İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Avrupa Konseyi´nin yeni Türkiye raporu

Avrupa Konseyi’nin bir alt organı olan Irkçılık ve Hoşgörüsüzlükle Mücadele Komisyonu, Türkiye’yle ilgili bir raporu bugün yayımlıyor.

Geçtiğimiz yıl yaz aylarında kabul edilen bu raporun yayımlanması, bürokratik işlemler nedeniyle bugüne kadar sarkmıştı.

Raporu hazırlayan organ ECRI’nin görevleri, raporun yayımlanmasının geciken
sebebi ve raporda öne çıkarılan konuları Brüksel’den Zeynel Lüle’yle tartıştık.

BBC Türkçe: Kısa adı ECRI olan kurum kime bağlı çalışıyor ve görevleri nedir?

Zeynel Lüle: ECRI’yi Irkçılık ve Hoşgörüsüzlükle Mücadele Komitesi olarak tanımlayabiliriz. Bu kurum Avrupa Konseyi içerisinde faaliyet gösteriyor. Tamamen bağımsız uzmanlardan oluşuyor. Türkiye’nin 1949’dan beri üyesi olduğu Avrupa Konseyi 46 üyeli bir kurum. ECRI, bu 46 üye ülkeyle ilgili çeşitli raporlar hazırlıyor.

Bu ülkelerdeki ırkçılık ya da hoşgörüsüzlükle ilgili uygulamalarda raporlar hazırlayıp Bakanlar Komitesi’ne sunuyor. ECRI, üye ülkelere karşı değil sadece 46 ülkenin bakanlarından oluşan komiteye karşı sorumlu. Ancak hazırlanan tüm raporlar üye ülkelere de sunuluyor.

Hatta istişare edilerek de hazırlanıyor bu raporlar. Bu raporlardan bir tanesi de bugün Türkiye’yle ilgili yayınlanmıyor. Bugün toplam beş ülkeyle ilgili rapor yayımlanacak. Bunlar Avusturya, Bosna Hersek, Fransa, Makedonya ve Türkiye.

BBC Türkçe: Raporun kapak sayfasında bunun “3’üncü Türkiye Raporu” olduğu ayrıca 25 Haziran 2004’te kabul edildiği belirtiliyor. Bundan yaklaşık yedi buçuk ay önce kabul edilen bu raporun yayımlanması neden Şubat ayına kadar sarktı?

Zeynel Lüle: ECRI raporunu hazırladıktan sonra ilgili ülkeye sunuyor. Eğer raporda itiraz edilecek noktalar varsa, bu noktaları da raporuna dahil etmek istiyor. Bu arada, söz konusu ülkenin, eğer ihtiyaç duyuluyorsa, savunmasını da almak istiyor.

Zannediyorum, ECRI raporunu Haziran’da hazırladıktan sonra Türkiye’ye sunmuş, ondan sonra da Türkiye’den bir cevap beklemiş. Ya da istişarelerle geçen bir süre bu. Haziran’dan sonra Türkiye’nin attığı birçok adımlar oldu. Bunlar 17 Aralık’a yönelik adımlardı. Bunların hiçbirisi raporda yer almıyor. Zaten raporda da bu altı çizilerek vurgulanıyor. Haziran’dan sonraki gelişmelerin hiçbirisi raporda yok.

BBC Türkçe: ECRI’nin raporuna bu anlamda baktığımızda, içerik olarak ne kadar dikkate almak gerekiyor? Çünkü belki de raporda bahsedilen pekçok konu artık geçerliliğini yitirmiş durumda.

Zeynel Lüle: Belki öyle ama hâlâ yerine getirilmesi gereken önemli unsurlar var. ECRI de bunları vurguluyor. Özellikle Türkiye’de nüfus cüzdanlarından din ibaresinin kaldırılması talebi var raporda. Üstelik bu uygulamanın, Avrupa ülkeleri içerisinde sadece Türkiye’de olduğu belirtiliyor. Aynı zamanda okullarda din derslerinin mecburi olması da eleştiri konusu yapılıyor ECRI raporunda. Ya din derslerinin bütün dinleri anlatan dersler haline getirilmesini ya da zorunlu olmaktan çıkarılmasını talep ediyor.

Raporda ayrıca binlerce kişinin silahlı çatışmalar nedeniyle köylerinden göç etmek zorunda kaldığı belirtiliyor ve bu kişilerin köylerine dönmelerine çeşitli engeller çıkarıldığı da kaydediliyor. Türk hükümetinin bu rapora olan itirazlarında en çok vurgulanan unsur da bu. Türk hükümeti “silahlı çatışma” ibaresine itiraz ediyor ve bu çatışmaların tamamen “terörist faaliyetler” olduğunu belirtiyor.

Yorumlar kapatıldı.