İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Atalarımız Ne Yapmıştı ki?


MHP lideri Devlet Bahçeli’nin geçen cumartesi Adana mitinginde yaptığı konuşma, “açık ve yakın bir şiddet çağrısı”dır ve Türk Ceza Yasası’na göre suçtur.




——————————————————————————–

Milliyet

18/01/2005 Can DÜNDAR can.dundar@e-kolay.net

——————————————————————————–

BİA (İstanbul) – Türkiye’nin önünde iki engel var: Haça saldıran Türkler ile hilale saldıran Batılılar…



İki düşman ekip adeta ittifak halinde Türkiye’nin uygarlaşma çabasını bir “dinler savaşı” haline sokmaya çalışıyor.



Ve her iki ekibin yaptığı, öbürüne yarıyor.



Mesela eski Fransa Cumhurbaşkanı Valery Giscard d’Estaing’in



AB’yi bir Hıristiyan kulübü olarak gösteren demeçleri, aynı görüşteki Türkleri sevindiriyor. Onlar da buna, Noel kutlaması yapan Hıristiyanlara saldırarak cevap veriyor. Bu saldırı da D’Estaing gibilerin ekmeğine yağ sürüyor.

Bu ittifakta kaybeden, Türkiye oluyor.



* * *



İsmet Berkan’a katılıyorum:

MHP lideri Devlet Bahçeli’nin geçen cumartesi Adana mitinginde yaptığı konuşma, “açık ve yakın bir şiddet çağrısı”dır ve Türk Ceza Yasası’na göre suçtur.



Bahçeli, -kendisini “sağduyulu devlet adamı” sayanları yalanlarcasına- Fener Rum Patrikhanesi’nin asırlardır barış içinde düzenlediği geleneksel haç çıkarma törenini “İstanbul’u Konstantinopolis yapmak istiyorlar” diye eleştiriyor ve bu yılki ayini basan MHP’lileri övüyor.



Diyor ki:

“Ülkücüler kayıklarla Haliç’te gezip ‘Zamanında atalarımızın yaptığını yine yaparız’ mesajı veriyor”.



* * *



Ne yapmıştı ki “atalarımız?”

Acaba Bahçeli, 1453 Mayıs’ında İstanbul’a giren Sultan Mehmed’in askerlerinin “kılıç hakkı” olarak bahşedilen 3 günlük yağma izni sırasında Hıristiyanları kılıçtan geçirip kiliseleri tahrip ederken ikonaları söküp mozaikleri parçalamasını mı kastediyor?



Yoksa “atalarımız” diye bahsettiğimiz kişiler, “Türkiye’nin utanç gecesi” sayılan 6 Eylül 1955’te gözü dönmüşçesine İstanbul’da azınlıkların evlerini basıp dükkânlarını yağmalayanlar mı?



* * *



Eğer “atalarımız”dan kasıt, Konstantinopolis’i düşüren Sultan Mehmed Han ise, bizzat Bizans uzmanı Batılı tarihçilerin, onu Devlet Bahçeli’den farklı hatırladığını belirtmeliyiz.



Aşağıdaki satırlar, İngiliz tarihçi Sir Steven Runciman’ın “Konstantinopolis Düştü” (Doğan K., 1999, s. 174) kitabından:

“Sultan Mehmed, Ortodoks uyruğuna uygulayacağı politikanın ana hatlarını tespit etmişti: Bizanslılar, Osmanlı İmparatorluğu içinde bir millet olarak yaşayacaktı. (..) Gennadios, patrik olmayı kabul etti. 6 Ocak 1454’te Sultan Mehmed yeni patriği kabul ederek kendisine dini sembolleri, patrik nişanını, kaftanını ve -kendi yaptırdığı- muhteşem haçı verdi. Törende kendisine ‘Patrik oldunuz, talihiniz açık olsun. Dostluğumuza güvenin’ dedi. Yeni Patrik, Sultan’ın armağan ettiği yağız küheylana binerek Ortodoks ana kilisesi adıyla ayrılan Havariyun kilisesine gitti”.



* * *



Bahçeli ve partisi, gerginliklerden çok çekmiş Türkiye’nin artık gerçek anlamda “yurtta ve dünyada barış” istediğini ve yeni bir döneme girdiğini göremediği için gözden düştü. Dileriz, yeniden göze girmenin yolunu, şiddet üreten eski söylemde aramazlar.



Azınlıkların misyonerlik çabalarıyla “dinin elden gittiğini” sananlar, asıl “elden giden”in, bir vize ya da yurttaşlığa kabul uğruna haç takmaya başlayan gençler olduğunu görmeli.



Onun da çaresi haçla savaşmak değil, Türkiye’yi onarmaktır.



Bunu göremezseniz, “Dini kurtaralım” derken asırlık bir arada yaşama geleneğini öldürürsünüz. (CD/YS)


Yorumlar kapatıldı.