İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Almanya´dan beklenmez…

Sami Kohen

ERMENİ diasporasının “soykırımın 90. yılı” olarak belirlediği 24 Nisan tarihi yaklaştıkça, dünyanın çeşitli yerlerinde Türkiye’nin bu iddiayı kabullenmesi ve özür dilemesi yönündeki kampanya da yoğunlaşıyor.

Birçok ülkede güçlü Ermeni lobisi, ulusal veya bölgesel meclislerden bu konudaki talepleri doğrultusunda kararlar çıkarmaya çalışıyor.

24 Nisan’da bazı ülkelerde “anma günü” toplantılarının yapılması, çeşitli deklarasyonların yayımlanması, hatta parlamentolardan karar çıkması sürpriz olmayacaktır…

* * *

BU yönde hazırlıklara sahne olan ülkelere şimdi Almanya’nın da katılması, ilk bakışta garip görünüyor.

Almanya’da -örneğin Fransa’da olduğu gibi- geniş bir Ermeni topluluğu veya etkin bir Ermeni lobisi yok. O yönden herhangi bir istek veya baskı gelmediği halde, muhalefetteki Hıristiyan Demokrat Birliği’nden, aralarında Dr. Angela Merkel’in bulunduğu bir grup milletvekili, parlamentoya Ermeni davasını destekleyen bir önerge verdi.

Türklerin 1915’te Ermenilere karşı bir “katliam” yaptıklarını bazı Alman diplomatlarının ve bir Protestan rahibin raporlarına dayanarak öne süren bu parlamenterler, Türkiye’nin “bu tarihi suç” nedeniyle özür dilemesini istiyorlar.

Tasarının içeriği ve yazılış tarzı, Birlik milletvekillerinin bu olaylara yanlı ve önyargılı bakışlarını olduğu kadar siyasal tavırlarını ve emellerini de ortaya koyuyor. Nitekim önergenin son bölümünde federal hükümetten istenenler (bu arada Türkiye’nin AB katılım müzakereleri ile kurulan bağlantı) bunu yeterince gösteriyor.

* * *

DR. Angela Merkel ve arkadaşlarının inisiyatifinin “politik” amaçlı olduğu açık. Amaçlardan biri, kuşkusuz Almanya’nın halen içinde bulunduğu sıkıntılı sosyal ve ekonomik ortamda, kamuoyunu etkileyip hem kendi tabanından hem de daha geniş bir kitleden sempati ve destek elde etmek… Diğer bir niyet de, Türkiye’ye “AB sopa”sını göstermek ve bu kez “Ermeni meselesi”ni öne sürüp müzakere sürecinin önünü kesmek…

Bu parlamenterlerin şu sırada “Ermeni meselesi”ni sahiplenmesinin mantığını anlamak gerçekten zor. Dr. Merkel ve arkadaşları bu yoldan bir sonuç alamayacaklarını, sundukları önergenin kabul edilmesi halinde bunun gerek Alman-Türk, gerekse Türk-Ermeni ilişkileri açısından ters tepeceğini ve arzulanan “tarihi uzlaşma”nın gerçekleşmeyeceğini bilmiyorlar mı?

Bundestag’ın her şeye rağmen muhalefetin bu manevrasına uymayacağını ve önerge doğrultusunda bir karar almayacağını umuyoruz. Tabii bu konuda iktidardaki SPD’nin ve Yeşiller’in alacağı tavır çok önemli. Hükümete (başta Şansölye Schröder olmak üzere) ve iktidar partilerine bu konuda büyük bir sorumluluk düşüyor. Yani onlardan beklenen, böyle bir kararın çıkmasına izin vermemeleridir.

* * *

TÜRK diplomasisi, Ankara ve Berlin’deki girişimleriyle, ilgili hükümet makamlarına gereken çağrıları ve uyarıları yapıyor.

Aslında bu aşamada Dr. Merkel ve grubunun atağını Almanya’ya mal etmek doğru değil. SPD ve Yeşiller’in buna destek vermemesi umudu -ve olasılığı- varken, soğukkanlılıkla diplomatik çabaları sürdürmek ve Schröder hükümetinin dik durmasını sağlamak daha doğru olur.

Alman hükümetinin Türkiye’ye büyük yakınlık gösterdiğini, diğer Avrupa ülkelerinin aksine AB konusunda da destek olduğunu unutmamalı. Bu sıkı bağlar alakasız ve zamansız bir çıkışın kurbanı olmamalıdır…

Yorumlar kapatıldı.