İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Robert Koçaryan: `Türkiye’nin Karşı Propagandası Etkili Olmayacak´

Hatem CABBARLI

ASAM
Kafkasya Araştırmaları Masası, Araştırmacı

01 Mart 2005

Ermenistan Devlet Başkanı Robert Koçaryan, Ermenistan’ın Sesi (Golos Armenii) gazetesine verdiği demeçte Türkiye-Ermenistan arasındaki ilişkileri değerlendirmiş, Ermenistan’ın sözde soykırım propagandasının 2005’te daha da genişleyeceğini bildirmiştir[1]. Koçaryan, bu sürecin artık geri dönülmez bir nitelik taşıdığını, Ermenilerin ciddi başarılar elde ettiği bir dönemde sözde soykırım propagandasından vazgeçmelerinin söz konusu olmadığını ifade etmiştir.

2005’te Türkiye’nin karşı propaganda çalışmalarında bir hareketliliğin olmasına rağmen, başarılı olamayacaklarını bildiren Koçaryan, Türkiye’nin Avrupa Birliği (AB) üyeliği sürecinde sözde Ermeni soykırımını kabul etmediği takdirde ciddi sorunlarla karşılaşabileceğini vurgulamıştır.

Türkiye’nin sözde Ermeni soykırımını kabul etme ihtimalini değerlendiren Koçaryan, Türkiye’nin bu konuda uzlaşmaz bir tutum sergilediğini ancak, özellikle son yıllarda Türk kamuoyu ve aydınları arasında sözde soykırımın tartışılmaya başlandığını ve bazı aydınların Ermenilere ‘soykırım’ yapıldığını kabul etmelerini Ermenistan açısından olumlu bir gelişme olarak gördüğünü bildirmiştir. Koçaryan, sözde Ermeni soykırımının başlangıç tarihinin 1915 değil, 19. yüzyıl sonları olarak kabul edilmesi gerektiğini ifade etmiştir.

Ermenistan 2004 yılı sonu ve 2005 yılı başlarından itibaren Fransa Hükümeti ve Alman Hıristiyan Demokratik ve Hıristiyan Sosyalist Birliği’nin[2] desteğini alarak Avrupa’da sözde soykırım propagandasını daha da güçlendirmiştir. Türkiye’nin AB üyeliğine karşı çıkan diğer sivil toplum örgütleri de bu bağlamda Ermenistan’ın görüşlerini desteklemekte ve Avrupa Birliği Parlamentosuna baskı yapmaktadır. Nitekim, AB Parlamentosunun son toplantısında Fransız Parlamenter Jacques Toubon, Türkiye’nin tam üyelik için sözde Ermeni soykırımını ve Sevr Antlaşması’nı[3] kabul etmesi gerektiğini bildirmiştir. Yunanlı Parlamenter Marios Matsakis ise Türklerin sadece Ermenilere değil, Kıbrıslı Yunanlılara ve Kürtlere de soykırım yaptığını ifade etmiştir[4].

Ermenistan Hükümeti ve Ermeni diasporası ABD’de sözde Ermeni soykırımı propagandasına özel önem vermektedir. Zira, ABD’nin soykırımı kabul ettiği taktirde, diğer devletlerin bu sürece daha kolay katılacaklarına inanmaktadır. ABD’nin Ermenistan Büyükelçisi John Evans, San-Francisco’da Amerika Ermeni Milli Komitesi (ANKA) temsilcileri ile yaptığı görüşmede konu ile ilgili görüşlerini ‘Ben her şeyi kendi adıyla adlandırılmasını istiyorum, ancak Amerikan hükümetinin resmi politikasında şimdilik değişen bir şey yoktur. Amerika ve Türkiye’nin NATO çerçevesinde geleneksel ilişkileri devam etmektedir… Ermeni ‘soykırımı’ 20. yüzyılın ilk soykırımıdır[5]’ şeklinde açıklamıştır.

Ermenistan, yalnızca devletler ve uluslar arası örgütlere yönelik değil, kiliseler nezdinde de sözde Ermeni soykırımının tanınmasına çalışmaktadır. Dini duyguların daha kolay sömürüldüğü bilincinde olan Ermeni Kilisesi, Dünya Kiliseler Birliği’nin Şubat 2004 tarihinde gerçekleştirdiği toplantısında Kiliselerden sözde Ermeni soykırımının 90. yıldönümünde “soykırım” kurbanlarını anma merasimleri düzenlemelerini talep etmiştir.[6]

Ermenistan Hükümeti resmi bir şekilde Türkiye’den toprak ve tazminat talebinde bulunmasa da, bu konudaki görüşlerini Ermeni diasporası aracılığıyla dile getirmektedir. Ermenistan’ın diaspora kuruluşları ile koordineli bir şekilde sözde Ermeni soykırımı propaganda faaliyetlerine devam etmeleri başarılı sonuçlar verebilir.

Türkiye’nin bütün karşı propaganda çalışmalarına rağmen, 2005’te sözde Ermeni soykırımının tanınması sürecinde fazla etkili olmama ihtimali de göz ardı edilmemelidir. Çünkü, her şeyden önce sözde Ermeni soykırımının tanınması hukuki nitelikten çok siyasi nitelik taşımakta ve Türkiye’ye karşı başarılı bir şekilde kullanılmaktadır. Konunun Türk kamuoyunda tartışılmaya başlamasından sonra bazı aydınların Ermenilerin tezlerini savunması Türkiye’yi zor durumda bırakmaktadır. Ancak Türkiye her şeye rağmen, gerçekleri dünya kamuoyuna duyurmaya devam etmelidir.

—————————————————–

[1] Robert Koçaryan: “Rezultat Budet Pryamo Protivopolojen Ojidaniyam Turçii”, http://www.regnum.ru/news/413222.html

[2] “Frankfurter Algemeine Zeitung: Genotsid Armyan v Turçii-na povostke Bundestaga”, http://www.regnum.ru/news/412833.html

[3] “Vmeste Genotsidom Turçiya Doljna Priznat Sevr”, http://www.azg.am/?&num=2005022602

[4] “?ureçskie Deputatı Vozmuşenı Zayavleniyami o Genotside Armyan v Strasburge”, http://www.regnum.ru/news/413207.html

[5] “Posol SŞS v Armenii: Ya Segodnya Nazavu Eto Genotsidom Armyan”, http://www.regnum.ru/news/413054.html

[6] “Ekumeniçeskiy Sovet Çerkvey Prizval Vse Kristianskie Çerkvi Otmetit 90-letiye Genotsid Armyan v Turçii”, http://www.regnum.ru/news/412459.html

Yorumlar kapatıldı.