İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Sarı Gelin, Gürcü Kralı’nın kızı

9 Şubat 2005 — Atatürk Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Gürsoy Solmaz, ‘Sarı Gelin’ türküsünün kahramanı olan genç kızın 1130’lu yıllarda yörede hüküm süren Gürcü Penek Kralı’nın kızı olduğunu ileri sürdü. Solmaz, “Türkünün kahramanı kız ne Türk ne de Ermeni’dir. Sarı Gelin aslında Gürcü kızıdır” dedi.

‘Sarı Gelin’ türküsüyle ilgili ortaya atılan iddiaların yanlış olduğunu ileri süren Solmaz, Kars’ın Sarıkamış, Erzurum Oltu yöresinde Allahuekber Dağları eteklerinde bulunan köylerde, Sarı Gelin ile ilgili efsaneye dikkat çekerek, efsanenin tarihi kaynaklarla örtüştüğüne işaret etti.

KRAL KIZI SARI GELİNİN ÖYKÜSÜ

Abdulkadir Geylani, müritlerini çeşitli yerlere göndererek onlardan İslamiyet’i yaymalarını istemiştir. Müritlerinden Şeyh Senani’ye (Sen de Penek’e gideceksin. Orada İslamiyet’i yayacaksın. Ola ki görevini aksatırsan, umarım ki domuzların ayakları senin omuzlarında olur) diyerek bir anlamda serzenişte bulunmuştur.

Şeyh Senani, Penek’e gelir. Fakat buranın hakimi Gürcü Kralı’nın güzel ve sarışın kızına o arada aşık olur. Sık sık görüşürler. Birbirlerine daha yakın olmak için Şeyh Senani, kızın önerisi ile onların domuzlarına çobanlık etmeye başlar.

Böylece aradan 7 yıl geçer. Bir gün domuz yavrusunu sırtlayıp getirirken, domuz yavrusunun ayakları Şeyh Senani’nin kulağına ve omzuna değer. Aniden Abdülkadir Gaylani’yi hatırlayan Şeyh Senani, onun kendisine, (şayet görevini aksatırsan dilerim ki domuzların ayakları omuzlarının üzerinde olur) sözlerini hatırlar.

Şeyh Senani, Penek hakimi Gürcü Kralı’nın sarı saçlı kızına yani sevgilisine durumu anlatır. Ona hak veren ve kendisiyle aynı düşünceyi benimseyen sarı kız onunla gitme kararını bildirir. Durumu öğrenen Penek Kralı, kızını biraz da yaşlı olan Şeyh Senani’ye vermek istemez.

Daha sonra Şeyh Senani, birkaç müridi ve sarı kız birlikte kaçarlar. Onların kaçtığı haberini alan Gürcü Kralı ise askerlerini gönderir. 500 Gürcü asker kaçanları Allahuekber dağlarında sıkıştırır, Şeyh Senani ve müritleri ile Sarı Kız askerlere karşı koysalar da sonuçta tümü öldürülür. Dağın alt tarafında müritler, zirvesinde de Şeyh Senani ve sevgilisi Sarı Kız öldürülürler. Hatta Şeyh Senani son nefesinde, üç defa (Allahuekber) dediği için bu dağlar (Allahuekber) adını alır.

HAZİRANIN İLK HAFTASI MEZAR ZİYARETİ

‘Sarı Gelin’ türküsünün kahramanının Allahuekber Dağı’nda sevdiği müslüman genç Şeyh Saneni ile birlikte mezarlarının bulunduğunu anlatan Solmaz, yörede bulunan onlarca köyde yaşayanların her yıl haziranın ilk haftası bu mezarları ziyaret ettiğini anlattı.

Yöre halkının hasatın iyi olması için mezarların ziyaret edilmesi inancını taşıdığını kaydeden Solmaz, “Aşk isteyen, evlenmek isteyen, hasta olanlar da mezarları ziyaret ederek, dilekte bulunup, adak adıyorlar” diye konuştu.

TARİHİ KAYNAKLARLA UYUM İÇİNDE

Yöre halkının yüzyıllardan beri süregelen efsanesinin tarihi kaynaklarla örtüştüğüne dikkat çeken Solmaz, “Efsanenin kaynağı olan Penek Kralı ve Anadolu’ya Müslümanlığı yaymak için gelenler arasında tarihi bir bağ var. Oltu’nun Penek Köyü’nün bulunduğu bölgede 1130’lu yıllarda Gürcü Perek Kralı’nın hüküm sürdüğü biliniyor. Ayrıca Müslümanlığı yaymak için de o tarihlerde Abdulkadir Geylani’in müridi olan Şeyh Senani’nin yöreye geldiği tarihi kaynaklarda yer alıyor” diye kaydetti.

Yorumlar kapatıldı.