İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Ahmet HAKAN: Orhan Pamuk üzerine tezler – Hürriyet

ORHAN Pamuk’un ‘Türkiye’de
30 bin Kürt öldürüldü, bir milyon da Ermeni’

şeklindeki açıklaması karşısında tabii ki sinir olunabilir,
tabii ki
protesto yürüyüşü düzenlenebilir, tabii ki
karşı tezler ileri
sürülebilir, tabii ki sert açıklamalar yapılabilir,
tabii ki kınama
bildirileri yayınlanabilir.

Yapılmaması gereken şudur: Olayı
bir linç psikolojisi içine sokmak!

Biliyorum, herhangi bir aykırı yaklaşım sergileyene karşı ‘Vatan
haini!’
diye haykırmak artık bizim geleneksel refleksimiz haline
gelmiş durumda.

Tamam, buna katlanabiliriz.

Ama ‘Susturun şu haini!’ filan gibi yaklaşımlar ve hedef
göstermeler racona terstir, tehlikelidir, en hafifinden ayıptır.

Ayıp olan başka şeyler da var.

‘Mal bulmuş mağribi’ fırsatçılığıyla saçma sapan
tezlere sarılmak!

***

Bakın son günlerde sağda solda Orhan Pamuk hakkında hangi
tezler ileri sürülüyor:

BİRİNCİ TEZ: Zengin bir adam olan Orhan Pamuk,
geçim derdi filan olmadığı için günler boyunca
hayallere dalıp kitaplar
yazma fırsatını bulmuştur. Eve götüreceği ekmeğin derdini
düşünmediği
için hayallere dalabilmiş ve meşhur olmuştur. Bu fırsat bana
tanınsa,
ben de onun gibi yazar olurdum.

İKİNCİ TEZ: Orhan Pamuk’un şeceresini ortaya
çıkardık. Bu adam Türk değilmiş. Selanik kökenli
bir Sabetayist imiş
. Bu yüzden hainlik yapması normaldir.

ÜÇÜNCÜ TEZ: Orhan Pamuk,
bütün kitaplarını Batılılar beğensin diye yazıyor. Batı’da
moda olan
edebiyat beğenilerini takip ediyor ve o beğenilere seslenen romanlar
kaleme alıyor. Onun bütün sırrı burada. Yani yaptığı basit:
Al eline
kalemi, Batılı neyi bekliyorsa ona göre yaz ve meşhur ol!

DÖRDÜNCÜ TEZ: Orhan Pamuk’un Batı’da
etkili çevrelerde dostları var. Genellikle Yahudi lobisine
mensup bu etkili dostlar, hiç hak etmediği halde Orhan Pamuk’u
parlatmaktadır. Orhan Pamuk rüzgárının nedenlerini
burada aramalıyız.

***

Uzun bir süreden beri sağda solda konuşulan bu tezler, uygun
ortamı bulduğu için şimdi yeniden dolaşıma sokulmuş durumda.

Bugünlerde ‘Yaşadığımız dünyayı komplolarla
açıklamaya fazlaca meyyal’
tüm okumuş yazmışlarımız,
bu tezlerle karşılaştıkça kendilerini Orhan Pamuk olayını
çözmüş gibi hissediyorlar.

Kendilerinin kafa konforunu sarsmak istemem ama, benim tüm bu
tezler karşısında birkaç basit sorum var:

BİR:
İyi kitap yazmakla, ekmek parası derdinde koşmak arasında dolaylı ya da
doğrudan herhangi bir bağ olsaydı, yoksulluk içinde inim inim
inlerken
dünya edebiyatının şaheserlerini kaleme almayı başarmış yazarlar
çıkmazdı.

İKİ: Eğer eleştirinizi, ‘Orhan Pamuk Türk değil, bu
yüzden böyle sözler söylüyor’

şeklinde bir mantığa dayandırırsanız, bir gün ataları Malazgirt’te
savaşmış bir adam çıkıp da benzer şeyler söylediğinde
apışıp kalırsınız!

ÜÇ: Madem Orhan Pamuk, bütün
kitaplarını Batılıların beğenilerine göre ve oryantalist
yaklaşımlarla kaleme alıyor, ‘şöhret budalası’ bakımından
acayip verimkár olan bu topraklardan neden aynı
formülü uygulayıp dünyayı sarsan başka yazar
çıkmıyor?

DÖRT: Batı’da etkili dostlarla ‘dünya
çapında yazar’
olmak mümkünse ‘Bir ayağı
Batı’da olan’
nice anlı şanlı adam neden bu işi bir türlü
kıvıramıyor?

***

Bu arada bir de şöyle bir şey var: ‘Ben bu adamın kitabını
okudum, ilk beş sayfadan sonra sıkılıp bıraktım. Kendisi zaten beş para
etmez bir yazardır’
filan da demeyelim.

Çünkü yarın öbür gün ‘Su gibi
okuduğumuz, ayılıp bayıldığımız’
bir yazar çıkıp aynı
şeyleri söyler, ne yapacağımızı bilemeyiz.

Yorumlar kapatıldı.