İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Türkler ve Yahudiler

Taha Akyol

İSTANBUL, daha doğrusu Türkiye değerli iki yeni müze kazandı. Biri, Oya Eczacıbaşı’nın öncülük ettiği “İstanbul Modern” adlı sanat müzesi…

Öbürü, tarihçi Naim Güleryüz’ün rehberliğiyle kurulan “Türk Musevileri Müzesi”.

Musevi cemaatinin saygın üyesi değerli dostum Naim Güleryüz, müze hakkında hazırladığı kitabı imzalayarak bana da göndermiş. Kitap temiz baskısı ve resimleriyle müzeyi tanıttığı gibi, Türk-Yahudi tarihinin de özetini veriyor. (www.salom.com.tr)

Müze binasının aslı, eski “Zülfaris Sinagogu”dur. ‘Zülfaris’, Karaköy caddesine açılan bir sokağın adı… Osmanlıca “Zülf-ü ârus” (gelin kâkülü) deyimi halk arasında “Zülfaris”e dönüşmüş. Sinagog, adını bu sokaktan alıyor.

* * *

MÜZE haline getirilen Zülfaris Sinagogu 17. yüzyılda kurulmuş. O zaman İstanbul’da hahambaşı olan Haim Kamhi, işadamımız Jak Kamhi’nin ecdadı…

Sayın Jak Kamhi’nin Türkiye’ye büyük hizmetleri var. Sadece sanayide değil, Amerika’daki Musevi lobilerinin Türkiye’ye destek vermesini sağlayanların başında Kamhi gelir. Müzenin kurulmasının maddi yükünü de Kamhi’nin başkanı olduğu “500. Yıl Vakfı” üstlenmiş.

Bu vakıf, bu müze ve başlı başına bu Kamhi sülalesi “ortak tarih”in yarattığı beraberliğe dayalı vatanseverliğin anıtlarıdır.

Kitapta da Musevilerin Bursa’yı fetheden Orhan Gazi’yi kurtarıcı olarak karşıladığı, 700 yıllık Türk-Musevi ilişkilerinin böyle başladığı belirtiliyor. Fatih, II. Bayezid, Kanuni, Abdülmecid ve Abdülaziz’in Yahudileri esirgeyen fermanları sergileniyor. (Sf. 7, vd.)

Sultanlar ticaret ve kültürün gelişmesi için Yahudileri faydalı ve sadık tebalar olarak görmüşlerdir.

Bilim tarihçimiz Prof. Ekmeleddin İhsanoğlu, İspanya’dan göçen Yahudilerin İstanbul’a ‘Endülüs ilimlerini’ getirdiklerini anlatır. (Osmanlılar ve Bilim, sf. 45, vd.)

* * *

MÜZEYİ gezerken, saplantılı ‘Yahudi düşmanı’ yazar Cevat Rifat’ın “İğneli Fıçı” kitabını hatırladım. Yahudilerin ‘Hamursuz Bayramı’nda bir Hıristiyan çocuğunu öldürüp kanını ekmeğe katarak yediklerini anlatır bu tozlanmış eski kitap! Adı duyulmadık bir iki “Batılı gazete”yi de belge diye kaynak gösterir!

Hıristiyan fanatizminin bu iftirası, Osmanlı’da da Yahudileri bulmuş! Kanuni bu dedikodulardan dolayı Yahudilerin rahatsız edilmemesi için ferman çıkarmış. Sultan Abdülaziz “hayvan kanının içilmesini bile yasaklayan bir dinin mensubu olan Yahudiler” hakkındaki bu iftiranın tamamen uydurma olduğunu belirten bir ferman yayımlamış. (Sf. 11)

Tarihi sebeplerle Hıristiyan bağnazlığının yarattığı ‘antisemitizm’ bir psikolojik hastalıktır.

Osmanlı Yahudilerinin dua kitaplarındaki ay yıldız figürleri… Prof. Avram Galanti gibi kültürümüze büyük hizmeti geçmiş âlimler… Çanakkale’de Mehmetçikle koyun koyuna yatan Türk-Musevi askerler, işgal İzmir’inde Yunan bayrağını yırtan Nesim Navaro, müzikte Udi İbrahim… (Sf. 30, vd.)

Azınlıklar meselesini büyük ıstıraplarla yaşamış olan Atatürk’ün dediği gibi, “Bilhassa Museviler Türklerle kaderini birleştirmiş sadık bir unsurdur.” (Sf. 60)

Jak ve Naim Bey’lere teşekkürler, müze için, kitap için.

Yorumlar kapatıldı.