İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Ermenistan´ın tavrı

Fikret Bila

AB sürecinin hızlanmasıyla birlikte Ermeni iddiaları bir çeşit koşul gibi yeniden gündeme taşındı. Türkiye’nin, Ermenilere karşı 1915 yılında soykırım uygulandığını kabul etmesi ve özür dilemesi isteniyor. Son olarak Alman muhalefet lideri Angela Merkel, Alman parlamentosuna bu yönde bir karar tasarısı sundu. Ermeni lobisi, ABD ve Avrupa’da yoğun bir çaba içinde.

Bu gelişmeler karşısında Ankara da bir karşı girişimde bulundu. CHP lideri Deniz Baykal’ın, TBMM’nin ortak kararıyla İngiltere’ye başvurma, Türk ve Ermeni bilim adamlarından oluşacak ortak bir araştırma komisyonu kurulması, ilgili bütün devletlerin arşivlerini açması önerisini Başbakan Erdoğan da sahiplendi.

Her kafadan bir sesin çıktığı, devletlerin veya siyasi parti ve oluşumların kendi çıkarları doğrultusunda at oynatmaya çalıştığı bu iddialarla ilgili olarak ortak bir bilim adamları kurulu tarafından bütün arşivler incelenerek tarihe ışık tutulması yerinde bir öneridir. Erdoğan ve Baykal’ın bu ortak tutumu Türkiye’nin “tarihle yüzleşmek”ten çekinmediği gibi, gerçeği arama niyetini de ortaya koyuyor. Başka türlü gerçek nasıl açığa çıkarılabilir ki?

Bugüne kadar Ermenilerin soykırım iddiaları, tek taraflı yapılmış, bilimselliği tartışmalı, tarihi olmaktan çok siyasi nitelik taşıyan çalışmalara dayandırıldı. Bu çalışmaların bilimsellikten uzak olduğu da yine başka araştırmalarla katlandı. O halde, bütün arşivlerin açılması ve uluslararası saygınlığa sahip Türk ve Ermeni bilim adamlarının ortak bir çalışmayla tarihi aydınlatmaları yerinde olur.

Ancak, Türkiye’nin bu yöndeki girişimleri, Ermenistan tarafından her zaman tartışılmadan reddedilmiştir. Daha önce de ortak çalışma grubu, ortak arşiv komisyonu kurulması yönünde Ankara’nın yaptığı öneriler, Ermenistan tarafından reddedilmişti. Bugün Erdoğan ve Baykal’ın önerisi de Ermenistan Dışişleri Bakanı Oskanyan tarafından anında reddedildi. Oskanyan, reddetme gerekçesini de “Sorun artık siyasidir” diyerek açıkladı.

Türkiye’nin tutumuna karşı Ermenistan’ın bu tavrı dünyadan hiç tepki görmüyor. Tıpkı Kıbrıs sorununda Rumların uzlaşmaz tutumuna karşı tepki verilmediği gibi. Türkiye’nin sorunlu alanlarında karşısında hangi ülke varsa, o destekleniyor. Ankara’nın bütün iyi niyetli, uzlaşmacı, hukuku, bilimi esas alan yaklaşımları ise gözü kapalı geri çevriliyor.

Türkiye’ye yapılan muamele “Size yöneltilen bütün suçlamaları kabul edin, o kadar”dan ibaret oluyor.

“Karşı görüşün olmasın, tartışmaya, araştırmaya kalkma, ağzını açma, suçunu itiraf et, Rumlar, Ermeniler ne diyorsa o doğrudur, soykırım yaptım de, Türklere soykırım yapılmadı, Türk yaptı de… ”

Türkiye’ye karşı yaklaşımın özü bu…

Bu nasıl bir uluslararası ilişkiler, hukuk, tarih, bilim yaklaşımı?

Anlayabilene bravo doğrusu!

Yorumlar kapatıldı.