İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Türk ve Ermeni doktorlar..

Hasan Pulur

CİDDİ bir araştırmanın sonuçları, pazartesi günü Milliyet’te yayımlandı: “Türkler ve Ermeniler birbirlerine nasıl bakıyorlar?”
Araştırmaya göre Ermenistan’da yaşayan Ermeniler, Türklere daha çok olumsuz bakıyor, Türkiye’deki Türkler ise Ermenilere daha ılımlı ve olumlu. (TESEV ile HASA’nın ortak araştırması)

Araştırmanın en ilginç noktalarından biri, doktor sorunu.

Ermenilerin yüzde 66.9’u hastalanırlarsa Türk doktorun kendilerine bakmasını istemiyor, Türkler de ise bu oran yüzde 22.9. Bunlar da Ermeni doktorun kendilerini tedavi etmesini istemiyor.

***

BU sonuç, bize rahmetli Prof. Dr. Hüsnü A. Göksel’in bir anısını hatırlattı.

Prof. Dr. Göksel, Amerika’da Columbia Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde çalışmaktadır, toraks cerrahisi bölümünün başasistanıdır, dahiliye başasistanı onu arar, akciğer kanseri olan bir hastanın acele ameliyatı gerekmektedir.

***

HÜSNÜ Göksel, hastanın dosyasına bakar, adı “Mr. Edward Beybıyın”dır, “Bunun Türkçesi Yetvart Babayan olmalı!” der, hastanın odasına gider, tahmini doğru çıkmıştır, “Mr. Edward”, “Bay Yetvart”tır, konuşur, tanışırlar, sıra en önemli konuya gelir, Hüsnü Göksel, hastaya ameliyat edileceğini söyler, Yetvart Babayan sorar:

“Kim yapacak ameliyatımı?”

“Ben yapacağım!”

Hasta, doktorun elini tutar:

“Kusura bakma evlat, gönül koyma bana, gücenme, biz seninle toprak kardeşiyiz ama, ben sana ameliyat olmam! Bir Türk’ün bıçağı altına yatamam!”

Peki, niçin?

“Anlatmaya kalkarsam, ikimiz de rahatsız oluruz.”

Anlatsa herhalde “tehcir” olaylarını anlatacaktır.

Sonra doktorun elini avuçlarının içine alır:

“Evlat, bana gücenmedin ya!”

***

DR. Hüsnü Göksel, bağlı olduğu bölümün başkanına gider anlatır, profesör “Olmaz öyle şey!” der:

“Burada din, dil, ırk, mezhep, renk, milliyet, ayrıcalıklar ileri sürülemez. Senin hekimliğini beğenmeyebilir, cerrahlığını beğenmeyebilir, bilgini yetersiz bulup senin kendisini ameliyat etmemeni isteyebilir. Ama senin milliyetini ileri sürerek, ameliyatını başkasının yapmasını isteyemez. Ya sana ameliyat olacak, ya çıkıp gidecektir.”

Hüsnü Göksel, akşam üzeri Yetvart Babayan’ın odasına uğrar, yatağı boştur, gitmiştir.

***

ARAŞTIRMANIN “Ermeniler”le ilgili bölümüne biz bir şey söyleyecek durumda değiliz, ama Türklerin yüzde 22.9’unun “Ermeni doktor istemem!” demesi bizi çok şaşırttı.

İnsanlar “Kolsuz Agop” diye anılan Prof. Dr. Agop Kotoğyan’a muayene ve tedavi olmak için sıraya girmişse… İnsanlar, dahiliyeci Prof. Dr. Aram Sukyasyan’dan şifa bekliyorsa, kimdir bunlar, “Ben Ermeni doktora gitmem!” diyenler?

Ayıp!

Ayıp ki ayıp!

***

ZORUNLU AÇIKLAMA: Geçtiğimiz pazartesi günkü yazımızda, meramımızı anlatamamışız… Okurundan o mektubu alan yazar biz değiliz, elbette okuruna o cevabı veren yazar da biz değiliz… Dedik ya meramımızı anlatamamışız. Belki yine de anlatamamış olabiliriz, daha açık yazalım: Bir okur, bir yazara böyle bir mektup atmış, o yazar da okuruna o cevabı vermiş. Diyeceksiniz, “Bu yazılı atışma senin eline nasıl geçti?” Eee, serde gazetecilik var!

Yorumlar kapatıldı.