir düşünce!..

Haydi Orhan Pamuk’un amacı belli, peki diğerlerinin kraldan çok kralcı kesilmelerine ve belgelere dayalı tarihi gerçekleri inkâr ederek, Ermeni soykırımını kabul etmelerine ne diyeceğiz?

Neyin peşindeler?

İTTİHAT ve Terakki Partisi’nin Talat ve Enver Paşalar ile birlikte üç liderinden biri olan ve Tiflis’te 22 Temmuz 1921’de, Talat Paşa gibi Ermeniler tarafından şehit edilen eski Bahriye Nazırı Cemal Paşa’nın torunu Hasan Cemal, hangi kurumlara neyin servisini yapıyor peki?

1915 soykırımıdır diyen, Demokrat Parti’nin ünlü isimlerinden Burhan Belge’nin oğlu Murat Belge neyin peşinde peki?

Sözde Ermeni soykırımını kabul eden tarihçi Prof. Halil Berktay ve Ardahanlı ünlü Marksist romancı Dursun Akçam’ın Marksist oğlu Prof. Taner Akçam ne yapmak istiyorlar peki?

Derya Sazak, “Talat Paşa etnik temizlik, yani soykırım emri vermişti” derken, hangi ödüle göz dikti, ya da kimlere göz kırpıyor peki?

İçimizdeki düşmanlar

ALTEMUR Kılıç, 8. Cumhurbaşkanı rahmetli Turgut Özal’ın, Washington Büyükelçisi Nüzhet Kandemir’e, “Şu Ermeni soykırımı meselesi fena halde can sıkmaya başladı. Soykırımını tanısak da bu işi sona erdirsek daha iyi olmaz mı” dediğini anlatıyor!

Allah’tan, diplomatlarımız vazgeçirmişler rahmetli Özal’ı bu düşüncesinden…

Altemur Kılıç, şimdi, “Ben, pratik çözümleri olan 8. Cumhurbaşkanı’nın bir hesap adamı olarak böyle bir hareketin, devletin ve milletin başına ne belalar ve gaileler açacağını –tazminat ve toprak taleplerine de yol açacağını- görememiş olmasına hayret ettim” diyor.

Bu gerçeği sadece Turgut Özal mı görememiş?

O, iyi niyetliydi. Belki de nabız yoklaması yapıyordu. Kendilerine aydın diyen sözde bilim adamları, yazarlar ve gazetecileri de aynı kefeye koyabilir misiniz?

Şu Ermeniler gerçekten çok başarılı. Gerçekle ilgisi olmayan sözde soykırımına bütün dünyayı inandırdıkları gibi, olaylara ve tarihe şaşı bakan içimizdeki bazı zavallıları da satın almayı başarmışlar!

Dışarılarda hain ve düşman aramamıza gerek yok ki. Asıl düşmanlar ve hainler kendi içimizde, kendi aramızda!

Yorumlar kapatıldı.