İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Vicdani olan…

Hasan Cemal

Soykırım mı, değil mi?

Tarihçi değilim.

1915 Ermeni tehciri konusunda soykırım mı, değil mi sorusunun karşılığını arayabilecek ya da uzun boylu tartışabilecek bir iddiam, bir uzmanlığım yok.

Ama bir fikrim var.

Bugüne kadar okuduklarımdan, dinlediklerimden 1915 ve 1916’da yaşananların soykırım olduğunu sanmıyorum. Ama aynı zamanda bu görüşümün tartışılabilir olduğunu düşünüyorum.

Bir başka deyişle:

Soykırım diyenleri düşman gibi görmüyorum.

Malum, her iki tarafın da fanatikleri var. Ama yine de tarihin bu trajik diliminde yaşananlar soğukkanlı ve seviyeli biçimde ele alınabilir ve farklı görüşler yarışabilir.

Değişik bakış açıları nedeniyle birbirimizin gırtlağına sarılmak, medeni bir davranış olmadığı gibi, yersiz bir çabadır da…

Tabii o soru:

Soykırım değilse, nedir?

Herhalde tarihimizin son derece trajik bir sayfasıdır. Hatta kepaze sayfalarından biridir.

Belirtmekte yarar var:

Her ülkenin tarihinde böylesi kepaze sayfalar eksik değildir.

Osmanlı devletinin vatandaşı olan Ermeniler yerinden yurdundan uzaklara sürülürken devlet güçlerince koruma şemsiyesi altında tutulmamışlardır.

Kırılmışlardır.

Sürgün yollarında ‘katliam’lar yaşanmıştır. Buna bazı devlet güçleri de katılmıştır. Geride kalan mal ve mülk yağmalanmış, izler silinmek istenmiştir.

Tarihsel gerçektir bunların tümü.

Evet, savaş koşullarıydı.

Evet, Ermeni çeteleri, komitacılar düşmanla işbirliği içinde arkadan vuruyordu.

Evet, Türkler de kırıma uğradılar, katledildiler.

Elbette bu boyut da var.

Elbette Türk ölümleri de göz önüne alınacak, tarih yazılırken.

Ama bu gerçeği göz önünde tutarken, Ermenilerin uğradıkları zulmü, yaşadıkları kırım ve acıları yok saymak ne tarihe sığar, ne de vicdana… Osmanlı tarihinin bu gerçeğini de içimize sindirmeliyiz, yan yollara hiç sapmadan.

* * *

Şimdi sözü, değerli tarihçi Prof. Dr. Selim Deringil’e bırakıyorum:

“1915’te Osmanlı’nın uyguladığı bir tehcir hareketi var. Tehcir sırasında büyük bir facia yaşanıyor. Anadolu’nun her yerinden, hatta Trakya’dan Ermeniler sürülüyor. Bu da nüfusun büyük ölçüde yok olmasına sebep olan bir eylem olarak çıkıyor karşımıza.

1915 aslında bu.

İnsanların yerinden yurdundan sürgün edilmesi meselesidir. Şimdi tehcire ilişkin yapılan açıklamalar var. Türkiye’nin meşru biçimde kendini savunduğu söyleniyor. Osmanlı devleti savaş içindeydi, komitacılar Rus askerleriyle işbirliği yapıyorlardı, çeteciler de orduyu arkadan vuruyordu.

Dolayısıyla tehcir, Osmanlı’nın ölüm kalım mücadelesinde bir meşru savunma yöntemiydi deniliyor.

Örgütlü, silahlı bir Ermeni direnişi söz konusu. Bunu kimse inkâr etmiyor. Ruslarla işbirliği yapan Ermeniler olduğunu da inkâr eden yok.

Ama öte yandan, adına hukuken ne derseniz deyin, sistemli bir yok etme var. Ermeniler bütün bu coğrafyadan şu ya da bu şekilde sürülmüş, sağ çıkmaları imkânsız bir yürüyüşe zorlanmışlardır. Ben bir tarihçi olarak ahlaki sorumluluğumu, meseleyi isimlendirmede değil, meselenin özünü gündeme getirmede görüyorum.

İttihat Terakki, bütün Ermenileri ortadan kaldırmak istemiş olabilir. Ancak bu pratikte pek mümkün olamamış. Katolik Ermeniler büyük ölçüde tehcirden muaf tutuluyor. İstanbul, İzmir gibi çok ‘göz önünde’ olan yerlerdeki Ermeniler de muaf tutulabiliyor. Ancak bu muafiyetler asla İttihat Terakki’yi temize çıkarmıyor.

Müslüman olmuş Ermenilerin bile, ‘Sadece can kaygısıyla Müslüman oldular’ diye tehcire tabi tutulduğunu biliyoruz. Bir yandan da Teşkilat-ı Mahsusa diye bir organizasyon var. Muhtelif tanıklıklarla ortaya çıkıyor ki, bir sürü bölgede kafileler hareket ettiriliyor ve bir süre sonra Teşkilat-ı Mahsusa veya devletin resmi görevlisi olmayan başka güçler tarafından katlediliyor.

Bunun yanı sıra bizzat jandarma tarafından katledilenler de var.

Bunlar olmuş.

Bunları inkâr etmek bence çok tutarlı bir tavır değil. Ayrıca ahlaklı da değil. Benim temel çıkış noktam da bu zaten:

Bu bir vicdani sorun.” (Hürriyet, 2 Nisan 2005, Sefa Kaplan’ın yazı dizisi, s. 17)

Bir tarihçinin sözlerine kulak verip bir an düşünmek yararlı olabilir.

Yorumlar kapatıldı.