İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Siyaset tarihe yenildi

Can Dündar

Türkiye son dönemde Ermeni meselesinde politika değiştirdi.

Dünya “soykırım” diye ayaklandığında oturup seyrederken, 90. yılda nihayet konuyu daha fazla görmezden gelemeyeceğini fark etti.

Ve soykırım konusunda karşı atak başlattı.

Arşivi tarıyor, belge yayımlıyor, araştırmacı yetiştiriyor, yabancıları davet ediyor, tartışma hazırlığı yapıyor.

Çok gecikmiş ama yerinde bir karar bu…

* * *

Başbakan Erdoğan, bu yeni politika doğrultusunda Ermenistan Cumhurbaşkanı Koçaryan’a bir mektup yazıp “Gelin ortak bir komisyon kuralım. İddiaları tarihçiler değerlendirsin” demişti.

Koçaryan cevabında “Geçmişi değerlendirme teklifiniz günümüzü de kapsamadığı sürece yapıcı olamaz. İkili ilişkilerin sorumluluğunu tarihçilere teslim edemeyiz” dedi.

İki ülke arasında normal diplomatik ilişki kurulmasını ve tüm meselelerin bu bağlamda ele alınmasını önerdi.

Erdoğan bu öneriyi dün yanıtladı:

“Siyasi karar vermeden önce tarihten gelen sorunları halletmeliyiz. Hodri meydan, biz arşivleri açtık, siz de açın” dedi.

* * *

Roller değişmiş oldu.

Bugüne kadar “Soykırımı tanımazsanız ilişki kuramayız” diyen Ermeniler “Önce ilişki kuralım, soykırıma sonra bakarız” noktasına geldi.

Türkiye ise tersine “Önce şu soykırım işini halledelim, sonra ilişki kuralım” tezine döndü.

Belli ki danışmanları Başbakan’a “Karşı atağımız çok iyi oldu. Buradan yüklenirsek Erivan’ı sıkıştırırız” diye görüş bildirmiş.

Ancak bu yeni politikanın birkaç sakıncası var:

Birincisi siyaseti tarihin emrine vermesi…

Yani diplomatik ilişkiyi soykırım meselesine endekslemesi…

Böyle olunca sorun, siyasetçinin alanından çıkıp tarihçinin denetimine giriyor.

“Tarihçi” dediğimiz de maaşlı resmi görevliler… Her bir tarafın elinde kendi tezini destekleyen belgeler var. Tarihçiler bir araya gelse bile oradan yıllar yılı sonuç çıkmasına imkân yok.

Dolayısıyla tarihçilere bırakmak sorunu çözmüyor, erteliyor, hatta kangren hale getiriyor.

O arada “vardı-yoktu” tartışması dış baskı ve iç tepki doğuruyor. Milliyetçi reaksiyon büyüyor.

* * *

Peki “Biz belgelere baktık, yokmuş öyle bir şey” tezi uluslararası alanda bir etki yapıyor mu?

Hayır.

Dünya parlamentoları birbiri peşi sıra soykırımı tanıyor ve Ankara hâlâ “Bush, ‘soykırım’ demedi, ‘katliam’ dedi” diye kendini kandırıyor.

Lobicilikte Ermenilerin çok gerisinde olan Türkiye’nin bu yolla sonuca gitmesi imkânsız.

Daha da önemlisi, Ankara Erivan’la doğrudan ilişki kurup diasporayı bertaraf etmek, en azından etkisini azaltmak fırsatı elindeyken, bunu tepip “Önce soykırım hesaplaşması yapalım” diyerek Erivan’ı da kan davası peşindeki diasporayla aynı çizgiye itiyor.

* * *

“Hodri meydan” çıkışı dış politikada bazen sonuç alan bir taktik olabilir.

Ancak asıl kalıcı yöntem, cesur adımlar atarak, dünü, bugünün önünde engel olmaktan çıkarmaktır.

Diplomatik ilişkilerin başlaması, sınır kapılarının açılması hem halklar arasında diyalog başlatır, hem dünyanın baskısını azaltır.

Bunun için de rest çekecek değil, yeni bir başlangıcı göze alabilecek siyasetçilere ihtiyaç var.

Yorumlar kapatıldı.