İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

`Türkiye´deki Rum-Ortodoks Kilisesi Sistematik İstimlak Kurbanı´

ABD hükümetinin bağımsız bir kuruluşu olan ve insan hakları ve demokrasi konularındaki çalışmalara yoğunlaşan Helsinki Komisyonu, bugün düzenlenen bir toplantıda, Türkiye’deki Fener Rum Patrikhanesi’nin durumunu inceledi.

ABD Temsilciler Meclisi’nde düzenlenen toplantıda, Türkiye’deki Patrikhane’nin durumu ele alınırken, “Türkiye’deki Rum-Ortodoks Kilisesi: Sistematik İstimlak Kurbanı” başlığı kullanılması dikkati çekti.

Helsinki Komisyonu’nun eşbaşkanı, Cumhuriyetçi Parti New Jersey Milletvekili Chris Smith, toplantının başında yaptığı açıklamada, Türk hükümetini, Patrikhane’nin faaliyetlerini sistemli bir şekilde engelleme çabasında olmakla suçladı.

‘Başlıca sorunlar’

Chris Smith, Avrupa Birliği yolundaki Türkiye’nin, Avrupa standartlarıyla uyumlu adımlar atması gerektiğini söyledi başlıca sorunları şöyle sıraladı:

Patrikhane’nin emlak edinme, satma, benzeri faaliyetlerde bulunmaktan alıkonulması,
Heybeliada Ruhban Okulu’nun açılmasına izin verilmeyişi,
Tahrip olan kiliselerin onarımının engellenmesi,
Fener Rum Patriği’nin ekümenik yani evrensel statüsünün tanınmaması.

Tarihten hatırlatma

Smith, “Türk hükümetini, güçlü reform programını sürdürmeye ve Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı çerçevesinde yükümlülüklerini yerine getirmeye davet ediyorum” dedi.

Ayrıca Türkiye’nin, dini hoşgörü konusundaki tarihini hatırlattı ve bugünkü uygulamaların da bu yönde olması gerektiğini söyledi.

Demos: “İnsan hakları sorunu”

Toplantıya ABD Rum Ortodoks Kilisesi Başpiskoposu Emanuel Demos, Vicdani Başvuru Vakfı Başkanı Arthur Schneir, Washington Katolik Kilisesi Papazı Theodore McCarrick ve Öncü St. Andrew Düzeni Ekümenik Patrikhanesi ulusal yöneticisi Anthony Limberakis ile Ulusal Kiliseler Konseyi Genel Sekreteri Bob Edgar da katıldı.

ABD Rum Ortodoks Kilisesi Başpiskoposu Demos, “Türkiye’de Patrikhane’nin durumunun, bir insan hakları sorunu olduğunu ve sadece Türk-Yunan ilişkileriyle sınırlandırılmaması gerektiğini” iddia etti.

Demos, AB sürecindeki Türkiye’nin, bir AB ülkesi gibi davranmasını beklediklerini kaydetti.

Schneir: “Avantaj olarak görülmeli”

Schneir ise Patrikhane’ye gösterilen uluslararası saygıyı Türkiye’nin bir avantaj olarak görmesi gerektiğini savundu.

Schneir, İstanbul’da sinagog bombalaması olayında Meryem Ana Kilisesi’nin de zarar gördüğünü, ancak Türk hükümetinin, sinagogların tamiri yönünde hemen adım atmasına rağmen, bu kilisenin onarımını geciktirdiğini ileri sürdü.

Türk hükümetinin görüşleri alınacak

Helsinki Komisyonu’nun, bu toplantıda Türkiye’nin görüşünü ortaya koyacak bir isme yer vermemesi dikkati çekti. Ancak Komisyon, çok kısa süre içinde, Türk hükümetinin görüşlerine yer veren ayrı bir toplantı daha düzenleneceğini kaydetti.

Helsinki Komisyonu yetkilileri, Türkiye’deki Müslümanlar ve diğer dini azınlıkların durumunun işleneceği başka bir toplantı daha düzenlemeyi planladıklarını da bildirdi.

Helsinki Komisyonu

ABD’de 1976’dan beri faaliyet gösteren Helsinki Komisyonu, dokuz Senatör, dokuz Temsilciler Meclisi üyesi ve ABD Dışişleri Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı ve Savunma Bakanlığı’nın birer yetkilisinden oluşuyor.

Komisyon, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) üyesi ülkelerdeki gelişmeleri de inceliyor.

17 Mart 2005 Perşembe – Anadolu Ajansı ve CNN Türk Televizyonu

Yorumlar kapatıldı.