İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

2004´te Türkiye-Ermenistan `sınır ve soykırım´ı konuştu

Mehmet Aksu bildiriyor

Ermenistan’ın işgal politikasını sürdürmesi ve soykırım iddialarını desteklemekten vazgeçmemesi, Türkiye’nin Erivan ile diplomatik ilişki kurması ve sınırların açılmasında halen en büyük engeli oluşturuyor.

SSCB’nin dağılmasından sonra Güney Kafkasya bölgesinde kurulan ülkeleri ayrıma gitmeden tanıyan Ankara, bölgedeki iki ülkeyle kurduğu diplomatik ilişkiyi, Azerbaycan topraklarını işgali nedeniyle Ermenistan ile tesis etmedi.

Ermenistan’ın Türkiye aleyhine Ermeni soykırım iddialarını desteklemesi ve dış politika önceliği haline getirmesi, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’nun bir bölümünde hak iddia etmesi, bu doğrultuda Ağrı Dağı’nı devlet sembolü olarak kullanması gibi konular iki ülke arasında normal ilişki kurulmasını daha da güçleştirdi.

Ankara, ”iyi komşuluk ilişkileri” kurulabilmesi için Ermenistan’ın ciddi bir irade göstermesi gerektiğini vurgularken, Erivan bu yönde bir girişim yerine sınırların açılmasını sağlamak amacıyla Türkiye’ye baskı uygulanması için Avrupa Birliği’ni (AB) devreye sokmaya çalışıyor.

Erivan yönetimi, Türkiye’nin AB ile müzakere sürecinde Türk-Ermeni sınırının açılması konusunun mutlaka gündeme geleceğini sıklıkla dile getirdi. ”Sınırların kapalı olmasından rahatsızlık duyduklarını” bildiren Avrupa kurumlarının yetkilileri, Ankara ile yapılan görüşmelerde bu konuyu henüz açıkça dile getirmedi. Ancak üyelik müzakerelerinde bu konunun gündeme gelmesinin sürpriz olmayacağı diplomatik kaynaklar tarafından da dile getiriliyor.

Güney Kıbrıs Rum yönetimi parlamento başkanı Dimitris Hristofyas, ekim ayındaki Erivan ziyareti sırasında Türkiye’nin soykırım iddialarını AB’ye girmeden önce tanıması gerektiğini ileri sürmüştü.

Soykırım iddialarıyla ilgili ısrarını sürdüren Erivan, iddiaları BDT bünyesine de taşıyacağını açıklarken, uluslararası platformlarda Ermeni sınırının açılması yönünde Ankara’dan taleplerde bulunulmasıysa konunun bir başka boyutunu oluşturuyor.

İLİŞKİLERDE FİİLİ DURUM

Türk-Ermeni sınırının kapalı olmasına rağmen yapılan Erivan-İstanbul uçak seferleriyle Türk ürünlerinin Gürcistan ve İran üzerinden Ermenistan’a taşınması, iki ülke arasında resmi olmasa da fiili bir ekonomik ve ticari ilişki bulunduğunun göstergesi.

Ermeni yetkililer de bunu doğrulayarak, ”Türkiye’nin Ermenistan’ın dış ticaretinde 10’uncu sırada olduğunu, sadece 2003’te tamamına yakını ithalat olmak üzere ikili dış ticaret hacminin 38 milyon doları bulduğunu” belirtiyor.

Ankara ve Erivan arasında doğrudan bir diyalog olmasa da yetkililer BM, NATO ve AGİT gibi uluslararası kuruluşların etkinlikleri çerçevesinde ikili görüşmeler yapıyor. Türkiye’nin Ermeni işgali altındaki Yukarı Karabağ ile ilgili sorunun çözümüne katkı sağlamak amacıyla üç ülke dışişleri bakanlarının bir araya gelmesi yönündeki girişimi de yine dolaylı yoldan gerçekleştirilen diplomatik ilişkiler arasında gösterilebilir.

Ermeni kaynaklarına göre, İstanbul Uluslararası Kitap Fuarı’na Ermenistan bu yıl ilk kez katılırken, Türkiye’den gazeteci, sivil toplum kuruluşları ve bazı ticari kuruluşların temsilcilerinin bireysel veya grup olarak Ermenistan’ı ziyaretleri 2004 içinde de sürdü.

İLİŞKİLERİN GELECEĞİ

İşgal politikası nedeniyle Türkiye ve Azerbaycan ile ilişki kuramayan Ermenistan, ihtiyaçlarını halen İran ve Gürcistan üzerinden karşılamaya çalışıyor.

Ankara, Erivan ile ilişkilerin normalleştirilmesinde soykırım iddialarına desteğin kesilmesinin yanı sıra özellikle uluslararası hukuk kurallarına aykırı olan Azerbaycan’ın topraklarındaki işgalin sona erdirilmesi, Türkiye’nin bir bölümü üzerinde hak iddiasından vazgeçilmesini bekliyor.

Erivan’ın Ankara ile ilişkilerinin düzeltilmesinde istekli olduğunu göstermesi sürecinde iki ülke arasındaki sınırı belirleyen Gümrü ve Kars anlaşmalarını tanıması, Ağrı Dağı’nı devlet sembolü olarak kullanmaktan vazgeçmesi gibi konular da önemli yer tutuyor.

Yorumlar kapatıldı.