İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Alman Kilisesi Türkiye´nin AB Üyeliğine Karşı

Almanya’da Katolik Kilisesi ile birlikte en çok sözü geçen ve Katolik Kilsesi’ne oranla daha hoşgörülü olan Protestan Kilisesi Konseyi Başkanı Prof. Wolfgang Huber Tagesspigel Gazetesi’nde dün yayınlanan röportajında Türkiye’nin Avrupa Birliği (AB) üyeliğine karşı olduğunu söyledi.

“Bütün veriler Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne üye olması ile yeni bir pazarın açılacağı yönünde, ancak bu Avrupa’yı geriye götürür. Bunun olmaması için Hıristiyan kimliği baz alınarak, Avrupa Anayasası ile belirlenen kültürel birlikteliğin ve aidiyetin güçlendirilmesi gerekmektedir. Bu noktada Türkiye bir yapı taşı olamaz,” diyen Huber, “Türkiye’nin AB’ne tam üyeliğine karşıyım çünkü orda hala din özgürlüğü, kadın erkek eşitliği ve azınlıklar konusu tartışılmakta. Beni en çok etkileyen konulardan biri de insanların Türkiye’de Ermeni soykırımı hakkında açık açık konuşamaması hatta cezalandırılması,”’ yorumunda bulundu.

Huber Almanya’da yaşayan Müslümanlarla ilgili olarak ise şu yorumda bulundu: “Terör eylemleri, şiddet ve Müslüman ülkelerde din ve devlet işlerinin birbirine karışması Almanya’daki Müslümanları olumsuz etkilemiştir. Bu benim değil toplumun ortak kaygısıdır. Bütün bu gelişmeler buradaki Müslümanların topluma uyumuna da geriletmiştir. Almanya’daki Müslümalarının büyük bir çoğunluğunun bir hukuk devletinde yaşadıkları için memnuniyet duyduklarını biliyorum. Bu yüzden de Müslüman azınlığa genel bir şüphe ile yaklaşılmasını yersiz ve haksız buluyorum. Ancak Almanya’yı bir islam devleti haline getirmek isteyen akımların varlığı da göz ardı edilmeyecek bir gerçek.”

Kendisine yöneltilen “Güney Asya’da yaşanan felaketin ardından hayatlarını yitirenlerin büyük bir çoğunluğu Müslüman olduğu halde Berlin’de düzenlenen ayine neden İslami kesimin önde gelenleri davet edilmedi?” sorusuna Huber: “Biz bütün Hıristiyan alemi için bir ayin düzenledik. Bütün dinlerin yer alacağı bir ayin düzenlemek söz konusu değildi. Ancak felakette yaşamını yitiren herkes için dua ettik. Ayrıca İslami kesiminden insanları da davet ettik, bazıları da ayine katıldılar.” açıklaması ile cevap verdi.

Huber, geçen hafta gerçekleşen, Hıristiyan ve Müslüman organizasyonların önde gelen isimlerinin katıldığı toplantıdaki konuşmasının sertliğine getirilen eleştirileri de, “Bazı konulara netlik kazandırmak adına söylediklerimin sertlik olarak algılanmasını doğru bulmuyorum. Ben bizi birleştiren ve ayıran unsurların açıklıkla ifade edilmesini istiyorum. Uyum bir görüş olmanın ötesinde daha fazlasını gerektirir. Aramızdaki ayrılıkları görmezden gelmek ve susmak bir şey getirmez. Ayrıca toplumda 11 Eylül saldırıları ve Theo van Gogh’un öldürülmesinden sonra ortaya çıkan kemikleşen bir huzursuzluk söz konusu. Benim asıl endişem bu,” diyerek yanıtladı.

Kaynak : VOA Türkçe Yayınları

Yorumlar kapatıldı.