İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Bush´un `24 Nisan´ mesajı

Semih İdiz

Başkan Bush’un 24 Nisan mesajı, “soykırım” ifadesini kullanmadığı için Ankara’da “memnuniyetle” karşılandı. Ancak, Washington tarafından her kelimesi tartılarak hazırlanan mesajın analizi pek yapılmadı. Oysa, Ermenilerin Bush’a duydukları kızgınlık sadece “soykırım” ifadesini kullanmamış olmasından kaynaklanmıyor.

Mesajın ilk paragrafında, maruz kaldıkları “Büyük Felaket”ten (Great Calamity) dolayı Ermeni milletine başsağlığı dileniyor. Bu elbette ki tek yanlı bir yaklaşım. Bush, o dönemde ölen milyonlarca Türk ve Kürt’ten söz etmiyor. Dahası, “soykırım” demese de sanki buna işaret ediyor. Bu kanaati güçlendiren husus ise mesajın üçüncü paragrafında yer alıyor ki ona da değineceğim. Ama Ermeniler yine de memnun değiller.

Bush memnun etmedi

Bush’un 1.5 milyon Ermeni’nin öldürüldüğünü söylemesi de mesajın bizim açımızdan tatsız yanlarında biri. Rakam konusunun tartışmalı olduğunu hem Ermeni belgeleri -örneğin Boğos Nubar Paşa’nın 1919 Paris Barış Konferansı’na verdiği rakamlar- hem de Türk belgeleri gösteriyor. Murat Bardakçı’nın su yüzüne çıkardığı Talat Paşa’nın not defteri ise tartışmaya yeni bir boyut katmış bulunuyor. Kısacası, Bush, kesin olmayan bir konuda kesin konuşmuş oluyor. Fakat bu da Ermenileri memnun etmiş değil.

Ermenilerin kızgınlığı ise, mesajın ikinci paragrafıyla başlıyor. Bush burada Ermenistan’a “daha demokratik” olması için sesleniyor. Bu da Avrupa ve Amerika’da kendilerini “Batılı ve demokrat bir millet” olarak gösteren Ermenilerin işine gelmiyor. Bush, ayrıca, Washington’un Karabağ meselesinin peşini bırakmayacağını belirtiyor. Bu da “Karabağ bizimdir, aldık ve iş bitti” diyen Taşnakların tüylerini diken diken ediyor. Çünkü -Avrupa Konseyi’nin kısa bir süre önce Karabağ sorunu çerçevesinde Ermenistan’ı “işgalci” ilan etmesinin gösterdiği gibi- uluslararası hava bu konuda Ermenilerin aleyhine dönmeye başladı.

Taşnakları kızdıran husus

Yakında Gürcistan’ı ziyaret edecek olan Bush, Erivan’a bir “stratejik dokundurmada” da bulunuyor. “ABD’nin Ermenistan ile daha kapsamlı güvenlik işbirliği istediğini” söylemek suretiyle, “Rusya’dan ayrılın, bizim kampa katılın” demiş oluyor, ki bu da Erivan’da farklı kesimler arasında tartışma yaratacak bir yaklaşım.

Üçüncü paragrafa gelince, Taşnakları esas kızdıran hususlar burada yer alıyor. Her şeyden önce Bush burada, Taşnakların nefret ettikleri ve başarısızlıkla sonuçlanması için çok uğraştıkları, “Türk-Ermeni Uzlaşma Komitesi”nin Türk ve Ermeni üyelerini alkışlıyor. Ardından, tartışmalı bir şekilde olsa bile, bu komite yoluyla başvurulan New York’taki “Uluslararası Geçici Adalet Merkezi”nin raporunun önemine değiniyor.

Soykırıma dolaylı destek

Bu rapor özetle “Soykırım oldu ama 1948 Soykırım Sözleşmesi geriye dönük işletilemez” diyor. Yani Bush, dolaylı olarak, “soykırım” ifadesine arka çıkıyor, ki bu, Türkiye’yi memnun edecek bir husus değil. Fakat aynı zamanda, “Ermenilerin bu konuda yapabilecekleri bir şey yok” diyor. Taşnakları çileden çıkaran da bu. Hem diaspora, hem de Ermenistan üzerindeki etkileri büyük olan Taşnaklar bu yaklaşımı nefretle karşılıyorlar. Kendilerini şu anda, “Türkiye soykırımı kabul edecek ve iş orada bitecek” korkusu sarmış bulunuyor. Oysa onlar intikam ve diyet peşindeler. Bunu da artık gizlemiyorlar.

Bush ayrıca, Başbakan Erdoğan’ın bir Türk-Ermeni komisyonunun kurulması teklifine de destek veriyor. Taşnaklar, “soykırım” konusunu tartışmaya açacağı için bunu da istemiyorlar. Uzun lafın kısası, Başkan Bush mesajında aslında yol gösteriyor. “Tarihin karanlık bir anını kabullenelim ve analım ama geleceğe bakalım” diyor. Geleceklerini geçmişe endekslemiş olan Ermeniler ise bunu reddediyorlar.

Yorumlar kapatıldı.