İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

‘Salgın hastalıklardan ölümler 1914-1918’

Emin ÇÖLAŞAN

BU yazımın başlığı bir kitap ismi. Ama tıp kitabı değil. Tarihçi Prof. Dr. Hikmet Özdemir tarafından yazılan ve basımı Türk Tarih Kurumu tarafından yapılan bir kitap.

Mutlaka okunmalı… Çünkü soykırımla ilgili iddiaları tersine çevirecek pek çok bilgi ve belgeyi barındırıyor. Tümüyle bilimsel, ancak zevkle, kolayca ve ibretle okunan bir kitap.

Ermeni iddialarına göre, Osmanlı döneminde hükümet Anadolu’daki Ermenileri zorunlu göçe tabi tutmuş ve ‘yüz binlerce’ Ermeni ölüme gönderilmiştir… Ve bu bir soykırımdır!

Bizi yıpratmak ve bu yolla zora düşürmek amacıyla, başta AB olmak üzere pek çok dünya ülkesi de bu iddiaları benimsemiştir!

Oysa hadise çok açık olarak bellidir. Türk ordusu Birinci Dünya Savaşı’nda Doğu cephesinde Rus ordusuyla ölüm kalım mücadelesi verirken, Osmanlı yurttaşı olan Ermeniler ayaklanmış, ordumuzu arkadan vurmuş, hatta Van, Bitlis gibi illerimizi ele geçirmiştir.

Hükümet bu nedenle tehcir (zorunlu göç) kararı almış ve savaş bölgesindeki Ermenileri kitleler halinde Irak ve Suriye taraflarına göndermiştir.

Şimdi bir düşünün. Savaştasınız. Ermeniler Rus ordusuyla işbirliği yapmış. Sadece o zaman değil. Taaa 1800’lü yıllardan başlayarak Ermeniler Anadolu’nun dört bir yanında nice isyanlar çıkarmış. Başkent İstanbul’da bile isyan girişimleri olmuş, pek çok yer basılıp bombalanmış.

Başta başkent İstanbul olmak üzere yurdun dört bir yanında Ermeniler yaşıyor. Ama hiçbir yerde nüfus çoğunluğuna sahip değiller.

Bunların bütün okulları, kiliseleri, öteki kurum ve kuruluşları silah deposu yapılmış. Nereye el atsanız bir pislik çıkıyor.

Aynı olayları Birinci Dünya Savaşı’nda yaşıyor ve resmen arkadan vuruluyoruz. Dahası, Doğu ve Güneydoğu’da pek çok il ve ilçeyi, pek çok bölgeyi bunlar resmen ele geçiriyor.

Karşılıklı savaş, çatışma var. Hem Müslümanlarla Ermeniler, hem de ordumuzla Ermeniler arasında. On binlerce insan ölüyor.

Ne yapacaksınız? Bunlar, yani savaş bölgesinde yaşayanlar 1915 yılında sürgüne gönderiliyor.

Bu aşamada acı olaylar, ölümler, kayıplar olmuyor mu? Elbette oluyor.

Kafilelerde açlıktan, hastalıktan ve eşkıya saldırılarından kaynaklanan ölümler meydana geliyor.

Ama bu bir soykırım değil. Eğer Osmanlı Devleti soykırıma niyetli olsaydı başkent İstanbul dahil savaş bölgesi dışındaki Ermenileri de kırıp geçirir, kolayca yok ederdi. Onlara dokunulmadı.

***

Şimdi Prof. Dr. Hikmet Özdemir’in kitabına gelelim. Özdemir Birinci Dünya Savaşı süresince cephelerde gerek asker ve gerekse sivil kesimde yaşanan ve Anadolu’da yüz binlerce insanın ölümüne neden olan bulaşıcı hastalıkları anlatıyor. Tam bir facia. İşin hiç bilinmeyen boyutu.

Tifüs, kolera, ishal, sıtma, frengi. Buna açlık ve donmaları da ekleyin.

Tümüyle bilimsel, kaynak göstererek, Türkiye’de değil, dünyada ilk kez yapılmış bir araştırma. Ordumuzla birlikte sivil halk ve elbette Ermenileri de kırıp geçiren çaresiz bulaşıcı hastalıklar.

‘Soykırım’ diyenlerin bu kitabı mutlaka okuyup ders alması, gerçekleri öğrenmesi gerekiyor.

***

Türk Tarih Kurumu tarafından bastırılan bu kitap şu anda Türk Devleti’nin elinde bir ulusal hazine değerinde.

Soykırım iddialarına verilecek en güçlü bilimsel yanıt.

Ama ortada acı bir gerçek var!

Size ‘Bu kitabı mutlaka alıp okuyun’ diyemiyorum!..

Çünkü iki ay önce bastırılan bu kitap Türk Tarih Kurumu depolarında bekliyor!

Dağıtılmıyor, satılmıyor. Kitapçılarda arasanız da bulmanız mümkün değil.

Türk Tarih Kurumu herhalde bu hazinenin turşusunu kuracak!

Şimdi bir düşünün! Elinizde böyle bir kitap var. Basılmış… Ve bunu hiç kimse okuyamıyor! İlginç değil mi?

Sevgili okuyucularım, Prof. Dr. Hikmet Özdemir’in kitabında yer alan çok ilginç belge ve bilgilerden bir bölümünü size yarınki yazımda aktaracağım.

Bu kitap düzmece soykırım iddialarına yeni bir bakış açısı getirecek. Bir de, Türk ordusunun ve Ermeniler dahil Anadolu insanlarının o savaşta yaşadığı inanılmaz bulaşıcı hastalık gerçeklerini, bilinmeyen bir faciayı gözler önüne serecek.

Yorumlar kapatıldı.