İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Yeter artık!

Okay Gönensin

Söylenecek başka bir şey yok. “Birileri” Türkiye’nin uygar bir ülke olmasını istemiyor.

Uygarlık ve gelişme sadece kuru rakamlarla kanıtlanmaz. Bu rakamlar istediği kadar parlak görünsün, eğer o ülkenin sokakları bir şiddet alanıysa o rakamları koyver gitsin.

* Genç bir kız copu yemiş yere düşmüş. Arkadan başka polisler geliyor, her polis yerde yatan kıza cop vuruyor, tekme vuruyor.

Bu görüntü yeni değil. Bu görüntü, eski Türkiye’nin çok görülmüş görüntülerinden biridir.

Bütün o kanunlar, yönetmelikler bu görüntünün yok olması için çıkarılmıştır. O kanunları uygulamakla görevli insanlar eski dünyada kalmışlarsa yine yapılacak bir şey yoktur. O kanunları da çöpe atın gitsin.

* Yerde yatan kıza tekme atabilen kişinin polis olmasının ötesinde “insan” olmakla ilgili sorunları da vardır. Ülkenin bütün kahvelerinde “delikanlılık” nutukları atılır. Sonra yerde yatan kıza tekme atılır.

Neden?

Bu sorunun cevabını öncelikle verecek olanlar o tekmeyi atanlardır. Önce üstlerine vereceklerdir.

Ama üstlerinin de böyle bir açıklama beklediği kuşkuludur. Bu tür olaylardan sonra herhangi bir yetkili polis müdürünün çıkıp gerekeni söylediği görülmemiştir. Gereği kamuoyu önünde özür dilemek ve sorumlular hakkında soruşturma açıldığını söylemektir.

Ne Emniyet yetkilileri böyle bir şey söyler ne de İçişleri Bakanı. Onların susması da aslında bu şiddetin onaylanması anlamına gelir. Yerde yatan kıza tekme atanlar da bunu böyle anlar ve devam ederler.

Türkiye’nin Adalet Bakanı çıktı “gereken sabır gösterildi” dedi ve yine Batı’daki gösterilerde çıkan olayları örnek gösterdi.

Adalet Bakanı, eğer kendi vicdanında yerde yatan kıza tekme atmayı “sabır taşmasından” kaynaklanan bir hareket olarak aklıyorsa sonuç bellidir.

Bundan sonra böyle olaylar olmaya devam edecektir.

Sonra şu olur: Elalem gelir, Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı’nın yüzüne bu ayıbı vurur. Türkiye Cumhuriyetinin Dışişleri Bakanı da susar.

* Ne söyleyecektir?

“Eğitimsiz polisler biraz aşırılığa kaçtılar” mı diyecektir?

“Biz polise sözümüzü geçiremiyoruz” mu diyeceklerdir?

Yoksa gerçek bambaşka mıdır:

* “Biz aslında Avrupa Birliği standartları ve uygar bir Türkiye istemiyoruz, sadece ister gibi yapıyoruz, çok sıkıştığımız için böyle yapıyoruz, ama kritik anlarda aslımıza dönüyoruz…”

Gerçeği bilmek zorundayız

Gömleğimiz kir pas içinde. Sakal traşı olmamışız. Yıkanmıyoruz. Çocukları dövüyoruz.

Ve biz kendimizi düzeltemediğimiz için elalem geliyor, bunları yüzümüze vuruyor. Bugün pek çok insan yine kalkacak “Bu Avrupalılar iç işlerimize karışıyor” diye yaygara edecektir.

Bunlara göre gömleğimizin kirli olması, sakal traşı olmamamız, çocukları dövmemiz bizim iç meselemiz. O zaman bırakın bu “uygarlık” numaralarını, “AB’yi istiyoruz” yalanlarını. İçimize kapanalım, bu suratımızla ve kılığımızla, şiddet eğilimlerimizle insan içine çıkmayalım.

Yorumlar kapatıldı.