İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Yapılacak çok şey var

Oktay EKŞİ

İTTİHAT ve Terakki liderlerinden Talat Paşa’nın, Ermeni tetikçi Salomon Teilirian tarafından 1921 yılında vurulduğu yerde ve o saatte dün bir tören düzenlendi ve olay yerine Türkler adına siyah bir çelenk kondu.

Ermeni diasporasının ‘Uğradığımız soykırımın 90’ıncı yıldönümü’ diyerek dünyayı ayağa kaldırmaya çalıştığı bir sırada bu tören -yetersiz- ama çok anlamlıdır.

Dünkü tören yetersizdir. Çünkü İttihat ve Terakki’nin Anadolu’da yaşayan Ermenileri Suriye’ye mecburi göçe tabi tutma kararı nedeniyle Ermeni tetikçiler tarafından öldürülen sadece Talat Paşa değildir. Almanya’yı dost zannedip o tarihte bu ülkeye sığınan -ve Almanya tarafından hiçbir şekilde korunmayan- İttihat Terakki liderlerinden Dr. Bahattin Şakir ile eski Trabzon Valisi Cemal Azmi de Talat Paşa’dan bir yıl sonra (17 Nisan 1921’de) iki Ermeni katil tarafından yine Berlin’de öldürülmüşlerdir. Bu o demektir ki 17 Nisan’da da onları anmak doğru olur.

Bunları sivil toplum örgütlerinin yapmasının anlamı daha fazladır. Çünkü Ermeni katillerin halk tarafından lanetlendiği bu yolla ifade edilir.

O kadar da yetmez:

22 Temmuz’da (1922) Tiflis’te (Gürcistan) Cemal Paşa, 6 Aralık’ta (1921) Sait Halim Paşa Roma’da, aynı şekilde anılmalıdır.

Bitmedi:

Aynı kin ve aynı intikam çeteleri sonraki yıllarda ASALA adıyla karşımıza çıktı. Rakamda yanılmıyorsak 43’ü diplomat olmak üzere 52 Türk bu katiller tarafından bulundukları ülke topraklarında pusuya düşürülerek öldürüldüler. Onların da her birinin şehit edildiği ülkedeki insanlarımız bu şehitleri ölüm yıldönümlerinde, olay yerinde vakur bir şekilde anmalı ve o ülke kamuoyunun dikkatini bu terör eylemlerine çekmelidir.

Bunlar lokal etkinliklerdir. Asıl yapılması gereken büyük çaplı eylemlerdir.

Ermenilerin soykırım iddialarını dünyaya duyurmak için yayınladıkları kitap sayısının 26 bini bulduğu ileri sürülüyor. Oysa bizimki -yanılmıyorsak- sadece 130’dan ibarettir.

Onlar tüm yıl boyu sürdürdükleri kulis faaliyetiyle ve yaptıkları sayısız yayınlarla, başkalarına yönelik olarak düzenledikleri toplantılarla Türklerin soykırım yaptığını herkese söylüyorlar, biz ise sadece 24 Nisan yaklaşırken Amerikan Kongresi’nden ‘Türkler de Ermenilere karşı soykırım yapmıştır’ diye bir karar çıkıp çıkmayacağına, ABD Başkanı’nın o gün yayınlamaya mecbur olduğu mesajda ‘soykırım’ kelimesini kullanıp kullanmadığına kilitleniyoruz. Beklentimiz gerçekleşince ‘Bu yılı da atlattık’ diyerek konuyu unutuyoruz.

Bu dava bilelim ki böyle kazanılamaz. Önce çok uzun vadeli ve geniş çaplı bir program yapmalıyız. Bu programı uygulayacak devamlı bir mekanizma oluşturmalıyız. Her ülkenin soykırım olaylarını ortaya çıkartmalı, sivil toplum kuruluşları eliyle suratlarına çarpmalıyız. Gerekirse onları kınayan anıtlar dikmeli, bize yaptıklarını onlara birebir göstermeliyiz.

Başka çare bilen varsa, söylesin.

Yorumlar kapatıldı.