İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Bush´un açıklamasına CHP´nin eleştirisi

Fikret Bila

ABD Başkanı Bush, Ermenilerin “soykırım günü” olarak andıkları 24 Nisan’da yaptığı açıklamada, “soykırım” sözcüğünü kullanmadı. Ankara, bunu memnuniyetle karşıladı. Ancak, ana muhalefet partisi CHP, Bush’un açıklamasının memnuniyetle karşılanmasını yanlış buluyor.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen, Bush’un “soykırım” sözcüğünü kullanmamakla birlikte, Ermenilerin istediği yönde bir tanımlama ve tarihi gerçekler karşısında haksız ve dengesiz bir açıklama yaptığını düşünüyor.

‘Ermenice, soykırım’

Öymen, Bush’un açıklamasını eleştirirken şu noktalara dikkat çekti:

“Başkan Bush, soykırım demedi, ‘büyük felaket’ dedi. İngilizce olarak, ‘calamity’ sözcüğünü kullandı. Bu sözcüğün Ermenice karşılığını, Ermeniler soykırım anlamında kullanırlar. Onlar da 1915 olaylarına ‘büyük felaket’ derler. Bu birinci nokta.

İkincisi, Başkan Bush 1.5 milyon insanın öldürülmesinden bahsediyor. Oysa, hiçbir zaman o olaylarda ve bölgede 1.5 milyon insan olmamıştır.

Üçüncüsü, bu olaylarda yüz binlerce Türk öldürülmüştür. Başkan Bush bundan hiç söz etmiyor. Öldürülen Türkleri kim anımsayacak?

Dördüncüsü, Sayın Bush, Başbakan Erdoğan’ın girişimini övüyor. Ama, CHP’nin girişimiyle Başbakan Erdoğan’ın yaptığı öneriyi hayata geçirmeyen, engelleyen Ermenistan’ın arşivlerini açmamasıdır. Bu olay kapanmıştır, siyasidir, deyip konuyu kapatmaya çalışmasıdır. Başkan Bush buna da hiç değinmiyor, Ermenistan’ı ve Ermenileri hiç eleştirmiyor. Bu dengesiz, Ermeni yanlısı bir açıklamadır. Bu nedenle Bush, ‘soykırım” demedi diye, göbek atacak bir durum yoktur.”

‘Asala unutuldu mu?’

CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen, Bush’un açıklamasında ASALA terörüne hiç değinilmemiş olmasını da eleştirdi:

“ASALA, 40’tan fazla diplomatımızı öldürdü. Kimse bunu anımsamıyor, anımsamak veya anımsatmak istemiyor. Tek yanlı olarak sadece Türkleri ve Türkiye’yi suçlamakla meşgul oluyor. Türkiye’yi soykırım suçlusu ilan etmeye uğraşıyor. Bunun nedeni, Türkiye’nin yeterince ses çıkarmaması, karşı koymamasıdır. Türkiye bu kadar zayıf görülecek bir ülke değildir. Ancak ülkeyi yönetenler böyle bir izlenim verdikleri için herkes Türkiye’yi suçlu ilan etmek için yarışa girmiş durumdadır.”

Belçika ve Polonya

Öymen, dünyanın Atatürk ve İnönü döneminde bu tür iddiaları gündeme getirmeye, karara dönüştürmeye yeltenmediklerini, çünkü, gösterilecek tepkiden çekindiklerini belirtti. Öymen, son olarak Belçika ve Polonya parlamentolarında alınan kararları eleştirirken şu analizi yaptı:

“Belçika’nın aldığı karar karşısında Türkiye sessiz kalmıştır. Bu büyük bir hatadır. Belçika Parlamentosu kararında bütün soykırımlar diyor ama gerekçesinde Ermenilere karşı soykırımdan söz ediyor. Dolayısıyla bu karar bizi ilgilendirmez, diyemeyiz. Hükümet bu havaya giriyor. Gerçek öyle değil. bu karar biz ilgilendiriyor. Çok ağır bir karardır. Soykırım yoktur demeyi suç sayıyor. Sekiz günden bir yıla kadar hapis öngörüyor. Yani biz Belçika topraklarında Ermenilere karşı soykırım yapılmamıştır, diyemeyeceğiz. Suç sayılacak. Hapis öngörülecek. Hükümet, Belçika’nın bu ağır ve haksız kararını görmezlikten gelemez.”

Öymen, Polonya’nın da Türkiye’yi ve Türkleri “sırtından bıçakladığını” vurgulayarak şöyle dedi:

“Polonya, haritadan silindiğinde onu koruyan, yardımına koşan Osmanlı’dır. Ama Polonya bu kararıyla bizi sırtımızdan vurmuştur. Bu nasıl dostluktur? Düşünün ki daha bir süre önce biz Polonya’nın NATO üyeliğini onayladık. Ama Polonya tarihi gerçeklere hiç bakmadan bizi soykırım suçlusu ilan etti. Bu da dış politikanın ne kadar kötü ve etkisiz yürütüldüğünün bir kanıtıdır.”

Öymen, Türkiye’nin özellikle AB’ye üye olmak istemesini fırsat bilen ülkeler ve çevrelerce çok yönlü saldırıya maruz kaldığını ve buna karşı etkili bir karşı duruş sergileyemediğini vurguluyor. “Bu tablo” diyor, “Türkiye’yi, kafasına vur, her şeyini al, görüntüsüne sokuyor. Oysa Türkiye bu değildir. Olmadığını göstermelidir.”

Yorumlar kapatıldı.