İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Ermeni meselesi

İsmet Berkan

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Deniz Baykal geçenlerde, Ermeni meselesiyle ilgili konuşurken “Türkiye’nin daha atak olması lazım” dedi. Bu atak olma kısmına hiçbir itirazım yok ama CHP liderinin ataktan kastı Britanya Parlamentosu’ndan 1916’da yazılmış bir kitabı bir anlamda yok saymasını istemesini çok da doğru bulmuyorum açıkçası.

‘Mavi Kitap’ adı verilen ve 1. Dünya Savaşı sırasında Britanya hükümeti tarafından propaganda amacıyla yazdırılıp piyasaya sürülen bu ‘Mavi Kitap’ta yazılanların yalan olduğunu öne sürüyor CHP.

Kitabın tamamı birtakım tanıklıklar aslında. Yani Ermeni tehciri sırasında Anadolu’da bulunan Amerikalı veya Avrupalı çeşitli konsolos veya misyonerlerin anlatımları. Britanya hükümetinin orijinal kitabında bu tanıklıkların sahiplerinin kimliği gizlenmişti ama daha sonra bu gizliliği ortadan kaldıran çalışmalar da yapıldı.

Yani artık ‘Mavi Kitap’ hakkında söylenebilecek yegâne şey kitapta adı geçen tanıkların yalan söylediği.

Türkiye atak olmalı derken bu atağın ‘Mavi Kitap’tan ve İngiltere’den başlaması ne kadar doğru acaba?

Mavi Kitap ve onun belgeselliğini anlatmaya çalıştım, bir de işin ‘dost’ İngiltere bölümü var.

Gerçekten de Britanya, Ermeni konusunda Türkiye’ye en yakın duran Batılı ülke. Duruşu Amerika’dan bile yakın İngiltere’nin.

Bir kere, bundan birkaç yıl önce Britanya hükümeti resmi bir deklarasyonda bulunarak 1915’te Ermenilere yapılanın soykırım olarak adlandırılamayacağını duyurdu dünyaya. Bildiğim kadarıyla bunu yapan yegâne Batılı hükümet İngiliz hükümeti. Ve biz bu İngiltere’ye, yeni bir mektup yazıyor, parlamentosundan 1916 tarihli bir kitabın yalan olduğunu ilan etmesini istiyoruz.

Kitabın yalan olduğunu iddia ederken bunun propaganda amacıyla yazılmış olması başlıca dayanağımız. Bir de, kitabın yazarlarından tarihçi Arnold Toynbee’nin “Bu bir propaganda kitabıdır” demiş olmasını önemsiyoruz. Oysa aynı Toynbee, Ermeni tehciri için “20. yüzyılın ilk soykırımıdır” da demişti.

* * *

Bu atak olma meselesi iyi ama bir atağa kalkarken söyleyecek bir şeylerimizin de olması gerekmiyor mu? Bence gerekiyor.

Söyleyecek bir şey olması için de Ermeni konularında bir politikamızın, bir stratejimizin olması gerekiyor. Peki acaba bunlar var mı? İşte orası meçhul.

İsterseniz bu meçhulleri yarın konuşalım…

Yorumlar kapatıldı.