İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Alkışlarımız Etyen Mahçupyan´a!

Orhan Pamuk, Türk! Etyen Mahçupyan ise Ermeni bir vatandaşımız. İki aydın arasında çok fark var ki. Pamuk’u dinlemiştik. Siz bir de Mahçupyan’ı dinleyin.

Avrupa Parlamentosu’ndaki Yeşil Grup, ”Geçmişin Geleceği: Türkiye’deki Ermeniler” konulu bir konferans düzenledi.

Yeşil Grup üyesi Türk kökenli Alman parlamenter Cem Özdemir’in yönettiği konferansa, Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink, Zaman Gazetesi Yazarı Etyen Mahçupyan ve tarihçi Taner Akçam katıldı.

Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink, yaptığı konuşmada, ”Avrupa’nın Türk ve Ermeni halkları arasındaki ilişkinin tüketilmesinde önemli sorumluluğu olduğunu” belirterek, ”Avrupa geçmişe yönelik bir bedel ödemek zorunda” dedi.

”Ermeni konusunun tarihteki aktörleri arasında Avrupa’nın da olduğunun unutulmaması gerektiğini” kaydeden Dink, ”Avrupa’nın halklar arasındaki ilişkinin tekrar kurulmasına yardımcı olması gerekir, bu sadece vicdani değil teknoloji, mali yardım, AB perspektifi vererek olabilir” dedi.

Dink, Alman Hıristiyan Demokrat Parti’nin girişimi ve Fransa Parlamentosu’nun aldığı iki cümlelik kararların bu konunun çözümüne katkıda bulunamayacağını söyledi.

AB’nin Türkiye politikalarında dikte edici rolden vazgeçmesi gerektiğini kaydeden Dink, Türkiye’de AB karşı güçlü bir muhalefetin olduğunun unutulmaması gerektiği savundu.

Dink, geçmişte bazı Türk politikacıların Ermenistan’a ilişkin açıklamalarının, Ermenistan’da çok büyük kaygı yarattığını da belirtti.

MAHÇUPYAN

Zaman Gazetesi yazarı Etyen Mahçupyan ise Ermeni konusunda iki tarafın da temiz tarih istediğini belirtti, ancak bunun mümkün olmadığını söyledi.

Mahçupyan, Ermeni konusunun bir dış politika konusu olarak değil etik bir konu olarak ele alınmasından yana olduğunu belirtti. Konunun dış politika olarak değerlendirilmesi halinde ulus devlet yaklaşımıyla ele alınmak zorunda kalınacağı uyarısını yapan Mahçupyan, ”Ulus devlet konuyu etik ve ahlaki olarak değil, çıkar açısından ele alır. Türkiye de Ermenistan da bunu kullanıyor, bunu aşmak gerekir” dedi.

Mahçupyan, toplumların kendi aralarında tartışmalarının dışında kendi içlerinde de tartışmalarının önemine değindi ve ”Türklerin de Ermenilerin de kafasının karışması gerekir. Tartışmalar, homojen değil heterojen bir yapıya yol açmalı” dedi.

”İki tarafın da tarihi temizlemeye çalıştığını” anlatan Mahçupyan, ”Türklerin soykırım yaptığını söyleyen Ermeniler, dönmeleri tartışmıyor, Müslümanlaşan Ermenileri tartışmıyor. Bu tartışılsa, 1.5 milyon rakamından düşmek gerekiyor. Araştırma yapmak gerekiyor, o zaman gerçeği görünce durum insanileşiyor, mesela küçük çocuklar Müslümanlar tarafından korundu, bunlar Ermeni tezini baltalayan şeyler, Türkiye’yi mahkum ettirmeyi zorlaştırıyor” diye konuştu.

Orhan Pamuk’un Ermeni meselesine ilişkin son açıklamalarına atıfta bulunan Mahçupyan, Pamuk’a yönelik saldırıları ahlaki olarak şiddetle kınadığını belirtti, ancak Pamuk’un da bu açıklamasıyla siyaseten yanlış yaptığını söyledi.

”Ermeni diasporasının da olaylar sırasında bazı Müslümanların Ermenileri koruduğunu kabul etmek istemediğini, bunu kabul ederse olayın daha insani hale gelmesinden çekindiğini” ifade eden Mahçupyan, Ermeni diasporası, Türkiye’deki Ermeniler olmasaydı belki daha rahat edecekti” dedi.

Tarihçi Taner Akçam ise yaptığı konuşmada, Ermeni konusundaki arşivler hakkında açıklamalarda bulundu.

Bu arada, Avrupa Ermeni Federasyonu tarafından kaleme alınan ve Avrupa Parlamentosu üyelerine gönderilen bir mektupta, Yeşiller Grubu tarafından düzenlenen konferansa katılan konuşmacıların Türkiye’de baskı altında oldukları gerekçesiyle, konuyu gerektiği kadar iyi anlatamayacakları iddia edildi.

Yorumlar kapatıldı.